O bir dakikalık reklam süresi henüz dolmadan ağlamaya başladım, ağlamamı tutamıyorum, kendime hakim olamıyorum. O gün o bir dakikalık reklam süresinde bir daha asla eskiye çocukluğumun kaygısızlığına geri dönemeyeceğimi idrak ettiğim o gün, aynı zamanda geçmişe bir ağıttı o gözyaşları. Kendi çocuğumla geçirdiğim her keyifli dakikada çocukluğuma döndüğümü hissetmem bir yalandı aslında. Hatırlarsın, anarsın ama asla bir daha o günlere dönemezsin. Ben işte bazen eskiyi, kaygısızca koştuğum çocukluğumu özlüyorum, bazen...
Her zaman özlediğim ise Arca. Arca'yı yanımdayken bile özlüyorum.
Her zaman Arca'nın o çocuk kahkahalarını, içi gülen gözlerini, ekşi ter kokusunu, minik ayak parmaklarını, tombul bileklerini uyurkenki görüntüsünü özlüyorum. Bunları her gün görsem de yine de her gün özlüyorum.
Ne güzel ifade etmişsin, " Bir insandan vazgeçilmezliği öğrenmenin tek yolu çocuk sahibi olmak " , çok doğru..
YanıtlaSil:)))
YanıtlaSil