Ne izliyorum?
Geçtiğimiz haftalarda the Serpent dizisini izledik. Dönem dizisi, 70’ler ne şahane anlatılmış, ışık kostüm insanların oyunculukları bile... sanki o yıllar çekilmiş gibi. Geçen hafta ekranlarda “the Kominsky Method” ve bayıldık. Eğer henüz izlemediyseniz mutlaka izleyin, öyle ince espriler var ki...
Şimdi biraz Netflix arası verdik gibi.
Imbd’de 9.6 oy alarak birinciliğe yerleşen bir mini dizi var gündemde: sedat peker vs akp
Tamam itiraf ediyorum...
İzleyemiyorum ama okuyorum...
Ne yapıyorum?
Bir süredir Sedat Peker videolarını izleyememenin ezikliğini yaşıyordum neyse ki Twitter’daki bazı hesaplar yazılı paylaştı da tüm meseleye hakim olabildim.
Özetle lağım, bok, pislik ne ararsan var.
Yazık ki hepsini bir şekilde biliyorduk, itirafçısıyla tescillenince sadece gün yüzüne çıkıyor farkındalıklar. Bir de hani farkındayken şunu da es geçmeyelim: tüm bu boklar yenirken biz yani bugün 40 yaş üstü olanlar, gayet de yetişkin bireylerdik, farkında olarak olmayarak iyi kötü niyet fark etmeksizin tüm bu çürümüşlüğün içindeydik, hani bugün kabullenmeyelim, karşı duralım derken adama sorarlar 25 senedir neredeydin?
Kendim de dahil, tüm apolitikliğimizle mal mal baktık. Şimdi ses? Evet ses çıkaralım, hesap soralım. Daha da dökülsün pislikler, görmezden anlamazdan gelinemeyecek kadar ... ki dibe en “derin”e batılsın, batmadan çıkamayacağız.
Bu kadar memleket meselelerine dalmamın sebeplerinden biri de buradaki havanın leşliği ve mayıs ayının tatilleri. Evet tatiller çok, hava kötü, bir aralık bulur da yürüyüş yapabilirsek ne ala...
Ne okuyorum?
Kirke bitti. Nasıl da sarıp sarmaladı beni. Uzun zamandır böyle tatlı bir roman okumamıştım. Ardından birkaç öykü “elveda Alyoşa” ve şimdi Yaşar Kemal İnce Memed. Şimdiye kadar okumamış olmam ilginç ama okumuş gibi hissetmem daha da ilginç. Belki de dilindeki sadelik, şiirsellik, doğallık belki de bilemiyorum işte romanda bana tanıdık gelen o tadı tarif edemiyorum. Çok çok keyif alıyorum. Sizin böyle keyifli okuma tecrübeleriniz varsa, deyiverin de nasipleneyim:)
Kirke ah ne güzeldi :) Okuduğuna üzüldüğüm kitaplar var benim. Hem okuyorum hem de henüz okumayanları kıskanıyorum :)
YanıtlaSilserpent çok iyiydi yaa :) blacklist gibi çok heycanlıydı, the innocente (mario casas) da çok heycanlı. method aklımda izliycam :) kirke öbür romanı da seversin o zaman :) alyoşa tabisiii klasik sayılır, ince memed eh tabi anadoluuuu :)
YanıtlaSil