Geliş gidiş ben bu bebeye alışveriş olayını çözdüm şerefsizim.

Belli mağazalarda ne zaman nasıl ucuza uygun üst baş alınır küçük bir el kitabı filan yazabilirim.

Hatalar yapmadım mı? Elbette yaptım ama çok sistematik çalışarak takibi elden bırakmayarak kaliteyi ucuza mal ettiğimi düşünüyorum, bu da şimdilik yeterli.

Bir de işin sırrı bokunu çıkarmayacaksın. Ucuzluk var diye kökünü kuruttun mu astarı yüzünden pahalıya gelir yazık olur paracıklara.

Kendim için ilk indirimden önce çöp almazken boyu dize gelmiş eşofmanı pek tabii indirime kadar giydiremiyorsun cüceye.
Bu durumda sezon alışverişinde rotayı uygun markalara çevirmeli, zira indirim zamanına zaten ürün kalmıyor. Misal Kipa. Fiyat kalite dengesinde son derece uygun ancak buldun mu alacaksın, zira çabuk keşfedildi, pek bir şey kalmıyor. Bir de pazar… Pazar alışverişini de sezon başı yapabilirsin. Zaten sezon bitmeye yakın bir sonraki sezonun ürünleri yığılmaya başlıyor tezgaha. Allahın penye eşofmanını ve çift kat yeleği ile basic penye üstleri de bir zahmet marka giymeyiversin cüce.

Küçükken yelek giymekten nefret ederdim. Annemin “yataktan kalınca üzerine bir şey” telkinleri hala kulağımda. Hala da giymem yelek filan. Ama Arca’ya pazardan bulduğum o yeleklerin hastasıyım. 5 TL idi geçen sene bu sene 7,5 TL’den buldum. İki taraflı penye. Ben bunları gece de giydiriyorum. Uyku tulumu istemiyor bir türlü giydiremeyince en azından üstünü açınca sırtının sıcak kalması için güzel bir çözüm oldu bize.

LCW, indirimi güzel kendisi pahalı bir marka bence. Yılbaşı partisi için gömlek yelek kravat rakımının normalde fiyatı 45 TL idi. 50% indirim olmasa veremezdim o parayı. Değmez çünkü. Ama indirimi yakaladın mı bir de gerçekten başarısız mağazacılığına katlanabiliyorsan çok güzel ürünler düşürebiliyorsun.

Tchibo ise fiyat kalite dengesini tutturamamış bir mağaza bence. Bir gazla üçlü penye almıştım, pek sevimliydi filan ama aslında muadillerini piyasadan çok daha ucuza bulabilirsin. Termal taytlar ve kar botları ise kalitesine göre fiyatının çok uygun olduğunu düşündüğüm ürünleri. Dedim ya var bir dengesizlik.

Hala mothercare’den alışveriş yapıyorum. Ama sadece her ayın on beşine tekabül eden “pırlanta günleri”nde ve sezon sonu indirimlerde. Aslında Arca’nın bebekliğinden kalma bir “sonraki sene sendromu” hala var üzerimde. Ucuz buldum mu depolama huyumdan tamamen vazgeçmedim ama biraz törpülendim. Son indirimde sonraki yıl için sadece mont aldım, unutmadan bir de pantolon. Hatta o kadar büyük aldım ki iki sene giyecek garanti : ) Penyeyi, poları, eşofmanı sezonda aldığında ciddi bir tutarı olmuyor ama mont pantolon normalde pahalı şeyler, önceden almanın hala bir sakıncasını görmüyorum.

Bir de M&S’nin termallerinin kampanyasını takip ediyorum, zira el kadar atlet dünya para.

Hatalarım oldu demiştim değil mi? Mesela bilmediğin markadan alışverişlere dikkat edeceksin. C&A var, İstanbul’a gittiğimde çok beğenmiştim ve bir polar almıştım Arca’ya. Tam da onun yaşına göreydi ama kalıp darmış meğer, bir defa giyebildi. Neyse ki Arca’nın arkasından gelen pek çok minik var, Arca’dan Doruk’a Doruk’tan Deniz’e geçecek. Bu bakımdan çok da üzülmedim.

Aslında son söyleyeceğimi ilk söylemişim, “indirim var diye b.kunu çıkarmayacaksın, kendinden geçip de dolapları doldurdun mu bir de bakmışsın pek çoğu giyilemeden küçülmüş.”

Unutmadan bazılarının da mutlaka kaliteli olmasında fayda var. Mesela çorap! İnanılmaz çabuk yıpranan bir meret! Vehbi Koç’un dediği gibi “ucuz alacak kadar zengin değilim!”