Evin erkekleri uyudu, hatta bir tanesi epey önce uyudu, sonrasında mutfağı topladım, kahve yaptım, 2 haftadır kaydetip izlemediğimiz dizileri izleyelim diye İlkere söz vermiştim, uyukladığı koltuktan uyandırıp kahve ile dünden kalan cheesecake koydum önümüze, ikinci dizinin ortasında baktım uyudu, kapattım televizyonu. çamaşırları topladım, çamaşır astım, banyo yaptım, 3 hapşırığı müteakip mendillik olmuş burun akıntısı ıhlamur alarmı verdi, koydum demliğe ıhlamuru, oturdum. Önce kisd'e mail yazdım, sonra bizim ekiple ufaktan program yaptım, ıhlamuru limonla tanıştırdım aralarını yapmak için bal ekleyecektim kalmamış artık bıraktım kendi hallerine.
Güzel bir haftasonu... Cumartesi sabahtan ananede kahvaltı, Arca ananede kalır yeliz fotoğrafçılık kursuna kaçar. Şahane bir ders geçirir, dersten çıktığında artık "ışık" onun için eskisi gibi değildir. Artık "ışığın" anlamı değişmiştir. Hayatın akan her sahnesi artık onun için bir fotoğraf karesidir. Lakin Kordon'da fotoğraf çekmek için vakti yoktur. Biri ablasının doğumgünü biri de akşamki dostlar için olmak üzere 2 cheesecake ile Alsancak sokaklarında park yerine ulaşmaya çalışır, beyninde binlerce kare fotoğraf ile. Aksi gibi trafik de sıkışık, neyse bir şekilde ananeye ulaşır, Arca'yla ufak bir ayşecik filmi çevirmeleri için "vee... motor!" repliğini duymaya ihtiyaçları yoktur!! Derken Duru'nun geldiğini haber veren zili duyduğunda kalbi küt küt kapıya koşar " kim o?" der. Der valla!! Sonra ikisinin en büyük ortak yanı... biri okumayı biri okutmayı seviyor...
"Of ya kaç yaşıma geldim hala mı doğumgünü!!!" diye sızlanan ablam cheesecake'e daha fazla karşı koyamaz, tatlı sohbetler yapılır. Neyse ki geçen gece Duru giderken ortalığı kaldıran Arca bu defa ayrılığı metanetli karşılar. Ablamlar annemi ananeme bırakırlar biz de eve yollanırız. Dostlar gecesine cheesecake damgasını vurur, Zeynepin sütünü garanti arttıracağı söylenerek bol bol yedirilir.
Pazar sabah kahvaltı için hala, emmi ve mamami ile Çakıl'da buluşmaya karar verilir. Burası mandalin ağaçlarının arasında harika bir yer. Öyle 3-5 ağaç değil bildiğin dönümlük mandalin bahçesi. Arca "mannamin"lere dalar, ağaçlardan toplamak serbest, Arca mutluluktan mest.
Kahvaltıda kuruyemiş getirmişler, güzel bir hoşluktu. Arca kahvaltısını evde yaptığı için kuru kayısı, incir ve üzümleri ve pek tabii mandalinleri götürmekle yetinir. Parkta oynar, çimlerde koşar, yorulunca arabalarıyla masada oynar. Oynar, oynar... Anne de dünkü kursun pratiğini yapar. Ancak ayar konusunda iyi bir seçim yapmadığını ahanda buraya fotoları koyunca fark eder. Bir de buraya koyamayacağı fotoğrafların - çok net ve yakın çekimlerindeki göz etrafı kırşıklarının derinliğini!!! böhüüü!!!
Uzun lafın kısası güzel bir haftasonunu elimde mendil kafamda bigudiler, kulağımda Arca ve damağımda ıhlamur ile noktalıyorum.
arca cok ısırmaliksin sen!
YanıtlaSilbu çibo t-shirti ve atakan inşaatta kitabını kızılay dağıtıyor sanırım. birebir bizde de var:) bi de duru büyümüş de kuzenine kitap mı okur olmuş. yerim ben o küçük ablayı da uslu arca'yı da
YanıtlaSilNe güzel bir haftasonu geçirmişsiniz. Gittiğiniz yer nerede, bize de söyleyin,dün bahardan kalma bir gündü ve çok güzeldi hava değil mi? Çocuklar bol bol güneş gördü, benim de kemiklerim ısındı doğrusu:))
YanıtlaSilHep bir fotoğraf çekme sevdam vardı benim de... Zenith marka bir makinem vardı 100 yıl önce falan... Fotoğrafçıya güneşli hava, sahil , kapalı hava falan filan ayarlarını yazdırmıştım kağıda... Sonra resimleri tab edilmeye götürdüğümde pek bi beğenmişti...
YanıtlaSilBizimde elma bahçeli bir restoranımız vardı unuttuk çoktandır...Kısaca süper bir hafta sonu olmuş... Ablana nutlu sağlıklı yıllar.
Sevgimle
yi beni kiraz teyze!!
YanıtlaSilhoho hülyacan sen ne diyorsun daha ne piştilerimiz var bizim:)) ama atakan inşaat ustası ile marangoz ustası süper, lakin hep babaya biçilmiş roller aman bizim oğlanlar maganda olmasın:)))
bu arada o çizgili tchibo t-shirt ün hastasıyım, tek geçerim. şu alttali lcw geçen hafta yeşillisini giydirdiydim, ucuz valla 2 tane aldım, sen de bak, hem penyesi kalın.
fadişzim, yeri çok kolay aslında. Narlıdereye girip Şehitliğin hemen yanından sağa dönüyorsun sonra kavşaktan sağ yapıyorsun, biraz daha ilerde. çok güzel bir mekan, geçen yıl gittiğimizde boştu bu defa çok kalabalıktı, hatta servisten pek memnun kalmadık ama arcanın mutluluğu için değerdi. önerim, öğleden sonra cmt falan gidin, daha sakin olur. içeride de oturabiliyorsun, yemekleri de güzel, ızgara filan var. bu mevsim çok güzel mis gibi mandalin kokuyor
YanıtlaSilharika kareler yakalayacağınae eminim sevgili lale, neden tekrar düşünmüyorsun? hazır yetenek kıpırtıları da varken:)
YanıtlaSil