Arca’ya
doğduğundan beri yüzlerce kitap aldım. Tabii hepsini onlarca defa okuduğum için
kendime de almış oldum:) Ben çocukluğumda bu kadar çocuk kitabı okumamıştım!
Arca’nın kelimeleri doğru telaffuz ederek çok erken
yaşta konuşmaya başlamasını da, kendi kendine okuma yazma öğrenmesini de, benim
Arca’yı kitaplarla beslemem, hatta semirtmemle açıklayabiliriz. Ama konumuz o
değil.
Konumuz tüm bu kitaplar arasında en çok neden
Kumkurdu serisini sevdiğim(iz).
Çünkü Kumkurdu, rekabetten yenik çıkan birine ödül verip
bunu da
“Kazananlar zaten mutludur,
ödül kaybedenlere verilmeli,” şeklinde açıklıyor.
Çünkü çok safça sorulmuş ama çok karmaşıkça
cevaplanabilecek sorulara tam da olması gerektiği gibi cevap veriyor. Bakınız
aşağıdaki diyalog:
-
Birinin dost mu düşman mı olduğu nasıl anlaşılır? diye sordu Zackarina.
– Vallahi,
yemek gibi, dedi Kumkurdu. Tadına bakmak gerekir.
– Olmaz ki,
dedi Zackarina. İnsanların tadına bakılmaz ki.
– Öyle, ama
gözlerinin içine bakabilirsin, dedi Kumkurdu. O zaman her şey anlaşılır.
Çünkü okuduğunuzun üzerinden biraz zaman
geçmesine rağmen, çok korktuğunuz ölüm kavramını ölmek üzere olan kimseye yol
arkadaşı gibi anlattığını anımsayıp, o kadar da çekinilecek bir şey değil ölüm,
o da hayatın bir parçası diye düşündürebiliyor (hem de 37 yaşında birine!)
Çünkü Kumkurdu, çocukların anlayabilecekleri
gibi anlatıyor her şeyi… Ve bazen anlatmıyor, kendi kendilerine anlamalarını
sağlıyor.
Çünkü Arca ile okurken sayamadığım kadar çok
defa birbirimize bakıp kahkahayı patlatıp „AYNI SEN!“ ya da „AA AYNI BEN!“
dedik.
Çünkü kafana kaka kaka bir şeyleri önüne
koymuyor, sadece okuyorsun ve anlayıp öğreniyorsun. Sadece eğlendirmiyor,
sadece öğretmediği gibi, hepsinden biraz hepsinden kararında…
Arca’nın seveceğini biliyordum. Sadece ilk
defa resimleri bu kadar az, yazıları bu kadar çok bir kitap okuyacaktık. Zamanı
değil midir acaba diyordum, tam zamanıymış!
Evet, her akşam dört beş öykülük pazarlıkların
söz konusu olacağını düşünmemiştim ama Arca’nın seveceğini biliyordum.
Arca’nın seveceğini biliyordum, sadece
bittiğinde benim gözlerim dolarken onun da bu kadar etkileneceğini hiç tahmin
etmemiştim. Defalarca sordu, „şimdi Kumkurdu nereye gidecek? Bir daha görüşmeyecekler
mi? Görmeyecekler mi birbirlerini? Ayrılıyorlar mı?“….
Büyürüz ve bazı şeyleri arkamızda bırakırız.
Büyümek biraz da bırakmaktır, çocukluğumuzu, saflığımızı, Kumkurdumuzu…
Bu yazıyı yazmayacaktım. Çünkü Kumkurdu yoktu,
çok insan basılmasını bekliyordu ama tükenmişti. Hatta sahaflarda 100 TL’ye alıcı
bulmuş, alıcılar alay konusu olmuştu. Ben de daha fazla Kumkurdu muhabbeti
yapmak istemiyordum, sadece bende scan edilmiş olan ilk iki kitabı isteyenlere
gönderiyordum, o kadar ve bulanlara „sımsıkı sarılın sakın bırakmayın“ diye
öğüt veriyordum.
Ama bil bakalım ne oldu? Pegasus yayınları
basmış, 23 Kasımda dağıtılıyormuş. O kadar sevindim ki anlatamam. Daha çok
çocuk okusun, daha çok çocuk sevsin Kumkurdu’nu, bence her çocuğun kitaplığında
olması gereken bir kitap…
Ben instagramda dostlar sayesinde haberdar oldum ama yayın evinin sitesinde de bilgi mevcut, buyrun linkine:
aa süper haber bu!! valla yazının başlarında aklımdan isyan eden bir yorum bırakmadı.. böyle anlatıyosun anlatıyosun ama bulunmuyor işte kıskandık diye.. ama madem basılıyormuş oleey. merakla bekliyorum
YanıtlaSilbiliyorum zaten ben de o yüzden yayınlamamıştım:)
SilDört gözle bekliyorum. Rüya duygusal olan kitapları okumamızı reddediyor hala, ama önce kendime alıyorum kitabı tabii :):)Vakti geldiğini hissettiğinde ona da okuruz:):)
YanıtlaSilEskiden basılan,artık olmayan tüm güzel çocuk kitapları tekrar basılsın. Çocuklar kaliteli, güzel kitaplardan mahrum kalmasın. Teşekkürler Pegasus Yayınları :)Petek
Çünkü kafana kaka kaka bir şeyleri önüne koymuyor, sadece okuyorsun ve anlayıp öğreniyorsun. Sadece eğlendirmiyor, sadece öğretmediği gibi, hepsinden biraz hepsinden kararında…
YanıtlaSilİşte bu yorumun bu cümlelerin yetti de arttı bile almama.Biz de aynıyız biliyor musun,her akşam oku,kendine aldığın kadar çocuğa al derken,önce ezberlediğini fark ettik tabi önce bir afalladık yav el kadar bebe okur mu diye,meğer ezberlemiş resimlere bakıp hatırlıyor ve kendince okuyor sıpa,sonra okumayı gerçekten söktü.Birinci sınıf bu yıl okumada sıkıntı yok,çok şükür tek derdimiz Ela ile Lale'yi yazarken el ele tutuşturmak.Sevgiler ve teşekkürler bu güzel haber için.
Ben de kitapların yeni basımını duydum ve hemen aklıma sen geldin :)
YanıtlaSilAh çok merak etmiştim çıkar çıkmaz online satışı varsa alacağım
YanıtlaSilMadem tekrar basılmış ben de alayım, teşekkürler :)
YanıtlaSilBen de o kadar merak ediyorum ki anlatamam. Çok sevindim. Heyecanla bekliyorum umarım alabilirim. Böyle zamanlarda Tr'de olmamak üzücü oluyor. Ay az kaldı sabretmeliyim:):):)
YanıtlaSilÜç gündür yeni yazı yok, merak ettim.. İyi misiniz..?
YanıtlaSilKumkurdu serimiz elime ulaştı,akşam olsa da kuzucuğumla okusam diye sabırsızlanıyorum. Haber verdiğiniz,hayatımıza kattığınız bütün güzellikler için çok teşekkürler. Gökçen
YanıtlaSil