Arca işbölümü yapmış aramızda oyun İlker’in payına düşüyor, kitap benim.
Ben oyun konusunda pek becerikli değilim, faaliyetle filan işim olmaz. Zevk almıyorum ve Arca da salak değil zevk almadığımı illa ki hissediyor.
Koşmaca seviyorum, saklambaç… Az biraz büyüsün de yakan top oynayalım istiyorum, sonra ortada sıçan oynayalım. Yani öyle araba yarıştıralım, yok kudurmaca oynayalım bana göre değil. Dedim ya sakarlıklarımdan nasibini alan Arca da akıllandı bana adrenalini düşük faaliyetleri uygun gördü.
Geçenlerde okuduğum bir kitapta bir adamın çocukken annesiyle yaptıklarını hatırlamasıyla ilgili bir bölüm vardı. Birlikte piknik yaptıklarını anlatıyordu, ölmüş olan annesiyle ilgili öyle güzel anıları vardı ki… Aklıma geldi, Arca büyüyünce annesiyle ilgili ne hatırlar acaba. Neler kalır aklında?
Çok düşünmedim aslında, biliyorum çünkü. Hayır uykudan önce veya herhangi bir zamanda kucak kucağa okumak değil, o zaten hayatımızın bir parçası. Bu daha farklı bir şey…
Bir gün – umarım – bir yetişkin olduğunda, bizimkilerin yazlığına gelecek. Biraz yürüyüp sahildeki yürüyüş yoluna çıkacak. Birlikte bisiklete bindiğimiz günler aklına geldiğinde gülümseyecek. Ama hayır o değil…
Sağ tarafından güneş batmakta olacak, gökyüzü alacakaranlık. Biraz daha yürüyüp denizin kıyısına ulaşacak. Kollarını kavuşturmuş denize bakarken sahile vuran iki metrelik dalgalar ona o günü hatırlatacak. O bayram günü annesinin ısrar kıyamet “hadi denize gidelim” dediğini ama tembel teneke çocuk Arca’nın bir türlü gelmek istemediğini. Neden sonra ikna olmuştum, diyecek içinden.
“Hayır oyuncak yok, sadece kolluk ve havlu! Akşam olmuş oğlum, bir girip çıkalım!”
Babasının “yav işiniz mi yok” diye bunlarla alay edip uyumaya çıktığını ama o akşamüzeri ana-oğul el ele sahile indiklerini hatırlayacak.
Dalgalar tıpkı bugünkü gibi kocamandı, evet aynı bugünkü gibi...
Dalgalara el ele koştukları, en büyük dalgayı ta uzaklardan heyecanla takip ettikleri gelecek aklına. İster istemez gözleri ufkun en uzağından en kocaman dalgayı arayacak. Dalga geldiğinde kıyıda el ele tutuştuklarını, kafalarının üzerinden geçip sahile köpük köpük vururken çığlıklarının kumsalda yankılandığını hatırlayacak ve bir saat denizden çıkmadan tekrar tekrar dalgaların altına girip ıslandıklarını, kocaman kahkahalar attıklarını, su yutup geğirdiklerini ve çok ama çok güldüklerini hatırlayacak.
Küçük çocuklara has coşkuyla gözlerini kocaman açıp sonraki günlerde her önüne gelene nasıl da eğlendiklerini tasvir ettiğini hatırlayacak.
Ufkun en uzağından gözüne kestirdiği dalga sahile vurup da ayaklarını ıslatınca sımsıcak gülümsemekte olduğunu fark edecek.
Hepimiz birer anı biriktiricisiyiz aslında ama özellikle çocuklar.
“An”ı yaşıyorlarmış gibi görünüyorlar ama aslında “anı” biriktiriyorlar.
Eline sağlık çok güzel olmuş okudukça okuyası geliyor insanın son zamanlarda takip ettiğim bloglar arasında yer alıyor.
YanıtlaSilTeşekkürler:)
SilHer insanın hayatında çok farklı anıları vardır, kimisi bu anıları yaşar kimisi yaşadığını sanır.
YanıtlaSilİnşallah çocuklarımızın anıları hep güzel olur
SilBlogdan baska kitap yazari da olabilirsin bence 😉
YanıtlaSilBeyhan.
:)
Silharika...
YanıtlaSil:))
SilBenim icin de guzel anilar biriktirmesi cok onemli. Paylasabiliyor muyuz yaziyi twitter, ig?? Cok sevdim de:)
YanıtlaSilTşkler tabii ki :)
SilNe güzel olmuş ellerine sağlık .ANI biriktirmek kısmını sık sık tekrar ediyorum bende. Özellikle her çocuk kitabımızı berabe okurken hatırlamasını umuyorum sayfaları büyüdüğünde çevirirken.
YanıtlaSilSokaklarda gezerken hele hele yeni yerler yeni mekanlar yeni ülkeler keşfederken ki heyecanlı sohbetlerimize bayılıyorum..
ya evet geziler ne şahane olur biraz daha büyüsün bol bol gezmek istiyorum arcayla
SilCok guzel olmuş Yeliz'cim,kalemin cok guzel hercekten.inşallah vaktin oldugunda kitap yazarsın
YanıtlaSilebrucum çok teşekkürler, inşallah, keşke, umarım :))
SilHarika anlatmışsın yeliz:) benim de bir anım geldi aklıma:) annemle biz de bir akşam üstü kumsalda yürümüştük, dalga yoktu, her yer sakindi ama o an her karesiyle aklımda. Kumlara isim yaşımız, güneş batarken dilek tutuşumuz:)) bana o günü hatırlattın
YanıtlaSilOkurken gözümde canlandı sahneler resmen, ben okurken duygulandım, Arca ilerde hatırlarken kimbilir neler hisseder..Çok güzel anlatmışsın Yeliz,böyle güzel anlatılıp,gülümsemeyle hatırlanacak çok anılar biriktirin inşallah ana-oğul, sevgiler ( Ceren )
YanıtlaSilevet kesinlikle hepimiz biriktiriyoruz galiba.. her spagetti yiyişimde aklıma 4-5 yaşlarında annemle izmir fuarında italya standında ilk kez kepçap ve mozerella ile spagetti yiyişimiz gelir. ee o zamanlar spagetti türkiye yeni mi geliyordu ne içimize çekerken birbirimize bakıp bakıp gülüyorduk. birde annemin yine fuarda fincana korkmayayım diye benimle binip benden daha çok korkması ve adama makineyi durduması için bağırması geldi puahaa:)) mercan yazın çok güzeldi..
YanıtlaSilboğazım düğümlendi gözlerim doldu okurken ne güzel yazmışsın yeliz yine:)) sevgiler..
YanıtlaSil