Geçenlerde bir akşam davulcu kapıya dayandı. Ben de yarı çıplak dolaşıyorum evde, İlker koltukta sızmış, kapıyı açmamayı tercih ettim. Adam da nasıl ısrarlı. Bu arada Arca ile oyun oynuyoruz, huzursuzlanıyor, "kim geldi? kim geldi?"
Kucağıma aldım, fısıltı ile, çok önemli bir sır verir gibi; dedim ki:"baba uyuyor, davulcuyu tanımıyorum, açmak istemiyorum, şşş, sen de hiç sesini çıkarma, bizim sırrımız olsun" Kikirdedik ikimiz de oyuna devam.
Aradan on beş dakika geçti, kapı yine ısrarla çalıyor, aynı sahne evde. Bir taraftan da içimden ağzıma geleni söylüyorum davulcuya. Adama bak ne manyak çıktı. Artık hiç açamam zaten. Kapı yumruklanmaya başladı. Hadi be!!
- Bu arada dikkatinizi çekerim İlker sızdığı koltuktan istifini bozmadan uyumaya devam. Ev yıkılsa uyandıramayacağız:) -
Arca'yı yine sakinleştirip odada bıraktım, kapı deliğinden baktım. Kapıcı, karşı komşu kapıda. Hayırdır inşallah? Davulcudaki bahşiş ısrarına cümle alem alet olmuş!
Uykulu surat yaptım, pis numaracıyım, Arcayı kucağıma aldım, hani yarı çıplaklık biraz örtülsün diye. Su sayacını okutmaya gelmiş kapıcı, bir de ...
İçeri girerken anahtarı kapının üzerinde unutmuşuz.
Meğer davulcu uyarmak istemişmiş, meğer arkasından çok fena saydırdığım davulcu anahtara ilişmemişmiş. Utandım.
O geceden bize kalan "davulcu" sırrı oldu.
Dün Arca'nın iki tane arabasını arıyoruz, fısıltı ile "saklanmışlar mı? şşşş hiç ses etme yakalarız onları " derken...
Arca aynı fısıltı ile "davulcu mu ? davulcu mu?"
Kalabalık evde büyüyenler sadece fısıltıyla konuşmayı bilir diye düşünürdüm hep,beni yanılttınız anne-oğul :))
YanıtlaSilDavulcu artık unutulmaz,aranızda bir sır kalacak yıllarca..Bizimde aramızda bu tarz sırlarımız hala var oğluşla..
çok fena çok davulcu artık evmizin bir parçası:)
YanıtlaSil