15 Eylül 2011 Perşembe

Bu aralar…

Bu aralar…


Ofiste tuvaletimizi romantik bir ortamda icra ediyoruz, mum ışığında. Lamba sizlere ömür.

Sonra artezyende arıza olmuş, damacana su döküyoruz klozete.
Bu aralar…

Okuduklarımdan çok etkilenir oldum. Floransa büyücüsünü bitirdiğim gece hayaletler gördüm evde. Giyecek çamaşırımız kalmamış, gece makinanın durmasını bekledim, en azından sabaha kurusun diye bir iki tanesini asacağım. Zaten her gölgeyi Kara Göz sanıyorum, tam balkonun kapısını açacağım, arkamdan bir el çıplak bacağa dokunmasın mı! Çığlık kıyamet! Yer cücesi kalkmış peşimden gelmiş. Oğlum bir anne desene, ses versene.

Geçen Patti Smith’i okurken de ağla ağla içim çıkmıştı. Ağlamaktan uyuyamıyorum da… Neyse, “anneler ve oğulları için bir fincan huzur” diye bir öykü kitabı duruyor başucumda. Dedim kafam dağılsın, birkaç sayfa okuyup yatayım. Çocuğu hastanede yatan bir annenin öyküsüne rastlamaz mıyım? Sabah gözlerim balon olmuştu ağlamaktan.

Şimdi “aklından bir sayı tut” diye bir kitap aldık İlker’e. 15 yıldır istediğine şahit olduğum üçüncü kitap filan. Neyse okumadı tabii, günlerce salondaki sehpanın üzerinde durdu kitap, yüz bulamadı, sonra kitaplığa kalktı. Benim her zaman olduğu gibi okuyup kendisine özet çıkarmamı bekliyor. Ya da filminin çekilmesini. Tamam, okuyayım da başlığı çok fena kardeşim. Adam aklından sayı tutuyor, telefondaki herif (atıyorum) 658 tuttun, bundan sonra senin adın 658 olacak diyor. Gündüz gözüyle daha kapaktan tırstım, umumiyetle gece kitap okuyan biri olarak nasıl okuyacağım bilmiyorum.

Bu aralar…

Dizi edinesim var. Geçen sene Ezel vardı ne güzel, numunelik tek Türk dizisi. Muhteşem Yüzyıl’a da TV açıksa baktım. “Öyle bir geçer zaman ki” dizisinde zaman geçmiş 70’lere gelmişler, dizi hakkında geniş bir bilgi yelpazem var ama hiç izlemedim desem?

Sonra Fatmagül vardı, yine zaplarken baktığım, Sumru Yavrucuk’u gördüm mü durduğum… Sahi ne tatlı kadındır o!

Feriha’ya koymuşlar (pardon adını Feriha koymuşlar) dizisi hakkında da bilgi sahibiyim mesela, ilginç.

Elvan, dizileri fragmanlarından takip ederdi, hepsini bilirdi. Aynı saatte üç dizi izleyebilirdi, ben de bu meziyeti edinmeye başladım kanımca.

Neyse dizi edinmeli diyorum ama hangisini ne ara takip edeceğim bilmiyorum.

Asıl “1 kadın 1 erkek” başlıyor, otomatiğe aldık, kayıt edeceğiz, öyle garip bir saat ki hep kaçırıyoruz. Var ya o kadın aynı ben. Demet Evgar ile tanışıyor olsak, beni oynuyor diyeceğim. Sonra Ekim’de dizimaxler başlayacak, geçen sene pek takip edememiştik........................

....................................................

Bu aralar…

İşte böyle geyik muhabbetler yapasım var : )

2 yorum:

  1. mum ışığında tuvalet keyfi pek hoşmuş.. kitap okurken ben de çok etkilenirim.. hiç öyle zevkle kitap okumuşluğum yoktur.. meraktan hemen bitirmek isterim.. diziler konusu biraz göreceli.. ben sırf kafam dağılsın diye izliyorum..bizim yengeyi tavsiye ederim sana.. çok eğlenceli..

    YanıtlaSil
  2. Ben de ben de!! hatta dayanamayıp önceden sonunuokuduğum çok kitap oldu:))

    YanıtlaSil