Havlu atıyorum!

#2015tehareket miş! Peh hareket senin neyine lan! Sen daha önünü göremiyorsun!

Tam motive olmuşum, hemen her akşam egzersiz yapıyorum, bam! Ofiste merdivenlerden düştüm. Döt baş morardı. Tamam olabilir, dedik, hatta ucuz atlattık dedik, geçtik.

Yine tam gaz, gaza gelmiş, ufak ufak başlamışım egzersizlere, bam! Kaldırım taşlarını sen görme, tak diye burkulsun o bilek! Çocukluğumda bale yaptım, üniversiteye kadar da dans hayatımdan hiç eksik olmadı, ayak burkulmaları da tabii, yani alışkınım. Ama arkadaş bu öyle böyle değil, çatırt diye bir ses geldi, allah seni inandırsın, kırıldı dedim. Annemin geçen yaz ayağı böyle kırıldı, hem de 4-5 yerinden. Hemen oturdum bir duvara. Tam da ablamın evinin önündeyim. Biraz geride bir tıp merkezi, ileride metro var. Ya döneceğim, klinikte hemen baktıracağım, ya ablamın kapısına dayanacağım, bir buz koyacağım, ya da metroya binip işe gideceğim. Yapılmayacak tek şeyi yaptım, işe gittim. Sabahtan Çinli misafirler gelecek, onları gönderir, kötü olursam doktora giderim diyorum. Tezcanlılığıma tüküreyim! Allah için ilk birkaç saat çok kötü değildim. Ama yine de temkinliyim, buzluğa buz filan stokladım. İyi yapmışım zira öğlene doğru sen bir şiş, bir ağrı. Tamam dedim öleceğim! Buz iyi geliyor, sonra yine kötüleşiyorum. Aman neyse uzatmayayım, akşam döndüm geldim. Buz da bitti, buzlukta Jack abi var, İlker viskisine buz koymaz yerine abimizi buzluğa koyar. Onu koydum bileğe, öyle böyle idare ettik.

 

Ama ben hala "bilek birkaç güne iyileşir, bisikleti yazlığa götürelim bir güzel binerim" diyorum. Egzersiz videolarıma iç geçirerek bakıyorum. Derken perşembe akşamıydı, otobüsü kaçırdım. Bizim ofisin oradan minibüsler de geçiyor ama tercih etmiyorum. Çünkü her bir şoför birbirinden hayvan. Ama hayvanlara ayıp olacak şimdi. Ne desem bilemedim. Neyse... Anladın işte insansı hayvansı bir yaratık. Aklına gelebilecek bütün trafik kurallarını ihlal ediyorlar. Ellerinde telsiz gibi kullandıkları telefonlarla birbirlerine "otogardan şu kadar dakikada geldim, şurada müşteri var", diye bilgi verip duruyorlar. Hemen her ay bizim önümüzde aşırı hızdan kaza yapıyorlar. Kısaca iğrençler! Ve Yeşil köşkün önünde bırakıyorlar. O akşam indim, metroya yürüyeceğim, sen kaldırımın hemen dibinde bir kağıt varmış, görme, bas! Kağıt kaysın, kay, bir de düş! Dizim berelendi, ayağım incindi, burkulmuş kısmı saymıyorum bile, bir de elimin ayası yaralandı. Caddenin ortasındayım, allahtan o an araba geçmiyordu.

Topallaya topallaya seke seke metroya yürürken hırsımdan ağladım resmen!

Hani hareket diyorum, egzersiz diyorum ya ulan ben son üç gündür metro durağından eve yürüyemiyorum, taksi tutuyorum, ne hareketi allahsız!

Bıraktım havlu attım. Dötüm mü büyür, büyüsün abicim. Evren bana mesaj yolluyor, "hareket deme alırsın ayağı eline" diye tehdit ediyor, ne yani duymazdan mı geleceğim! PEH!

 

Posted with Blogsy