Çocuğuz… Akhisar’a gidiyoruz, on beş tatilin eğlencesi. Gece
geç yatmaların, erken yenen akşam yemeğinin ardından anneannemin uykuluk dediği
gece soba üstünde ısıtılmış ekmek üstü salçaların zamanı… Şehrin merkezindeydi
evleri. Parkın karşısı. Yeni öğrenmeye başladığımız İngilizcemizle Park Avenue
derdik ablamla. Gün boyu anonslar duyulurdu caddede. “Kırmızı paltolu beş
yaşlarında bir çocuk kaybolmuştur, annesi emniyete gelsin”dir, “bilmem kim eşrafından
bilmem kim vefat etmiştir, cenazesi öğle namazını müteakip”… Sohbetlerimiz sık
sık kesilirdi anonslarla biz de kulak kesilirdik.
Nereden aklına geldi dersen…
Dün gece instagramda Mustafa Seven isimli fotoğraf
sanatçısının çalışmalarına dalmışım, ara sıra İlker’e gösteriyorum, vaayyy
filan diyoruz. Sokak fotoğrafçılığının kitabını yazmış. Cidden yazmış bu arada,
İnkilap yayınlarından çıkıyormuş… Neyse o anın fotoğrafını koydum instagrama,
hani kendisini takip eden 600 bin kişiden biri değilse benim takipçilerim,
tanısınlar istedim, twitter’a da bildirim gitmiş. Ben de gittim peşi sıra…
AMANİN!!!
Tesadüf bu ya… twitter’ı bomba düşmüş halde buldum aynı
dakikalarda.
İlker maç görüntülerini çiğdem çitleyerek izlemekteydi aynı
dakikalarda…
“Koş Sevim hırsız geldi” şeklinde haberdar ettim kocamı. Açtık
youtube’u. Çiğdem çitleyeceğiz madem beraber çitleyelim. Ay koltuklara
sığamadık. Attık ipadi yere uzandık yüz üstü yan yana, açtık sesini, bir yandan
çitliyoruz bir yandan birbirimize bakıp “hassss…” çekiyoruz. Ne diyelim, Allah çektirmesin.
Yan koltuğumda çiğdem çıtlayan kocam, evinde dizi izlemekte
olan annem, penguenli kanalları haber almak umuduyla zaplayan babam… ve daha
niceleri. Biliyorlar mı? Bilmiyorlar. Biz kendi kendimize mi gelin güvey
oluyoruz sosyal medyada?
Gerçi kayıtları iddia diyerek bile olsa vermeyen penguenler, yalanlama açıklamasını vererek iyi duyurdular ama...
O an işte aklıma geldi. Akhisar’daki belediyenin anonsları.
O an o ses kayıtlarını belediyelerin, camilerin hoparlörlerinden vermek
istedim. İstedim ki, uyuyanlar uyansın, kulak kabartsın ahali, yav artık bir
anlasın milyonlar…
O milyonlar sen değilsin vatandaşım, o milyonlar başka
milyonlar, evde zor tutuluyorlar…
Ben de dinledim az önce. inanamiyorum halen istifa etmediğine. Bu kadar yüzsüzluk olmaz. Bir halk bu kadar aptal yerine konulamaz.
YanıtlaSilben utandım yeminle
SilSelam, Akhisar sözünü okuyunca gözlerime inanamadım. Çünkü ben de Akhisar' lıyım. Bizim ev Lisenin oradaydı.sonra Reşatbey'e taşındık.Mart ayında bir Akhisar belki yaparım. En küçük kardeşim Akhisar'da .
YanıtlaSilannem akhisarlıdır. Kimsemiz kalmadı maalesef, sadece annemlerin kuzenleri ve onların çocukları. pek gidemiyoruz. En son zeytin zamanı gittik. çocukluğumun en güzel zamanları geçti akhisarda.
SilAnneniz kimlerden belkide aynı yaş grubuyuz.Nüfusu kalabalık.ben 1978 çıktım.Senede iki defa giderdim.Annemle babamı kaybettikten sonra daha az gider oldum.Eylül ayında gitmiştim. Blogtada yazdım.sevgiyle kalın.
SilHer yerden denedim ama bir türlü açılmıyor ses kaydı, yazıya dökmüşler onu okudum, okurken bile sinirimden zıplıyordum,kimbilir dinlesem ne hale gelirim :(
YanıtlaSilCerencim, bir gün gazetesi verdi tam metni. youtube'dan açılıyordu dün. tekrar dene istersen ara sıra kaldırıp tekrar koyuyorlarmış.
SilTahir Ün'den parka doğru giderkene... :)))
YanıtlaSilİstanbul'da bi sürü bi sürü amcalar teyzeler cep telefonlarına indirip metroda vapurda deniz otobüsünde açıp bangır bangır dinletmiş millete! Akhisar anonsları kadar olmasa da bu da bişiydir! (Bu arada ben de Turgutlu, namı diğer Kasaba anonslarına çocukluktan aşinayım anne tarafından:) Bilge
YanıtlaSil