Havaalanına erkenden gitmişim, bira-patates ile iki toplantılı günün stresini atıyorum, bir taraftan da maillerime bakıyorum. İzmirli anneler grubunun içinden bir kitap kulübü fikrinin doğduğu günlerdi. Fikre ilk atlayanlardan, adımı listeye ilk yazdıranlardan olduğumu söylememe gerek yoktur herhalde. Neyse konu ile ilgili maillere bakarken İlker aradı. Başladım anlatmaya, işte kitap okuyacağız, sonra bir araya gelip kitap hakkındaki fikirlerimizi paylaşacağız, çok heyecanlı, falan filan… Telefonun diğer ucundan “puhahahah” sesi geldi. Peşi sıra aşağıdaki diyalog:
İ: Ya kızım kitap bu, yazılmış bitmiş, yazan ölmüş neyini konuşacaksınız?
Y: İlker saçmalama herkes okuduğundan başka yorumlar çıkarır, senin gibi kitaptan keyif almış insanlarla görüşlerini irdelersin. Keyifli vakit geçirirsin…
İ: Tamam, bir araya gelin, sohbet edin sosyalleşin de niye kitap? Zaten okumuşsun bir dolu zaman harcamışsın. Toplanın gündelik hayattan konuşun, ne bileyim sohbet edin filan. Kitap tartışılır mı yav?
Y: Ee sen Tufan’la her maçın başlangıcında, sırasında, bitişinde ve hatta yıllar sonra hala pozisyonlarını tartışıyorsun? O da oynanmış, bitmiş, gitmiş olmuyor mu?
İ: Futbol zevklidir, kitap zaten sıkıcı
…..
Kakara kikiri yirmi dakika kadar konuştuk. Kızmaca yok yav, acayip eğleniyoruz. “Kapatırken sen benim Zorba’msın” dedim. Muhterem kocamın “Zorba olurum, zalim olurum, barbar olurum…” geyiklerine içtenlikle anlayış gösterdim, zira Nikos Kazancakis’in Zorba’sını okumadığını biliyorum.
Benimse aynı günlerde elimdeydi Zorba.
Yeliz = “külüstür kağıtlar”da hayatı arayan patron,
İlker = hayatı yaşayarak öğrenmiş yetmişlik Zorba’nın gençlik hali
Normal olsaydım, romantik bir kitabın kahramanları olurduk, normal olsaydık : )
Kitap o kadar muhteşem ki, hakkında iki satır yazmaya pek cesaretim yok. Sadece kokular... Kitap okurken gözlerinin önüne sahneler gelir ama kokusu eksik kalır. Hah bu kitapta kokuları da duyuyorsun şerefsizim! Gözümü kapattığımda yeni biçilmiş çim kokusu babamı çağrıştırıyorsa bundan gayrı adaçayı da Zorba'yı hatırlatacak.
Son olarak özelimde “bir kitap okudum hayatım değişti” lafını söyletecek tek kitaptır kendisi. NOKTA.(*)
Yok lan nokta değil virgül… Birkaç alıntı yapmadan şurdan şuraya bırakmam.
Bu kitabı okumayanın iki elim iki yakasında, bu kadar da net söylüyorum.
Zorba'nın Bale temsili de mükemmeldir nacizane tavsiyemdir;) Sevgiler..
YanıtlaSilBugün okuduğum kitaptır kendisi..
YanıtlaSilSanki ilk okuyuşumda bazı yerleri hiç okumamışım gibi geliyor nedense..
Iki elin yakamizda da.Kocam "evi agzina kadar kitapla dolduruyorsun, yetti leaaayn" diye beni bosarsa sorumlusu da sensin. Ona gore. :P
YanıtlaSilNe izmirli anneler grubu mu ne kitap klübümü?!
YanıtlaSil