13 Ocak 2016 Çarşamba

#damladakiokyanus : bir iyilik hareketi

Geçen yıl, yılın bitmesine seksen gün kala yılın son gününe kadar her güne bir şükür vesilesi bulacağıma dair kendi kendime bir hedef koymuştum. Kimi gün bulamadım, kimi gün ikişer üçer buldum. Aramaktan, etrafıma bu arayışla bakmaktan vazgeçmedim. Bulduklarımı paylaşmaktan da… Bu, pollyannacılık değildi, “a dilenci gördüm, çok şükür dilenmiyorum” değildi, anlamsız, eğreti olumlama refleksi de değildi. İyilikti. Aslında içimde olanı dışıma vurmaktı. Kendine küçük şükürlerden ördüğün kozanın içinde iyi hissetmekti. İyi olursan, iyi hissedersen, başkalarına da faydan olur…

Tam da ihtiyacım olan zamanda tam da ihtiyacım olan şeyi bulmuştum, iyi gelmişti. O zamandan beri daha fazla şükreden bir insan olduğumu fark ediyorum.

Deli Anne Mümine, “damladaki okyanus olalım” düşüncesi ile kadınları çağırınca, iyilik yapalım, iyilik kartopu gibi çoğalsın çığ olsun deyince işte o günlerin bana verdiği huzuru düşündüm. Hemen mailine cevap yazdım, içinde olmak istedim. Küçüktü büyüktü, fark etmez, önemliydi. Kimseye hiçbir şeye dahil değil ve her şeyin içinde çünkü insan için.

Hep derim bu dünyayı kadınlar kurtaracak, çünkü kadın yapıcıdır, üreticidir, iyileştiricidir.

Kadınlardan çıkan iyileştirici #damladakiokyanus hareketi tüm insanlığın hayrına olsun.

Deli Anne’nin yazısı için, buraya bir tık:)



2 yorum:

  1. Hakikaten Yeliz hayirli olsun. Olacak da dilerim :)

    YanıtlaSil
  2. canım Yelizcim o günler çok karmaşıktı bu yazıyı ancak gördüm.. gönlüne sağlık :)

    YanıtlaSil