7 Eylül 2012 Cuma
Haberler kötü!
Öğlen Forum’a gittim, tiryaki ofisin filtre kahve sırası bana gelmiş. Var ya bu tiryakilik yakında midemi delecek ya, neyse… İçkim yok (:P) sigaram yok bir kahvem var, ona da karışmayın len : )
Bu kahve bana pahalıya mal oluyordu, neyse ki Park Bravo’dan sadece bir beyaz gömlek (kaçıncı beyaz gömleğim bilmiyorum, mavi ya da beyaz buldum mu alıyorum!) ile çıktım. Derken Dauglas mı ne hah işte oraya girdim. Maksat Emre’nin yurtdışı dönüşünde freeshop’tan alabileceği bir şeylerin fiyatını öğrenmek. Evet böylece, dötüme şu kadar girecekti şimdi bu kadarcık girdi diyerekten sevineceğim! Plan bu!
Bakınırken ensemde bir nefes hissediyorum hiç oralı olmuyorum. Çalışanlarla empati halindeyim, kimse para harcamayacak bir müşteriyle zaman geçirmek istemez, özellikle de prim alıyorsa (alıyorlardır kesin). Dolayısıyla benim de güzel yüzlü bakımlı kızların vaktini çalmaya hiç niyetim yok. Zaten vaktim de yok. Ama ensemdeki kaşındı, sordum.
“Esteé Lauder arıyorum, nerde? Bir fiyat bakacaktım da” Göster git değil mi? Belli ki fiyata bakıp kaçacağım. Yok, başladı anlatmaya. Bu arada fiyatı kol gibi ki bu sadece tek parça (serumu var bunun, gözü var, gecesi gündüzü var, var oğlu var!).
Acayip tatlı bir hatun “bir rahat bırak” da diyemiyorum. “Vaktim olduğunda bir uğrasam cilt analizi filan yapıyor musunuz?” dedim. Maksat “şimdi vınlamam lazım, sonra gelirim” alt metnini karşındakine zarifçe vermek.
Anlamadı ya da anlamazdan geldi. Daha da kötüsü cildimin içler acısı haline mesleki bir içgüdü ile hemen müdahale etmek istedi. Bilmiyorum. Ama başladı cildimi mıncıklayıp şeceresini çıkarmaya.
Dedim ya, haberler kötü!
ÇİZGİLER YERLEŞİYOOORRRR!!!
Göz kapaklarım düşüyor!
Eğer hemen önlem almazsam kalıcı çizgilerim olacak. Hassss….
Ama iyi haberler de var. Cildimde kesinlikle sarkma yok ki bu öyle alkışlanacak bir şey değil, cilt kuruysa zaten sarkması pek olası görünmüyor! Bir de su kaybı yokmuş. Sadece yapısal kuruluk. Deve gibi günde 3 litreye yakın su içersen olmaz tabii, gayet normal.
Ürün bazlı primli çalıştıklarını düşünmeme sebep olan bir hareketle Chanel reyonuna aldı beni. Allahım o kremlerin büyüsü çok acayip bir şey. Ofise dönmem lazım dönemiyorum. Bir serum sürdü yüzüme, bir de tatlı tatlı anlatıyor. Cildin nem üretmesini sağlamalıymışız. Serum nemlendiriciden önce kullanılırmış. Eskiden Niveayı boca eder çıkardın demek modern zamanlarda aşk böyle oluyormuş.
Bir ara feci gaza gelmiş olacağım kendimi “bana ninelerin kullandıklarından öner, o kırışıklıkları birlikte yenelim” derken buldum. Derken göz çevresi için bir başka krem sürdü. Sonra bir de nemlendirici …
Benim çizgi karşıtı ürünler kullanmamı önerdi. Hep gülümsemekten bunlar! Ota boka sırıtırsan olacağı bu! Bir de jel kullanma dedi. Olur mu be mis gibi köpürte köpürte yıkamadan yüz temizlenir mi? Köpük, dedi. Peki, örtmenim.
Bu muameleye ben bile alışveriş yapmamakta zorlandım. Bir gün o tatlı hatundan bir şeyler alacağım ama bugün freehop cazibesi ağır bastı, saygılar sundum vınladım. Bu arada bakımlı ve çizgilerinden arındırılmış bir cilt için nerden baksan 1000 lirayı gözden çıkaracaksın abicim. En son Çin’den dönüşte nemlendirici aldığımı düşünürsek, hepi topu 5 ay kullanıyorum. Ayda 200 TL. Yuh insanlar bu paraya neler yapar be! Takside de karşıyım arkadaş! Krem bitiyor sen hala taksit ödüyorsun, olacak iş değil.
Bu arada Emre freeshopa girmeyecekmiş. Muhterem kocam daha bugün söyledi bana, tuh Allah!
Yeliz hep gulmekten geliyor bunlar basimiza ayni dertten muzdaribim! somurtkan olayim diyporum o zaman da kaslarin arasi cizgi olmaz mi? Cok zor dengeler bunlar yahu baya tapkisiz bir tip olsak rahat edecgiz bak denesek mi :)
YanıtlaSil