4 Kasım 2011 Cuma

Kasım prensesi

Kasım..
Kasımpatı..
Atatürk..
Öğretmenler günü..
Ablamın doğum günü..

Derken aklıma geldi, ablamın doğum günü bugün. O yolun yarısını geçeli iki sene oldu, benim yolun yarısına gelmeme iki sene var.
Yolun yarısı tam ortamızda şimdi.
Çocukken epey büyük görünürdü ablam gözüme. Büyüdükçe fark da kapandı. Onunla yaşadıklarımızı düşündükçe iki çocuklu şenlikli bir ev gelmiyor gözümün önüne.

Ablamla oynadığımızı hatırlamıyorum, ablam oyun oynamazdı. Bir lahana bebeği vardı oyuncak olarak, başkasını da hatırlamıyorum. Ayşe’sini sahiplenememişti, ben konmuştum üstüne. O umumiyetle kitap okur, televizyon izlerdi. Benim salak saçma oyunlarıma anlam veremezdi.

Ben annemin kloş eteklerini giyer, gelinlik eldivenlerini takar, topuklu ayakkabıları ile hayali bir prenses olarak hayali halkımı selamlarken eminim o içinden “manyak lan bu!” diye geçirmekteydi. Onun annemin ayakkabıları ile vedalaşması çok çabuk olmuştu. Çünkü çocukken dansöz olmak istiyordu ve annemin ince topuklu ayakkabıları ile sanatını ayna karşısında icra ederken topuğu kırılmış, ayakkabının eski haline dönmesi epey zor olmuştu. Haliyle sanat yaşamı başlamadan bitti. Ama bizim üniversiteye giderken bile “üniversiteli dansöz” geyiklerimiz hiç bitmedi.

O hayali bir prenses rolüne de bürünmeye ihtiyaç duymazdı, çünkü ipek gibi uzun DÜMDÜZ yumuşacık sarı saçları, tertemiz yuvarlak yüz hatları, hanımlığı ve gülümseyen yüzü ile ablam doğuştan prensesti zaten. Ve ben korkunç kıvırcık kafam, sokakta oynamaktan sürekli kirli ve gözyaşı lekeli yüzümle evin cadısı olarak ancak gönüllerin prensesi rolü yapabilirdim.

Çocukluğumuzdaki bu farklılığımız yüzünden hiç öyle “arkadaş olurlar, aman kardeş yapalım Arca’ya” özlemlerim olmadı. Ama şu anki ilişkimizi düşününce, hayatlarımızda anne babamızla birlikte bir de kardeşe sahip olmanın bilincinde iken, Arca için üzülüyorum. Onun büyüdüğünde böyle bir kardeş ilişkisi olmayacak.

Kasım prensesim mutlu yıllar…

1 yorum:

  1. Merhaba yine ben,

    Benim erkek kardeşim benden 6 yaş küçük ve bizde pek bir şey paylaşamadık küçükken. Bende aynı sebeplen hiç kardeş şart diye düşünmedim. Tabiki kardeşimi çok seviyorum ama kardeşim doğduğunda yaşadığım kıskançlıkları hatırladıkça oğluma kardeş yapmayacağım derken buldum hep kendini. Bu acıları yaşamasın diye.Düşün artık nasıl bir acı yaşamışsam. (Kinci ve kıskanç akrep Ahu)
    Ama bazen de amca yada dayı olamayacak.Acaba onu bunlardan mahrum bıraktığımızı düşünerek ilerde üzülür mü diye düşünmeden de edemiyorum.İkinci bir çocuğumuz olmayacak evet eminiz ama bazen de insan böyle duygulara kapılıyor işte.(anladın işte senin gibi..)

    Sizde çok eminsiniz galiba bizim gibi :)

    YanıtlaSil