Diyet
etkinlikleri kapsamında, muhterem bir gün eve bir tartı ile geldi. Birkaç hafta
oluyor. Evdeki basküle artık güvenmediği için değil, bunun başkaca tespitleri
var. Mesela vücut yağ, su, kas oranlarını filan söylüyor. Yani sen kilo
veriyorsun ya, dıııtttt dur bakalım orada, nasıl kilo veriyorsun, nereden
veriyorsun? Yağından mı, kasından mı, yoksa su mu kaybediyor vücut? Aman allah
göstermesin. Yağdan vereceksin. Yağdan verip vermediğini de işte bu mucize
baskülden öğreneceksin. Mühim bir icat, gavur yapmış, biz de kullanıyoruz.
Bu baskülün bir değişik
özelliği de metabolizmana göre yaşını vermesi. Bizim muhteremin yaşı o ilk
günlerde 47 çıktı. Aman yarabbi! On kilo fazlan varsa demek, yüksek çıkıyor
dedik, bir yerde mantıklı olabilir. Zira şu anda tüm o yağların kaslara dönüşmesinin
ertesinde, yaş da 38’e indi. Makul. “Ya ne olacaktı?” Diyeceksin “adam 38
yaşında zaten?”
Değil bacım. Benim yaş
22? Hadi bakalım buyrun buradan yakın. Gidiyorum geliyorum, tartılıyorum, aynı.
Benim yaş 22.
Ben fırsatını yakalamışım,
özellikle o ilk günler bizim muhteremle epey kafa buldum.
“Ulen var ya 47 yaşında
bir ihtiyarsın, kaptın genç kızı, taş gibi, keyfin yerinde”…
“ay ben şimdi kilo filan
veririm, spor yapar yağ oranımı düşürürsem bir de yaş 18 altına iner mi?
Eyvahlar olsun reşit olmayan kızdan bir de çocuk yaptın, rezil!” …
İşin şakası bir yana
bizim baskül söylüyor benim yaş hep 22.
Yok aslında değil mesela
an itibariyle suratıma baksan, sağ çenemin altına doğru göreceğin kafam kadar
sivilce ile 14 de diyebilirsin pek ala! Zira ben bu sivilceleri o yaşlarda
bıraktık sanıyordum.
Ama sebebini biliyorum
ben. Sebebi çektiğim mide ağrılarıyla aynı. İş! Ve stresi. İş stresi. Vaktim
olduğunda bile sosyal medyaya ilişmiyorum. Niye? Çünkü “ayağını uzatıp keyif
çatanlar”ı, “keyfim gıcırlar”ı, “sabah kahveleri”ni, “bugün de bu etkinlikte
pek şeniz”leri kıskanıyorum. Öyle bir lüksümün hiç olmayacağı gerçeği ile başa
çıkmaya çalışacağıma kendi gerçeğime odaklanıyorum. Tabii bu hayat yükünü
omuzlarıma almış ruhuma sorarsan yaşım sen de 50 ben diyeyim 52.
Keşke emekliliği nüfusa
göre değil de hissettiğin yaşa verselermiş.
Nüfus demişken işte o 38.
Hem de tam bugün:)
Doğum günün kutlu olsun Yeliz:)))))) Nice mutlu yaşlara
YanıtlaSilÇenebaz
Nice yıllara nice yaşlara doğum günün kutlu olsun.
YanıtlaSilArca'lı,muhteremli,bol kahkahalı ve sağlıklı yıllar dilerim..İyi ki doğmuşsun Yeliz ☺️☺️☺️
YanıtlaSilİyi ki doğmuşsun iyi ki 38 olmuşsun. Emekçiler gününde doğan bir emekçi olarak bol sağlık ve zindelik ile nişe yaşların olsun.
YanıtlaSilNot : şimdi kariyer.net te ruhuna göre iş arayan bir başka işsiz emekçi...
Nice mutlu yıllar dilerim...:)
YanıtlaSilMutlu yıllar, mutlu yıllaaaar, mutlu yıllaaaar sanaaaa... ( Tartıya gerek yoktu, sen bana sorsan ben sana 22 derdim :) )
YanıtlaSilNice mutlu yıllara Yeliz; o kadar güzel yazıyorsun ki, kitap yazsan direk alırım :))
YanıtlaSilAileniz ve tüm sevdiklerinizle mutlu, huzurlu, sağlık dolu bir yaş dilerim. Doğum gününüz kutlu olsun.
YanıtlaSilmutlu yıllar yeliz :)
YanıtlaSilNice mutlu yıllar dilerim tekrardan.
YanıtlaSil"Öyle bir lüksümün hiç olmayacağı gerçeği ile başa çıkmaya çalışacağıma kendi gerçeğime odaklanıyorum." Evet ben de takip etmiyorum onları. Ama ben de senin kitap okuma hızını kıskanıyorum.
Doğum günün kutlu olsun Yelizcim. O emeklilik hayalleri var ya, pek fena bir şey. Ben de keyif çatanlara gıcık oluyorum bu günlerde. O yan gelip yatma, günün orta yerinde kitap okuma hayalleri var ya, hep yanı başımda. Ne yapcam bilmiyorum vallahi :)
YanıtlaSilMusmutlu yaşlar.
YanıtlaSil