Dün akşam öküzün trene baktığı gibi baktım televizyona. Sahi insan ne kadar güzel vakit öldürüyor şu meretin karşısında? Ciddi anlamda bir cinayetten bahsediyorum. Vakitsizlikten yakınan insanların (mesela ben) alenen vaktini katletmesi bu oluyormuş, test ettim onayladım. Gerçi pek çoğuna göre günün yorgunluğunu atmanın bir yolu ama benim için ateş nöbetinde uyanık kalma amaçlı kullanıldığından öyle bir gevşeme rahatlama, günün sorunlarından uzaklaşma gibi görevleri yoktu. Zaten koltuğa bile oturmadım, yemek masasının kenarına iliştim, sandalyenin tepesinden inmedim, zira tekli koltukta bile sızma potansiyelim vardı.
Neyse ki popüler dizi akşamı idi, televizyon benim özelimde üzerine düşen görevi yaptı. Kuzey-Güney ile Muhteşem yüzyıl arasında gidip geldik. Boğazlanacak şehzade büyümüş adam olmuş ama anasının kafasında bir tel beyaz saç yok. Geçen sezondan bu yana kadınların tamamı aynı, taş… adamların sakalları uzamış gürleşmiş. Arca ekrana yaklaşamıyor, tırsıyor. Bir de ne zaman rastlasam bu diziye, mutlaka Avrupa’lı elçileri terbiye eden bir Kanuni sahnesi görüyorum. Şimdi elçimizi geri çağırıyoruz, gönderiyoruz, THY seferleri bizim elçilere çalışıyor ama kimsenin bir tarafına salladığı yok. Demek o yıllar bunların elçilerini fena yaptığımızdan şimdi münhasır medeniyetler bizimle ödeşiyor gibi saçma bir sonuç çıkardım. Daha detaylı irdelerdim de bakma 3 gecedir uykusuz kafa bu kadarına yetti.
Kuzey desen acıların çocuğu, kıyamam. İhanet, boynuz, vefasızlık… Ben tek bölümde bu kadarına şahit oldum kim bilir daha neler oldu önceden. Bunun kardeşi var, çok affedersin dötün önde gideni… anladığım budur. Ha bir de kimse kimseye bir şey demiyor hep insanlar birbirinin konuşmalarını dinliyor, bilgi sahibi oluyor. Bu dizideki iletişim yöntemi bu: Kapı dinlemek. Neyse ki Kıvanç var, lokum gibi götürüyor işte diziyi.
Bizim evdeki lokumcan ise dün acayip korkuttu bizi, ateş gün içinde 40’a fırlayınca ben de ofisten fırladım. Makas atma, hatalı sollama ve aşırı hız branşlarında kariyer yaptım. Ben eve gelesiye biraz düşmüştü ama gece yine 39’u gördük. Doktor böyle bir vakada bu kadar yüksek ateş olmamalı dedi, daha da gerdi sağ olsun. Bakalım bugün tekrar teşrif edeceğiz doktorun muayenehanesine.
Geçen yıl bu zamanları kendime sık sık hatırlatıp şükrediyorum. Beterin beterini gördük, beterin beterin beterinden korusun! AMİN!
cok gecmis olsun.
YanıtlaSilZihin hızına bayılıyorum senin. Her saat okuyasım var:) Arca'ya geçmiş olsun bu arada, hastalıktan kaşarlandık resmen, olsun Allah başka kaşarlık vermesin!
YanıtlaSilBizimki uyku saatlerini iyice ileriye çektiğinden dizilerin son reklam aralarında oturuyorum tv karşısına genellikle, misal dün iki üç saniye kuzeyin denize baktığını görebildim sadece ama fragmandan ne olacak bitecek çözmüştüm evvelinde :)
YanıtlaSilÇok çok büyük vakit kaybı televizyon bence de, düşünüyorum neler yapar insan tek bir dizi süresinde bile.
Arca'ya en acilinden şifalar diliyorum.
ev benim içinde tıpkı anlattığın gibi yorgunluk alıcı bişiy.. evet kötü belki ama yapacak başka bişiy yokki.. şu kız bir büyüse, aktivitelere başlasak belki gerek bile görmeyeceğiz..
YanıtlaSilarcama çok geçmiş olsun.. umarım bugün daha iyidir..
Çok geçmiş olsun Yeliz. Şimdi daha iyidir Arca inşallah. O dediğin dizilerin isimlerini biliyorum sadece dizi izliyor musun dersen hiç diyeceğim, şu anda popüler olan 80 ler ve Gülse'nin dizisini bile izlemedim daha.
YanıtlaSilBizde TV yok, 20 senedir de izlemiyorum. Buraya geldigimden beri internetten izledigim tek dizi vardi, simdi 2 oldu :) Ama karsisina oturup izlemek cok buyuk luks benim icin. Ya yemek yaparken, ya blog yazarken, ya da maymundan hallice olup artik kil tuy isine bulasmam kacinilmaz oldugunda banyoda izliyorum --dedigim yan gozle bakiyorum :)
YanıtlaSilArca'ya cok cok gecmis olsun! Cok kolay gelsin size de!
Cok gecmis olsun. Su kis kiyamet bitse de cocuklarimiz hastaliktan kurtulsa. Bu 40 dereceleri gormeler biter insallah. Biz de eli kulaginda geldi gelcek diye su cicegi bekliyoruz. Kresde bol vaka var.
YanıtlaSil