İlker bir üst modeline terfi edeceği zaman beni ikna etmek için eskisini bana vereceğini söylediğinde omuz silkmiştim. “Satarız” demiştim, “ne kullanacağım” demiştim. Kısaca istemem yan cebime: )
Annemin meşhur sözü “ne gereği var” ile teknolojiyi sorgularım ben, hemen atlamam üzerine. O yüzden en son teknoloji ürünü zımbırtılarım yoktur.
Sonra “aa ne çok işe yarıyor be” diye çark ederim. Iphone'la ilişkimiz de aynen böyle başladı.
Mutluyduk.
Yaklaşık iki haftadır yok iphone. Yiğitliğe bok sürdürmemek bir de dünya para vermemek için onsuz idare edebileceğime dair mesnetsiz söylemlerde bulunmaktaydım. Hatta söylemlerimi “kapitalizmin tuzağı, iğrenç, tiksinilesi, rezil yaratık” seviyesine kadar götürdüm.
Biz zavallı iphone kullanıcıları teknolojinin esiri olmuş, hep daha güzeline iyisine son modasına sahip olma güruhu içinde sefil insanlardık. Biz teknolojinin zirvesine sahip olmak için çalışan, ona sahip olduğunda ise tatmin olmayan yaratıklardık. Öyle ki aslında kapitalizmin bize sahip olduğunu, bizi avucunun içinde tuttuğunu anlamayacak kadar kördük.
Allahım iyi ki onarılamaz darplar almıştı iphone’um, iyi ki gözüm kapitalist düzenin saf iyi niyetli topluma enjekte ettiği “teknolojiye sahip olma” zehrinden kör olmamışken açılıvermişti de her şeyin farkına varabilmiştim.
Hayır o zaten telefon bile değildi. Telefon uygulaması olan miniş bir bilgisayardı.
Maillerime bilgisayardan bakıverirdim, sonra hava durumuna İlker’den. Neyime lan benim iphone? Instagram da bensiz idare ediverecekti gari.
Derken facebook’ta bir ilan ilişti gözüme, algıda seçicilik esasen. Diyor ki “iphone 4S 399 TL” ahanda sazan yeliz cupladı ilana. İlker’e soruyorum, yok ya mümkün değil diyor, açıklamaları okuyorum. Bilgileri dinleyince “hmm kapıda ödeme olarak al istersen bakalım, beğenmezsek almayız” diyor. İçim rahat değil, mail grubunda sorguluyorum, sazan sazan… Birkaç cevap geliyor “yok gülüm ne alaka? Vardır onda bir bokluk” diye… Tekrar açıklamaları okuyunca miniş bir “replika” yazısını görüyorum. Hayal kırıklığı diz boyu ama ben yine kuyruğu dik tutuyorum, aman zaten alacak değildim ki…
Tamirdeki iphone’un cenaze haberini beklerken yavaş yavaş “sim kartımdaki numaraları eski emektar Nokia’ma geçireyim bari” demeye başlıyorum, meğer içimde bir yerlerde çalışacağına ya da yenisinin alınacağına dair bir inanç beslemekteymişim, günlerdir ezberimdeki numaralardan gayri iletişimsizim.
Derken İlker “çalışıyormuş” haberini veriyor ve ben “zilleri taktım çıkı çıkı yaptım” iğrenç dizeleri ile bile oynayacak kıvama giriyorum.
Kapitalizme saydırdığım onca laf… omuz silkmeler gidiyor, yerine “ay iyi oldu yolumu kaybedince buluveriyordum”… “ay iyi oldu nurturia’ya bakıyordum arada…” cümleleri geliyor.
İlker’e “aman ona kılıf filan alıver, düşmelere karşı korur” dediğim an anlıyorum, ı-ıh daha olmamışım, hali hazırda kapitalizmin gönüllü kölesiyim.
valla kimseyi bilmem ama bizim Nazlı'nın öyle doğduğundan kuşkum var. Hayır , doğururan ben olmasam kesin doğmuştur diyecem de...
YanıtlaSilkim değilki geçende yazmadın mı kominist olduğunu iddaa eden çin bile bu çarkın en büyük dişi yelizcim:) telefonda teknolojiyi hep geç takip etmişimdir ama son günlerde iphone başka bişey diyeni çok duyuyorum resmen kelebek etkisi mercan..
YanıtlaSilben teknolojinin içinde olmama ragmen kullandıgım telefon sadece aramama ve mesaj yazmama yetiyo kamerası bile yok.bi yazılım yarışmasında 3. oldugum için süper bi telefon verdiler ama yine kullanmadım açıkcası çok özellikli zımpırtı telefonları teknoloji zanneden ve telefon meraklılarını anlamakta güçlük çekiyorum...
YanıtlaSil:)) neyseki kavuşmusun sonunda.. allah bi daha ayırmasın..
YanıtlaSil@lale abla,
YanıtlaSilkoptum:)) annem de benim için aynısını düşünüyor kesin
@mercan... aynen.. ama iphone acayip bişey nasıl da kolay alışıveriyoruz hayret
@çölyak... özlemişim yorumlarını:) tebrik ederim üçüncülük filan:) ben de güçlük çekerdim, aslında hala kendimi anlamakta güçlük çekiyorum, noldum ben ya:)
@sevgi... amiiiinnn