20 Şubat 2011 Pazar
Nöbetçi blogger
Bu fincan birilerinden ev hediyesi olarak gelmişti seneler önce. Kapak ne ola ki? diye soramamıştım, cahillik etmeyeyim dedim herhalde? Hiç kullanmamıştım ama atmamışım da. Atarım ben normalde, bir gün bir yerde ihtiyaç duyulur diye saklama adetim yoktur. Bu geceki nöbetin yoldaşı beyaz çay ve bu porselen kupa. Demleniyor içerde, o kapak işte bunun içinmiş. Tea&pot sağolsun çay kültürümüz arttı:)
Calpol versem mi, Ibufen'e bir buçuk saat kaldı, az sabretsem mi? Aslında bu soru kafamda dönüp duruyor şu an. Sekiz saatte bir ibufen veriyoruz ve araya Calpol sıkıştırmıyoruz son 24 saattir ancak bu akşam ilaç saatine çok az kala ateş 39'un üzerine çıkınca gece dönüşümlü tarifeye karar kılmıştık. Ama ben Arca ile uyuyakalmışım, şimdi uyandım.
Tabir-i caizse bu aralar kendimi b.k gibi hissediyorum. Günlerdir aynı ev kıyafeti üzerimde, bu şekilde uyuyup uyanıyorum, kafam kaşınıyor, artık toka takmıyorum, havasızlıktan daha beter kaşınıyor çünkü, zaten pislikten peruk gibi önüme hiç düşmüyor, arada kaşıyıp havalandırıyorum dipleri. Ne? bakmayın öyle, itiraflarda yazmıştım, tekrar ettirmeyin, bahane buldum mu yıkanmam ben, pisim!
Önce Arca, sonra tam kuyruğu doğrulttu derken ben, sonra tekrar Arca... Döngü hiç bitmeyecek gibi. Hastalık mısın? Vur geç kardeşim! Uzun soluklu dizi gibi, yaprak dökümü halt etmiş! Bu senenin gribi bana sinüzit, Arca'ya bünyenin zayıf düşmesini müteakip boğaz enfeksiyonu armağan etti, eksik olmasın.
Çocuğunun hasta olması çok fena, sosyal damarlarımız tıkandı, kıpırdayamıyoruz. Dün karşı komşumuz elinde 3 aylık bebeği ile bize gelmek istedi, kapıdan çevirdik. Enfeksiyon bu! Bu akşam haftalardır görmediğimiz arkadaşlarımıza yemeğe gidecektik, Poyraz var, el kadar bebek. Bugün uzun zamandır beklediğimiz Nilda'nın doğumgününe gidemedik. Çocukları telef etmeyelim. Çok fena oldu. Bir otelde yapmışlar organizasyonu, dışarda 2 yaş doğumgünü partisi nasıl olur gözlem yapacaktım. Arca'nın aşkı kabardı, kapılardan bağırıyor "Cansuuuuu" diye, namümkün! Nurturia'ya bile girmek istemiyorum, sanki oradaki bebelere biraz fazla bakarsam benimkinin enfeksiyonunu bulaştıracağım.
Her bebek gibi Arca da hasta olduğunda anneye yapışma moduna giriyor. Gözü benden başka bir şey görmüyor, zaten bu yüzden ateşin çıktığı ilk gün ofise gidemedim. Cuma günü öğleye kadar sabredemeyeceğimi bile bile gittim. Nitekim öğlen Ümit ablanın sesi resmen gel diye yalvarıyordu. Zaten ateş 39'a çıkmış. Doktordan dönüşte İlker kuru temizlemeciye gidecekti, terziye bel ölçüsü vereceğim bahanesiyle hemen yamandım. Bütün haftasonumun akibetini biliyorum, her nefes sonrası için güç olacak bana. Annem geliyor, İlkerin annesi geliyor, İlker her daim etrafta ama yok Arca hasta ise illa ki anne! Haklı! Neyse terzi dükkanı kapatmış, hava da güzel, Betonyola çıktık. Meşhur turşucudan turşu, çerezciden lokum, Arca'ya kurabiye... el ele gezdik İlkerle. Bu bilinçli uzaklaşmanın vicdanımı hiç rahatsız etmediğini düşünüyordum, ama dönüşte İlker'in Arca'ya oyuncak alma talebine hayır demediğime göre (bir yerden eve oyuncakla dönmemeye çalışıyorum) vicdan yapmışım demek ki:)
Uyur kalırım diye günlerdir kitap okumuyorum. Arada Arca kendi kendine oynarsa, o da iki satır. Televizyona da pek bakmıyorum, bunlar hep uyku tuzağı. Filtre kahve makinesi aldık, Tschibo'dan da taze çekilmiş kahve. Tiryaki oldum içmeyince başım ağrır oldu. Bilgisayardaki fotoğrafları düzenliyorum, katiyen uyku getirmeyen bir aktivite. Önümüz doğum günü, düzenli aralıklarla aile büyüklerinin fırça kaymasından dolayı doğum günü gelmeden geçen yılın Arca fotoğraflarından bir albüm neyim yapalım seneye kadar konuşamasınlar istiyorum. Evet çok gıcığım.
Calpol'e gerek kalmadan ibufen vakti geldi. Yatmadan önce önümüzdeki şikayet konularını da yazayım:
1. Arca benimle uyumaya alıştı, kendi başına yatmak istemiyor.
2. İshal oldu (şimdi bile şikayet edebilirim bu konuda)
3. Huy değiştirdi, her halta ağlar oldu.
4. El bileklerim Arca'yı taşımaktan ağrıyor, doktora gideceğim.
.
.
.
.
Arca hastayken en çok annesiz çocuklar aklıma düşüyor. Kime sarılıyorlardır, kime nazları geçiyordur? Neyse gözlerim yine dolmadan kaçayım, zaten boğazım yine düğüm düğüm.
Sağlıkla kalın, hoşça kalın!
Nobetci yorumcu geldi :) Ikinize de cok gecmis olsun! Arca eminim hemen toparlar, cocuklarin hastaliklari en fazla 3 gunde geciyor, cok hizli iyilesiyorlar. Giderken beni de aglatacaktin... doldu gozlerim doldu :(
YanıtlaSilof :( cok gecmis olsun ikinize de.
YanıtlaSildoruk da, 1 haftadir nezle.
en ufak bi hastalik bile olsa, oyun grubuna oraya buraya gidemiyor catladi evin icinde.
hepsi iyi olsun kuzularin, sen de Yelizcim.
opuyorum
çook geçmiş olsun Arcama...Bu garip kış fena çarptı herkesi özellikle de çocukları. Cancanın Calpol ve İbufeni bende durur acil lazım olursa diye.
YanıtlaSilAnnesiz babasız çocuklar ,genç bir anne baba kaybedildiğinde en çok onlar gelir aklıma... Defne Joy öldüğünde de en çok çocuğuna yanmıştım.
Tüm iyilik ve şifa dileklerimi gönderiyorum, Aslanım Arca'ya
Yeliz halini düşüemiyorum bile. Biz hiç hastalık atlatmadık henüz ama ben acayip korkuyorum kış ayından. Grip filan olmadan bahar gelse yaz gelse. Çocuklar hiç hasta olmasa ne güzel olur. Gçen hafta aşı sonrası iki gün huysuzlandı ateşlendi diye nasıl üzülüp endişelendim anlatamam.
YanıtlaSilArcamı öpüyor seviyorum. Acil şifalar diliyorum.
Çok geçmiş olsun ikinize de.. Biz de iki hafta önce dökülüyorduk ana kız ama geçti çok şükür, darısı başınıza...
YanıtlaSilyelizcim çok ama çok geçmiş olsun canım tekrardan :(( umarım çabuk atlatırsınız ve bir an önce azad edersin kölelikten..resmen köle ediyorlar hasta olunca bizim cüceler,,annesiz çokcukları ise hiç sorma onlar hiç naz yapamıyorlar ki nazlarını çekecek kimse yok çünkü bu sepepten her daim ayaktalar dim dik!!!Allah yardım etsin ve hiç bir yavru annesiz hiç bir anne de yavrusuz kalmasın inş. :((((
YanıtlaSilİkinize de çok geçmiş olsun. Keçi gribi diyorlar ya, inatçı, hemen çekip gitmiyor. Ondan uzadı herhalde. İnşallah yeni hafta ile birlikte hastalıkları da geride bırakırsınız.
YanıtlaSilçok geçmiş olsun. enn kısa zamanda iyileşsin Arca'cık. sana da kolay gelsin canım...
YanıtlaSilgeçmiş olsun tatlım...
YanıtlaSilBen de nöbetteydim dün gece ateş olaylarında nöbetleşe biz de de :((
offff yaa ...
Demek hala ateslenmeye devam :(( Yorucu bir hafta oldu hepiniz için , en kısa zamanda topralanırsınız insallah . Özledik çok , öpüyoruz
YanıtlaSilYeliz geçmiş olsun, çocuğumuz hastaysa bir bakıma biz de hasta gibi oluyoruz, moraller dibe vuruyor. Arca şimdi iyidir inşallah. Kimsesiz çocuklar için de tek dileğim bir an önce sevgiyi tadabilecekleri, sıcak kucaklara kavuşabilmeleri.
YanıtlaSilCalpol - Dolven dönüşümü deyince aklıma 2-3 sene önceki her 2-3 ayda bir yaşadıklarım geldi. Benim oğlanında çok inatçı ateşi vardı ve hatta biz 3 saatte biz calpol-dolven dönüşümü yapsakda arada 3 saat arasında yine fırlıyordu ateş,tabi sebep ya kulak ya boğaz enfeksiyonu. Bu arada bu her dönüşümlü ateş düşürücü döneminde benim oğlanda ishal oluyordu, sebebi dolven miş bilgin olsun.(Dolven ve Ibufen aynı içerikli ilaçlar bildiğim kadarı ile)
YanıtlaSilAma sana sevindirici haber, benim oğlam (çok şükür maşallah) son 2 senedir falan ateşlenmiyor,burnu akıyor,hapşuruyor,öksürüyor ama öyle geçişiyor, seninkide geçecek işallah bu dönemleri, ama o uykusuz geceler çok zor gerçekten,Allah şifa versin,sanada kolaylık.
Eskilerin lafı vardır, çocuğumun hastalığına yanmam,huyunun değiştiğine yanarım diye :) illaki her hastalık sonu huylar-sular değişir, sonra toparlanır.
Çok çok geçmiş olsun.