Eylül ufaktan yaklaşırken, ve tabii ki iklim gereği sonbahar kendini şimdiden hissettirmeye başlamışken her mevsim dönümü olduğu gibi muhasebelere girmem kaçınılmazdı. Gönül isterdi ki, buralar da İzmirim gibi ekimlere kadar şurup havasıyla suyuyla sarmalasın bizi, gönül isterdi ki Eylül 1 dedin mi okullar açılmasın da eylül tatilleri yapalım ama öyle değil işte.
Çok özlemişim eylülde hala tatil kafasında olmayı. Malum biz kasıma kadar yazlıktan ayrılmazdık, kah hafta sonu kah günübirlik. Hele de Arca okula gitmezken tatillerimizi bile eylüle ayarlardık.
Benden yaşça büyük olduğunu tahmin ettiğim bir iş arkadaşımla sohbet ederken, Brüksel’in yazının (bu seneki yağmur istisna, Brüksel’de yaz harbi keyifli olur) ve herkesler döndükten sonra eylüle doğru tatile çıkma ihtimalinin ne şahane olduğundan bahsediyorduk. Dedim “bizim oğlanın yetişkin olmasını sırf tatile eylülde çıkmak için iple çekiyorum ama çok değil 4 seneye ben de eylülde tatile çıkıp sakin sahillerin ve şurup gibi denizin tadını çıkaracağım”. Benim çok mu genç anne olduğumu sorunca ve 45 yaşında olduğumu söylediğimde şaşırması günümü güzel eyledi, hala içimde bir yerlerde genç gösterme meraklısı olduğumu da fark ettirdi.
Neyse konumuz o değil.
Yaz muhasebesi. Bugün telefonumdaki fotoğrafları temizlerken bir kere daha fark ettim.
Bu yaz çok farklıydı, farklı bir şekilde çok iyi geldi. Evet belki yazı İzmir’de geçirmedik ama yine de muhteşem geçti.
İzmir’e gidemesek de Avrupa’da yepyeni yerler, lezzetler keyifler keşfettik. Hem de çok farklı biçimlerde. İki ergenli, deniz kum güneşli İspanya
Arca’nın bizden ayrı üç hafta geçirmesi ve bizim de 14 yıldır ilk defa bu kadar uzun süre baş başa kalabilmenin tadını çıkarmamız
Muhteremle baş başa rüzgarlı bir Kuzey Fransa kaçamağı
Ablamlarla çocuksuz iki çift olarak bol ormanlı bir Almanya seyahati
Bu yazın bir farklı tarafı da üç hafta iznimi bir hafta Almanya iki hafta İspanya olarak bölmemdi. İyi mi oldu? Pek emin değilim. Bence blok bir izin ve bu izin içinde hem gezmeli hem dinlenmeli bir tatil daha iyi olabilirdi. (Bababbba on yıllar boyunca Türk beyazyakalısı olarak iki hafta blok izin kullanamamış yelize bak sen!)
Yaz oldu mu, insan eksikliğinden ister istemez ofiste işlerin nispeten hafifliyor ve kendi planın içinde özgürce çalışabiliyorsun.
Ayrıca herkes bir yerlere dağılıyor ve yepyeni bilgi ve tecrübelerle geri dönüyorlar. Malum herkes tatile çıkabildiği için de öğle yemeklerinin konusu “nerde ne kadara tatil yaptım”
Benim için bu yazın bonusu: Kitaplar, yepyeni mis gibi akıp giden kitaplar okumak, yepyeni kitaplara kavuşabilmek oldu.
Yaz kitaplarımı uzun uzun yazasım var. Siz bu yazdan karelere bakarkenx ben kitapları sonraki posta bırakayım yoksa güme gidecek.