Paylaşmak iyidir. Birilerine bir faydam olur mu, düşüncesi
ile yaptığım paylaşımların çok büyük kısmından ben bir şeyler öğrenerek çıktım.
Örneğin "ebeveyn kitapları gerekli mi" ve "ebeveyn kitaplarıgerekli" derken onlarca kitapla tanışma fırsatı bulacağımı hiç
bilmiyordum. Ama buldum. Mesela "koşulsuz ebeveynlik"... Mesela
"Anne, baba ve çocuk arasında"...
Fikirlerine çok güvendiğim birkaç arkadaşım tarafından
önerilince, derhal edindim "Anne, baba ve çocuk arasında" kitabını ve
sanırım bu kitabı okumak yaptığım en iyi şeylerden biriydi. Şimdiye kadar
okuduğum pek çok kitabın bu kitaptan esinlenmiş olduğunu fark ettim. Eleştirel
bakış açısı ile öne çıkan "koşulsuz ebeveynlik" ise, Haim G. Ginott
ve kitabını çok olumlu anlatıyordu.
Okurken onlarca sayfa işaretlemişim. Bugün, okumamın üzerinden haftalar geçmişken, kitap hakkında birkaç kelam edeyim istedim ve işaretlediğim sayfalar arasında hangisini alıntılasam bilemedim.
Okurken onlarca sayfa işaretlemişim. Bugün, okumamın üzerinden haftalar geçmişken, kitap hakkında birkaç kelam edeyim istedim ve işaretlediğim sayfalar arasında hangisini alıntılasam bilemedim.
En iyisi en sevdiğim kısımlardan bir liste oluşturmak ve bu
kitabı mutlaka alın demek:)
Bir kere adamın yaklaşımı beni inanılmaz motive etti: İyi
anne baba olmak, öğrenilebilir bir beceridir.
Oh be! Benim kumaşımda analık yok abicim, içimden anaç bir
tavuk çıkmadı üzgünüm. Okudukça öğreniyorum, çocuğuma birey muamelesi yaptıkça
aramızdaki buzları eritebiliyorum. Kutsal analık kasesini fedakarlıklarla
dolduramayacağım ve yazık ki cennet de benim ayaklarımın altında değil. Ben
cenneti şimdi yaşamak istiyorum.
Dr. Ginott diyor ki: Önce duyguları ele alın, önce onları
çözümleyin sonra davranışa geçin. Çocuğunuzda hoşunuza gitmeyen davranışların
sebebi onların ifade etmekte zorlandıkları duygu karmaşasıdır.
Daha geçen gün yaşadığımız bir olayı anlatayım. Yemekten
önce mutfakta Arcayla Kaptan Düşükdon'un maceralarını okuyorduk. Yemek pişti,
nasıl da açım, sonra devam etme konusunda yer cücesini zor ikna ettim. Yemeğe
otururken çabuk ye ama diye de uyarıldım. Neyse sofraya oturduk. İlker'in de
ilgisini çekti kitap, "annen salı akşamı istanbulda olacak, o zaman da
birlikte okuruz" dedi. Arca'nın bütün iştahı - hem makarnaya hem de kitaba
- kapandı. Hatta bana "acele etme artık okumak istemiyorum" diye
terslendi. Tabii ki az önce öğrendiği istanbul meselesinden hoşlanmamıştı. Ama
bunu dile getirmek yerine terslendi, sinirlendi, asabileşti. Duyguları üzerinde
konuştuktan sonra bir de baktım yatağında uzanmış maceraları bitiriyoruz...
Çocuklar ancak iyi hissettiklerinde net düşünüp doğru
davranabiliyorlarmış. Yani öncelik duygularda... Davranış sonra.
Duygularını saklamamayı öğretmek için bunu önce kendimiz
yapmalıyız. Neyse ki ermiş ana değilim. Öfkelendiysem öfkelendim, bu kadar.
Önemli olan mükemmel olmak değil, mükemmel anne babalar değil, duygusal açıdan
sağlıklı anne babalar çocuklarına daha iyi örnek olurlarmış.
İşaretlediğim önerilerden biri de betimleme, gördüğünü
söyleme. Dağınıklık mı var mesela? Bıkbıkbık kafasının etini yercesine
söylenmek yerine "masada dağınıklık görüyorum" deyip kenara
çekiliyorsun (benim için çok zor:/) bu bir bakıma yorumsuz bir hatırlatma
oluyor. İşe yarayacak mı? Bilmiyorum denemeye değer. Bak bu bıkbıklama
meselesini TV ve ipad için yapmıyorum mesela. Kurallar net, saat belli, kapatma
saati geldi diyor daha da ötesine geçmiyorum. Çünkü artık Arca kapatma saati
geldiğinde kapatmazsa ertesi günü açamayacak.
Ruh sağlığının beden sağlığından daha önemli olduğu
durumlara da dikkat çekmiş, Haim Ginott. Kahvaltı mesela. İlk günler ecnebi
filmlerdeki gibi ailece kahvaltı sahnelerimiz oluyordu, sonra İlkerden
başlayarak fireler vermeye başladık. Fireler kahvaltı içeriğine kadar indi.
Tost ya da yumurta yiyen çocuktan nutellalı ekmekten başka bir şey yemek
istemeyen bir çocuk çıktı. Sinir bozucu.
Kahvaltılık gevreklerden aldım, maalesef:( ama işe yarıyor. Özellikle spor olan günlerde yanına bir de bıldırcın yumurtası koyuyorum, itiraz etmiyor. Hayalimdeki kahvaltı değil ama gözümü kapatıyorum, sabahları evden öpüş koklaş ayrılmak ikimize de daha iyi geliyor.
Kahvaltılık gevreklerden aldım, maalesef:( ama işe yarıyor. Özellikle spor olan günlerde yanına bir de bıldırcın yumurtası koyuyorum, itiraz etmiyor. Hayalimdeki kahvaltı değil ama gözümü kapatıyorum, sabahları evden öpüş koklaş ayrılmak ikimize de daha iyi geliyor.
Sabah demişken çalar saat önerisi var mesela. Çocukların
çalar saat tarafından uyandırılmak daha fazla hoşlarına gidermiş. Deneyeceğim.
Bir de çalışan ve çocuğunu karşılayamayan anneler için mesaj, not vs...
bırakmalarını öneriyor. Gerçi ben sabah da erken çıkıyorum çıkarken bıraksam
sabah görür. Bilmiyorum artık, bir formül bulacağız.
Bazen de Arca'nın rehberliğine güvenmek gerekiyor. Sanki o
kitapları kendi okumuş gibi bazen epey ters köşe ediyor. Geçen gazoz kapakları
koleksiyonunu saydı. 69 adet. Hmm dedim, ben o sayıyı artırmanın yolunu
biliyorum, Münire diye bir gazozcu var, gider isteriz. Ne dese beğenirsiniz?
"bence 69 son derece başarılı bir sonuç, sence de öyle değil mi?"
Peki.
Ah bitmedi. Meşhur "etkin dinleme" yöntemi vardır.
Farklı uzmanlar farklı biçimlerde önerirler. Bu kitapta da var tabii ki. Ben de
naçizane kullanmaya çalışırım, hem çocuğumu anladığımı göstermek için hem de
duygularını yansıtarak kendisinin de farkındalığını artırmak için.
Arca bu tutumumdan ziyadesiyle sıkılmış olacak geçen dayanamadı patladı! "Ya annem ne diye söylediklerimi tekrar ediyorsun?"
Arca bu tutumumdan ziyadesiyle sıkılmış olacak geçen dayanamadı patladı! "Ya annem ne diye söylediklerimi tekrar ediyorsun?"
"etkin dinleme yapıyorum çocuğum."
"o ne?"
"seni anladığımı göstermeye çalışıyorum, senin duygularını sana söylüyorum, senin ne
hissettiğini anlamana yardımcı oluyorum"
"İyi de ben ne hissettiğimi zaten biliyorum!"
(Aman iyi be buna da yaranamıyoruz!)
Her ne kadar okuduğunuz kitaplarla ilgili böyle bir takım
olumsuzluklarla (göt olmak gibi) karşılaşma ihtimaliniz olsa dahi, unutmayın,
iyi anne baba olmak öğrenilebilir bir beceridir. Bu kitap becerinize beceri
katacak benden söylemesi:)
Bence yazının özeti : (Aman iyi be buna da yaranamıyoruz!) Şaka bir yana, o kadar benzer yanıtlar, ifadeler ve davranışlar var ki, Arca'nın ne kadar sevgi dolu bir evde büyüdüğünü görüyorum neredeyse :) Çocukları sevgi manyağı yapalım bence, gerisini kendi de hallediyor nasılsa:)
YanıtlaSilEvet kitabı tavsiye edenleden biri de bendim. Beğenmene sevindim.
YanıtlaSilAyrıca "anaç olmadığın" konusu dışında hepsine katılıyorum. Müthiş bir annesin bence Arca çok şanslı.
Çok güzel yaa, "etkin dinleme yapıyorum çocuğum." Gün içinde hatırlar hatırlar gülerim ben buna:))
YanıtlaSilİyi de ben ne hissettiğimi zaten biliyorum:)) Ay çok komiksin Arca.
YanıtlaSilBazen Duru bir şey söyleyince aptal gibi hissediyorum kendimi. Evet ya falan diyorum:))))
Sevgiler.
Ah Yeliz ya; öğrenilebiliyor mu gerçekten? Ben kendimi çok başarısız buluyorum bu konuda. Tam bir yerde hatamı keşfedip düzeltmeye çalışıyorum bir bakıyorum ohooo, onu düzeltmeye çalışırken bir sürü başka hata yapmışım! Bir de hep ben hatalıyım, hep ben yanlış yapıyorum, ve dolayısıyla hep ben bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorum. Babası hiç dert etmiyor doğru mu yanlış mı davranıyor diye, hiç ölçmüyor, tartmıyor ve işin ilginç yanı benim anneliği kotardığımdan daha iyi kotarıyor babalığı. Artık ebeveyn kitapları okumak istemiyorum, sürekli kendimde düzeltilmesi gereken bir yön görüyorum ve bu beni çok geriyor, çocuğuma değil kendi davranışlarıma odaklandıkça işler sarpa sarıyor. Biliyorum okumamak değil çözüm, zaten ne kadar okumayacağım desem de yine de gidiyor elim ama bi şu kendinden memnun annelerden olamadım ya, bilmiyorum ne yapacağım :(
YanıtlaSilSevgiler...
Senin tavsiyen üzerine okuyorum Ginott'un kitabını... Şimdiye kadar ebeveynlik hakkında okuduğum en güzel kitaplardan biri. Uygulamada kararlı olunduktan sonra problem yok, gayet mantıklı ve yapılabilir öneriler var kitapta... Koşulsuz ebeveynlik kitabını bulamadım, nereden almıştın? Son olarak bir kitap tavsiyesi de benden: Lillian Frostone / Çoçukların Unutulan Dili... Pelin/ İzmir
YanıtlaSilGenelde ebeveyn kitaplarina burun kivirilir ama ben seviyorum acikcasi. Cocuklari anlamamda, kendimi tanimamda bana yardimci oluyorlar. Annelik algimda veya ebeveynlik yetimde buyuk bir atlama ziplama beklemiyorum. Ufacik bir veya birkac fikir kapsam faydasi var. Calar saat kesinlikle cok ise yariyor. Yalniz zart zart zart oterek yataktan ziplatan degil soyle yimshak yimsak muzik falan calan bir model almani tavsiye ederim. Yoksa ters tepebilir. O etkin dinleme teknigi okudugum her kitapta var anasini. Ornekler de vermis olmalarina ragmen agzima yampiri yapistirilmis gibi oturuyor o cumleler. Dogal hissedemiyorum. Henuz orayi becerebilmis degilim. 10 sene gecti ne zaman beceririm Allah bilir. Bu arada Ne zaman 9 kitap okudun bitirdin kardesim? Helal olsun. Sen bu gidisle sene sonuna kadar 155 kitabi tamamlayacaksin.
YanıtlaSilYorumlar hep 2016 yılına ait. Ben de çok sık çocuk gelişimi kitabı okumama rağmen bu yazar ile yeni tanışıyor olmam içler acısı. 7 yaşındaki oğlumun sürekli ben kötüyüm, ben beceriksizim demesi üzerine yardım için gittiğimiz pedagog önerdi bu kitabı. Ne yalan söyleyim pedagog görüşmemizden daha çok ders verdi kitap. Meğer ben sürekli ona ne kadar harikasın, ne kadar iyisin dememden kaynaklanıyormuş. Bazen iyi yaptığımızı sanarken aslında zarar verebiliyormuşuz :(
YanıtlaSil