Tabii ki Arca’yı doktora götürecektik, götürdük. Boğaz enfeksiyonu, antibiyotik.
İlker son birkaç aydır epey geliştirdiği tıp bilgisi ile çok acayip sorularla doktoru ters köşe yapmaya çalıştı. Bizim kafa mühendis kafası, yorumsuz kalınmasına tahammül yok. Doktorun da bizim kadar soru soran hasta ailesi yok. Arca kadar sık enfeksiyon geçiren bebe de yok sanıyorduk, yanılmışız. O konuda ilk sırayı kapamamışız. Doktor her muayenede olduğu gibi “üstün cesaret madalyası” verdi Arca’ya. Bence üst seviyede enfeksiyon kapma ödülü olmalıydı. Neyse…
Sıkıntımızı ÖSYM’ye taşıyalım diyoruz, Türk tıp dünyası Arca konusunda bizi tatmin edemiyor, bi el atıversin hayrına.
Abartısız tüm gün yemek yememiş olan Arca, ilacın etkisi ile uyuyakaldı, tabii ben de. O küçük boş mideye bir dünya ilaç girdi. Sonuç olarak gecenin üçüne kadar tam üç defa kustu.
Önce kendi yatağında uyuyorduk, “anne bana bi haller oluyor” der gibi kalktı. Ve cüssesine göre sağlam bir kusma eylemi gerçekleştirdi. Çarşaflar değişti. Temizlendik. Bu arada sürekli su içmek istiyor.
İkinci sefer yanımıza yatırdım. Yine uyurken aynı şekilde doğruldu. Hop varan 2! İlker ömründe hiç bu kadar sık çarşaf değiştirmemişti herhalde, zira benim yardımım mümkün değil, kucağımdan inmiyor.
Üçüncüde artık tecrübeliydim, kusmaya başladığı an kucağıma aldım ve temizlemesi kolay olsun diye doğru halısız koridora çıktım. Öncesinde süt içtiği için midesini boşaltmak biraz daha uzun sürdü.
Pek tabii doktoru aradı İlker. Ben çekinmem, Arcayı emzirdikten sonra gazını çıkarayım diye omzuma attığımda - 5 aylıktı sanırım- yatağın kenarına kafasını bamlattığım var, gece beşte bile aradım, acile götürelim mi diye. Neyse dün de iyi ki aramışız, fitil önerdi, nöbetçi eczaneden alıp uyguladık. Sabaha kadar bir daha kusma olmadı.
İshal olmadığı için boş mide, ilaç ikilisinin sebep olduğunu düşünüyoruz.
Üçüncü defa çarşafları değiştirirken İlkerle gülme krizine girdik. Gecenin üçü fitili yemiş bebemiz halsizlikten gözlerini açamıyor, ben saçlarıma kadar kusmuk kokuyorum, evdeki tüm yastıkları Arca’ya kurban vermişiz, salondaki köşe yastıklarında yatmaya hazırlanıyoruz. Derken "İlker çocuk doktoru olsa gece acil telefonlarına nasıl cevap verirdi" geyiği çeviriyoruz. Eminim fitili çocuğun burnuna soktururdu. Zira ilginç tecrübeleri var kendisinin, tekstil sektöründe çalışırken fabrika bekçisinin telefonuna cevap verip adam konuşurken uyuyakalmışlığı var.
Gecenin yıldızı bizim yataktı. Arca’nın “yatakta kuduralım” taleplerine hayır demeyen daha fenası onunla birlikte tepişen bir babası olursa, yatak kırılır. Niye şaşırdık anlamıyorum. Yeliz kıza çeyiz düzme çalışmaları boyut değiştirdi, yatak alıyoruz. Tatil planlarımızı tekrar gözden geçirsek iyi olacak. Malum masraf masraf üstüne.
Tatil demişken, gece geç vakit tatil planları yaparken de epey eğlenmiştik. Otelin birinin ilanından aklımda kalanlar…
“Halk plajına 150 metre, kendi özel plajına 1 km uzaklıkta….”
Yok dedim yanlış yazmışlardır, kendi plajı niye 1 km uzakta olsun? Detaya girdik vallahi öyle…
Gerek kendi aramızda gerekse telefonla bağlantı kurduğumuz dostlarımızla istişarelerden sonra,
a. Otel sahibinin 1 km uzakta ucuza bir arsa kapatıp plaj yaptığına
b. Otel sahibinin laz olduğuna
c. 1 km için ücretsiz otobüs sağlayarak ve halk plajının tersine şezlong ve şemsiyelere ücret almayarak üstün hizmet anlayışına sahip olduğuna
d. Hepsinin doğru olabileceğine
kanaat getirdik!
Neyse Arca’ya dönersek, sabaha karşı uyandı ve dünün acısını çıkarırcasına üç adet danino ile açılışı yaptı. “Umit” ona gevrek getirdi, ben ağrılarımı da yanıma almış evden ayrılırken Arca gevreğin susamlarından kemirmeye başlamıştı bile. İştah varsa tamam!
Son olarak…
Bu yıl fark ettim ki, sürekli bir döngünün içindeyiz. Arca hasta oluyor, ben helak oluyorum, sonra zayıf düşmüş bünyenin kolay hedef olduğu mikroplar bende konuşlanıyor. Tutulan sırtım ve boynumun ağrısı tam gaz ilerlerken, Arca'nın suratıma öksürmek suretiyle saçtığı mikroplar da sahnede yerini aldı, boğaz kızarık, eklemler ağrılı...
Halet-i ruhiyem Türkçe sözük dağarcığımı aşıyor artık yeni kelimeler türetiyorum : "Böyk geldi!"
Geçmiş olsun hepinize, bitsin gitsin artık bu hastalıklar.
YanıtlaSilGecmiş olsun Yelizcim .Bu hafta bizim cocuklara bir haller oldu , hepsi sürünüyor valla. Hepimiz hastayız , hepimiz Arcayız :))
YanıtlaSilBiz Gamze'yi büyütürken her pazartesi doktora , cuma günleri kontrole giderdik.Bir keresinde, doktora yolda rastladık da Gamze koşup boynuna atladı...
YanıtlaSilBu günler geçecek Yeliz tecrübeyle sabit... Sen fazla hasar almamaya bak...
Arca dostumu çok öpüyorum.
sağol Fadişçim
YanıtlaSilhay allah iyiliğini versin hayat! biz ailecek arcayız valla:))
YanıtlaSilLale hn,
YanıtlaSilçok güldüm çok:=) Arca da durup durup doktora gidelim filan diyor. özlüyor sanırım
geçmiş olsun hepinize.. dilerim tümden kurtulur, sıhhatine kavuşur Arda cık ve sen de, siz de helak olmazsınız.. kolaylıklar
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun Yeliz, walla diyecek bir şey bulamadım, hemen kaçıp gitsin tüm mikroplar diyesim var.. Koca koca öptüm Arca yi.
YanıtlaSilah ben cok iyi bilirim o ilactan gelen mide bulanmalarini kiyamam minik adama :( Gecsin de bir daha gelmesin rahat biraksin hastaliklar Arcayi.
YanıtlaSilcok gecmis olsun,
YanıtlaSilbenim oglumda 3 haftada bir bronsit oluyor.alerjik astimi tetikliyor bunu,cok zor ,kis geldimi karalari bagliyorum,
ama allah beterlerinden saklasin.
acil sifalar arca`ya
ARCA, yaz geldi sen ünvanını yitiriceksin ve hasta olmayacaksın artık, tatile gideceksiniz, çok iyi dinlenecek annen baban ve çarşaflarınızı tatil boyunca başkası değiştirecek:)))
YanıtlaSilbizim dileklerimiz bu
Merhaba,
YanıtlaSilBu Bayan Jane Alison, özel bir kredi borç veren herhangi bir mali yardıma ihtiyacı herkes için bir mali fırsat açmak vardır kamuoyunu bilgilendirmektir. Biz açık ve anlaşılır terimler ve durumu bir altında bireyler, firmalar ve şirketler için% 2 faiz oranıyla kredi veriyoruz. E-posta ile bugün bize ulaşın biz sizlere kredi şartlarını ve koşullarını verebilir böylece: (saintloanss@gmail.com)