Ben umumiyetle 07:30-08:00 arası teşrif edenlerdenim, yani early bird dediklerinden. Benimkisi tercihten ziyade koşulların gerektirdiği bir kabulleniş. Koşullar derken Arca'dan bahsediyorum. Arca'dan evvel ben gece kuşuydum. Lisedeyken okuldan akşam üzeri gelir, bir şeyler atıştırıp akşam yemeğine kadar uyurdum. Sonra aman sabahlar olmasın! Gece iki, üç ben geometri testi çözüyorum... Aklım gece daha iyi çalışırdı. Ne zaman bu cüceyi yaptık, yaparken de ne kattık bilmiyorum, bizim gece kuşluğu hikaye oldu. Tatil demiyor, hatta tatil hiç demiyor, kurulu saat gibi güneşle uyanıyor.
Mecburen alıştım. Gerçi bok atmayalım. Arca'nın erkenciliğini fırsata dönüştürdüğümüz çok oldu. Erken AVM alışverişleri, tazecikken pazar alışverişleri, uzun yola gidilecekse yola erkenden çıkma avantajı... Buradaki yeni yaşamımızda da durum değişmedi. "eh madem erkenden kalktım, bari işe gideyim" diyerek yollara döküldüm. Aslında erkenden yola çıkmak iyi, trafikte kalabalık saatlere kalmıyorsun, otoparka en rahat yere park ediyorsun. Sorun gitmekte değil zaten, erkenden gidip kanuni saatlere uysam sorun yok, benim sorunum erken çıkamamaktı.
Bu sabah yine erkenden kalktım. Bkz: Arca yok!
Yeni bir şey denemek istedim. Uçakta okuduğum İkigai isimli kitaptan bir öneri. İkigai'ni sabah erkenden başlatmak... İkigai hayatın zevklerini ve anlamlarını içeren Japonca bir sözcük. İki = yaşamak ve gai = sebep sözcüklerinden oluşuyor. Yaşama sebebi desek yalan olmaz.
Japonların doğan güneş ruhunu aşılamak ve toplumsal bir ortak paydaya dönüşmüş Radyo Taiso egzersizleri ile bu kitapta tanıştım. 1928 yılında hükümet tarafından kamu sağlığı hedeflenerek tasarlanan sabah egzersizleri Japonlar için düzenli bir adet olmuş. Sabah 06:30 gibi parklarda bir araya gelen yaşlıların bir nevi ikigai'siymiş Radyo Taiso.
Yazar, kendinize uygun hafif bir egzersiz ve güzel bir kahvaltı ile güne başlamamızı öneriyordu.
Ufaktan egzersizlere başlamanın en kolay yolu benim için yoga. Surya Namaskar (güneşi selamlama) pozlarını üç tur tekrarladım. Duş aldım. Kahve ve tost yaptım. Aheste hazırlandım. Yani "madem erken kalktım, işe hemen gideyim" demedim. Benimkisi eve erken dönebilme ihtimalini sevmekti zaten, bugün evde kimse yokken ha beşte gelmişim ha yedide....
Tam kapıdan çıktım, telefon çaldı. Arca'dır dedim, yanılmışım. Haruka, bizim bölümden Japon arkadaşım. "Yalnız olduğunu biliyorum, bu saat oldu gelmedin (saat 09:00, seni merak ettim" dedi. Son zamanlarda aldığım en değerli hissettiren telefonlardan biriydi.
Yarın unutmadan Haruka'ya sorayım, Japonya'da hala okullarda parklarda 7'den 77'ye tüm insanların her sabah 06:30 itibariyle müziğinin sesini duyar duymaz bu egzersizleri yapıyorlar mı acaba.?
Erken kalkmak benim için büyük bir sorun; ne kadar erken uyusam da sabah bir türlü erken kalkamıyorum, kalksam da zombi gibi uyanıyorum :(
YanıtlaSilSürekli ve zorla erken kaldırılınca bir süre sonra bünye kabulleniyor :)) ben de geç kalkmayı severdim :(
Silİstediğim kadar olmasa da ben de erken kalkanlardanım. Gündüzü sevince başka türlüsü mümkün değil. Çalışmadığım halde gün yetmiyor. Gece bir sabah 8 gibi bir rutinim var. Bir kaç yıldır çayım demlenene kadar bir dizi esneme/pilates hareketi yapıyorum. O kadar mutlu ediyor ki. Sabah kalkar kalkmaz hareket halinde olmak benim için çok önemli. Nasıl olduğunu anlamadan bayağı sıkı bir alışkanlığa dönüştü. Bir sürü de sembolik anlam yüklüyorsun zamanla. Gün için gereken enerjiyi topluyor, güçlü ve sağlıklı hissediyorum. Güne mutlu başlıyorum. Öyle yormayan, terletmeyen, omurgaya, ağrılara falan iyi gelen hareketler. Her seferinde şu hareketlerin içeriğini bir değiştireyim diyorum ama o kadar iyi geliyorlar ki bırakamıyorum. Yani Japonlar çok haklı. Ayrıca 5-10 dak. bile yeterli. 30 sene boyunca günde 5 dak. bazı hareketleri yaptığını düşün, inanılmaz fark yaratır.
YanıtlaSilSıkı bir alışkanlığa dönüşmesi bence sevmenle alakalı. Yani sana yük gelmediği için sevdiğin için sürekli yapıyor ve keyf aldığın için de alışkanlığa dönüşüyor. Ben de üç gündür sabahları 15 dakika yoga yapıyorum inanılmaz fark etti.
Silselam yeliz, bende doğumdan kalan kiloları sonunda profosyonel destek alarak verdim. çok ta iyi oldu aslında . sağlılı beslenme konusunda bulduğum herşeyi okusamda zamanında istediğim kiloyu vermiş olsamda bir türlü disipline olamıyordum. benim diyestisyenim istanbul'ydı. ve skype yada whats up üzerinden görüntülü görüşerek seansları yapıyorduk olurda fikir değiştirisen tavsiye ederim.
YanıtlaSilHarikasın bravo:) eğer kendi başıma başaramazsam seninle iletişime geçeceğim teşekkürler :)
Sil