Ahu sorduydu, noldu o 3 kilo ? Üçün biri diyelim gitti, diyelim de o üçün ikisi ne olacak?
Ne demiştim?
Planınız varsa uygulayınız. Plan önemlidir, uygulamak daha önemlidir.
Sen uyguladın mı dersen… Eh uygulamadım dersem yalan olur, birkaç ufak fire dışında uyguladım. Karbonhidrattan uzak kalmaya çalıştım (Frankfurt kaçamağını ve anne çocuk Nona Pizzayı saymazsak)
Nefis Belçika biralarından uzak durmaya çalıştım (dümeni şaraba şarabın da beyazına pembesine kırmayı saymazsak)
Porsiyonları küçülttüm.
Spor yaptım (ama işte stretching gibi Leslie gibi low intensity hareketler)
Yürüyüşler yaptım (bak ama bunu sağlam yaptım)
Her gün işe evden salata veya salata çorba götürdüm. Götüremesem de salata bardan yemek yedim.
Yetti mi ? Katiyen! Ayol bunu zaten yirmilerinde de yapman lazım domat gibi 45ine geldiğinde değil! Hadi neyse nasılsa verdin 1 kilo, kaldı iki kilo. Kalmasın o iki kilo. Efendi ol, kalmasın. Yaşının kadını ol.
Dedim ve yeni planlara yelken açtım.
Her sabah kalkıp da ayağına sporlarını geçirmek yarım saat ter atmak iyi hoş da, sen full body work out yapmadan nasıl fit olacaksın? Olmazsın, olamazsın, o halde değiş tonton!
Dedim ya İlker gitti, bu iyi bir şey. Biz bir aradayken Arcanın dediği gibi çok pis bir takım oluyoruz, sadece çocuğumuzun hayatının içine etmekle kalmıyoruz bir de üstüne sürekli nefis gurme sohbetlerle birbirimizi gaza getirip yiyoruz. Ben şahsi hayatım içinde salatayla, lezzetli olduğu sürece, doyabilirim ama İlker etraftayken her şeyi yiyorum her şeyi! Detaya girip sizin de iştahınızı açacak değilim.
Neyse bugün pazar. Pazar demek, haftaya hazırlık demek. Hareket demek, bereket demek.
Son zamanların en verimli pazarını geçirdim.
Sabah erken kalktım her zamanki gibi. Çamaşırlar gece ucuz elektrik tarifesinde yıkanmıştı, astım. Kahvemi içerken günlük ve haftalık planımı yaptım.
Ne yemek yapılacaktı, hangi gün hangisi yenecekti? Günü verimli geçirmek için hangi iş ne zaman yapılmalıydı? Ne yapmak istiyordum bugün?
Tek tek yazıldı, liste yapıldı.
Çünkü listelerim olmazsa ben bir hiçim!
Yarın departman yemeği için akşam dışarıda olacağıma göre Arca’nın mikrodalgada ısıtacağı ve beni kıskanmayacağı kadar seveceği bir yemek ayarlamalıydım ama ne? Tavuklu pilav! İlker her zamanki gibi buzluğa tam da haşlamalık bir kemikli tavuk göğsü hazırlamıştı. Bu akşam birazını yarın akşam da kalanını mideye indirir ergenim. Pilavı fazla yaparsam, salı akşamı yiyeceğimiz bamyanın yanına da yakışır.
Evde ergeniniz varsa ve siz diyet yapmak niyetindeyseniz, öncelikle yemeklerinizi ayrı ayrı programlayacaksınız, zira ne o sizin menünüzle doyabilir, ne siz onun ihtiyaç duyduğu ekstra karbonhidratlara meyledebilirsiniz. Bir gün Arca’yı bir tabak ıspanakla çırak çıkardığımda demişti, “anne ben böyle sebzeyle doymuyorum, doyuyormuş gibi oluyorum hemen acıkıyorum”. O gün bugündür biz yemesek bile ona makarna, hazırda makarna sosu, bulgur ya da pirinç pilavı yapıyorum.
Liste benim yiyeceklerimi de kapsıyor elbet. Kinoa haşlamak, buzluktaki közlenmiş kırmızı biberi çözdürmek icap ediyor tabii ki.
Bugünün yapılacaklar listesinde yürüyüş, ütü, sebze tarhının dikime hazırlanması, ofis ve evden çalışma günlerinin planı, haftalık ajanda düzenlemesi, yaklaşan bir event için beğenmediğim sunum içeriğine ufak dokunuşlarla ekibi biraz silkelemek, ekibin yıllık hedeflerini gözden geçirip son haline getirmek, yarın ve sonraki günler için sefer tası hazırlamak, sebze tarhı sonrası totoma benzeyecek ellerime manikür, cilt ve saç maskesi gibi kişisel bakımlar vardı.
Planı tamamlayınca yürüyüşe çıktım, bir saat deli gibi yürümüşüm. Artık fotoğrafını çekmek ya da koklamak için sürekli duraklayacağım çiçekler yok, her yer yeşilin elli tonu. Olsun. Bu da güzel.
Dönüş yolunda bizim mahallenin caddelerinde kalabalık gördüm dalıverdim meraktan. hay aksi ikinci el pazarı kurulmuş, adım adım göt göteyiz, geri de dönemedim kendimi caddeye zor attım.
Eve gelince ergenimle bir koca tava menemeni mideye indirdik. Menemen diyette caiz midir? Sebzeli yumurta da münasip olmayacaksa ne yiyelim? Taş mı yiyelim?
O vakit tavuğu kaynamaya, bamyayı da usul usul kendi suyunda pişmeye verdim. Menemenin üstüne Kahveyi içince bir canlılık geldi, baktım Arca da ders çalışıyor, açtım dükkanı. Tüm o yukarıda saydığım işleri bitirdim.
Genelde hafta sonu fazla mesai yapmak adetim değildir, Belçikalı yöneticilerimin bunu hoş karşılamadığını da, bunun benim sonraki hafta için verimimi düşürdüğünü de bilirim ama bugünlerde hiçbir şeye yetişemiyor olma rahatsızlığım, yapacağım işlerin keyifli olmasıyla birleşince aman dedim, yapıver gitsin.
İşleri bitirip son posta çamaşır da asılınca, soluğu sebze tarhında aldım. Otlar boyuma ulaşmış neredeyse. Eldivenleri elime geçirdim, bir giriştim otlara aklın şaşar. Tüm haftanın masa başı zihinsel stresini çapalarken attım. Kulağımda müzik vardı, belim ağrıdıkça dikleşip dans ettim. Artık komşular o vakit beni gözlüyorlardıysa, epey eğlenmişlerdir. Böyle böyle tüm o ayrık otlarının köklerini sökesiye kadar devam ettim. Toprak et gibi ilik ilik oldu, dirseklerime kadar battım. Ama o nasıl bir terapidir dostlarım, birkaç metrekarelik bir sebze tarhı, ne dikeceğimi bilmeksizin ve hatta umursamaksızın nasıl da enerji verdi bana. Babasının kızı Yeliz fışkırdı içimden, bahçe manyağı!
ve sonra eve döndüm.
Arca GS maçını izlemekteydi, elimi ayağımı yıkayıp pilava daldım. Bir de o ara kinoa haşlayıverdim, öğlen salatalarına iyi oluveriyor. Haşlanmış tavuğun etlerini tiftikledikten sonra ve de pilavın pişmesini beklerken soğuk bir Belçika birası içtim terasta, allah affetsin. Diyete caiz olmayan ne çok şey yaptım! Nasıl gidecek o iki? Hayır bir de okuyanları motive edecekti bu yazılar değil mi?
Arca tavuk pilavını ayran ve salatayla gömerken ben de çilekli ıspanak salatasına çatal daldıradurdum. Bak efendi gibi sadece salata yiyorum:)
İki günlük öğle yemeği menüsü belli, yemekten sonra hazırlamak kaldı. Süper tok tutan kinoa salatası ;
Çıkarın kağıt kalemi tarifi veriyorum:
Bir çay bardağı kinoa iyice yıkanır ve bir buçuk çay bardağı suda haşlanır. İçine tuz ve daha sonra çıkarmak üzere defne yaprağı koyuyorum.
Kinoa soğuduktan sonra iki saklama kabına pay ediyorum.
Her bir porsiyon için yarım avokado, birer domates, yarımşar salatalık ile yarımşar minik doğranmış kırmızı soğan. Avokadonun kararmaması için tavsiyem kabuğunun içinde tutun ve içine kırmızı soğanları koyun. İkinci gün öğle yemeğinde de taze taze yersiniz. Birer avuç ıspanak yaprağını da kabaca kıyıp ilave ettim.
Sosunda, yarımşar limon suyu, birer çay kaşığı hardal, sarımsak kurusu ve sumak var. Tabii ki tuz zeytinyağı ve karabiber.
Daha önce bahsetmiştim, salatalarımı asla sosuyla bekletmem, sos ayrı minik bir saklama kabında hazırlanır, servisten önce karıştırılır.
Bunda gerekmiyor ama mesela, peynir, kuruyemiş, meyve ilave ettiğim salatalarda bunları ayrı ayrı küçük saklama kaplarında ofise götürüyorum ve servisten hemen önce karıştırıyorum. Maksat ağzımızın tadı mıncımış yapraklarla bozulmasın.
Yeni sefer tası önerileriyle görüşmek üzere, iyi haftalar!
Harikasın diyeceğim başka da bir sözüm yok :)
YanıtlaSilsoğan kokmuyormu iş yerinde ben soğan sarımsağa hasret kaldım kokuyor iş yerinde diye. Hülya
YanıtlaSil