Türkiye'yi izlediniz.

Arca babasının göğsü ile göbeği arasına yatmaya bayılır. Ölmek üzereyken tam da oraya yatmaya alışmış oğlanın babasının tabutuna yine öyle kafasını koyması... Çok hazırlıksız yakalandığım bir sahneydi. Yerin altında ilerlerken metronun diğer yolcuları gözyaşlarımı görmesin diye güneş gözlüklerimi taktım. Çenemden süzüldü, gören oldu mu bilmem. 

Çok boktan bir ülkede yaşıyoruz. İki beden büyük filan geldiğimden değil arkadaş harbiden çekilecek memleket değil. Ercan Kesal'ın nasıl baş ettiğini düşünüyorum cidden, okuduklarımla başa çıkamazken ben, adam bunları nasıl atlatır? Kendini asan şizofren yorgancının hediyesi yorgana nasıl sarılsın bir daha? Dirsek diz pozisyonunda duran birine nasıl bakabilirsin o çocuğun o şekilde durmak zorunda kalmış olduğunu anladıktan sonra?

İlkere günler sonra anlatırken yine ağladım, önce telaşlandı, sonra neye ağladığımı anlattım dilim döndüğünce, hıçkıra hıçkıra. Aç televizyonu haber izle, dedi. Ben bu adamın düz mantığının hastasıyım! Bu kadar aslında. Aç televizyonu izle, hepsi ve daha fazlası. Nerden baksan beş senedir üçüncü sayfa haberi okumuyorum ben. 

Peri Gazozu aşırı doz bir üçüncü sayfa haberi kolajı. Tek eksiği günümüzden insan manzaraları, hani şu doktor öldüren, doktor tartaklayan... Vaktiyle saygısızlık olmasın diye ölüsünün hesabını sormayan Anadolu insanı şimdi acilde doktor bıçaklıyor. Bunu bir tarafa koyarsan...

Peri gazozu, bizim gerçeğimiz. Paketinin içine tükürdüğümün türkiyesi o kitap. Sen paket üstüne paket aç, sandık üstüne sandık koy, demokratikleşme oyunu oyna. Kendin oyna kendin inan. Eğitmedikten sonra halkını, dünün sandık demokrasisi bugünün paket demokrasisinden öteye geçmez. Var ya şeytan diyor....