Arca'nın gece cin gözlerle bilmem kaç defa uyanışından yorgun düşmüş, İlkere havale etmiş ve yarım saatçik deliksiz uyku için ölürken yağmurun sesine uyandım. Kapkara bulutlar!! (Acaba Candan Erçetin'in ninnisindeki kargalar mı getirdi bulutları?) Heryer taşmış, bardaktan boşalırcasına deyimi az gelir, düpedüz kovalarca su boşalttılar üstümüze bulutlar! Bir ara dolu öyle abarttı ki sağa çekip bekledim. Yolda ufak tefek kazalar, yağmurlu havanın olmazsa olmazı. Ofise geldim, çayı içerken kuzucum geldi aklıma. Umarım dam hepten akmamıştır. 2 gündür içimden birşey gelmiyor, dün bir ara işten erken çıkmayı bile düşündüm. Neyse ki akşam arkadaşlar geldi de iki çift laf ettik, gevşedik. Onlar da dün işte aynıymış. Keyifsiz bir gündü işte.
1-2 blog gezdim, kuzenin yazısına denk düştüm. Nasıl güzel anlatmış, anlattıkları benim çocukluğum, pek çoğu birlikte paylaştıklarımız... Buraya bir link atalım, belki Arca büyüyünce okur...
Bulutlar biraz aralandı, yağmur yavaşladı, hadi ben kaçtım!
burası da yağmurlu ama ufaktan ufaktan. Sizinki gibi değil. Keşke benim de çocukluk anılarımızı yazan bir kuzenim olsa, benimkiler anca beni okuyup aaaa öyleydi değil mi? desin:))
YanıtlaSilSevgilerimle
mim!
YanıtlaSil