3.ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3.ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2009 Pazartesi

3. ay kontrolü


İlkerin şantiye fıskiyelerinin boruları patlayınca ve benim araba da henüz servisten çıkmayınca Ümit ablayla ve de taksiyle gittik kontrolümüze.
Bir soyduk ki Arcayı, bam!! yemyeşil bir kaka, sabahtan beri 2 kaka yaptı ama normaldi, nasıl oldu bu??? Doktor da gördü, ishal durumları var galiba dedi. Dün gece çığlıklar içinde uyanınca üstündekileri azaltmıştım, üşüttü mü acaba oldum, bir takip edelim konuşalım tekrar diye anlaştık. Bu kötü haber...
Sonra doktor amcamız "akşam babanız size bi kutu çikolata getirsin" dedi. Bizim düdük 7070 gr olmuş.Standartı 5,5 kilo:) Anne sütü ile alınmış kilolar olduğu için müdahale yok!!! Ne yapıyorsanız aynen devam dedi. Çalışmaya başlandığında - benim gibi parttime bile olsa - stres sebebi ile sütün azalması gerçeğine hazırlıklı olmamız için uyardı. Eğer kilo alım hızında ufaktan azalma olursa önümüzdeki ay azar azar birşeyler tattırmaya başlayabiliriz. Hız aynı şekilde devam ederse dokunmadan süte devam. Ama boyumuz kilo kadar acayip artış göstermemiş - 60,5 cm. Ortalamayı yakalamışız.
Klima taktırmayı düşünüyoruz???... evet olabilir ama yatağa direkt üflemeyecek.
TV ye ilgi duymaya başladı, kıl oluyoruz???... Hayatımızdan çıkaramayız, dozunu ayarlayacağız, bütün gün TV başında durmayacak, sizinle iletişim halinde iken TV açık olsa da onu çok etkilemez.
Kalça ultrasonuna hala ihtiyaç görmüyorum, önümüzdeki ay tekrar kontrol eder bakarız.
Uzun gece uykuları 1-2 hafta sonra uzamaya başlayabilir.(bu aralar acıkmasa da aynı saatte kalkma alışkanlığı başladı da)
Birşeyleri kavramaya başlaması biraz zaman alabilir.
Emme süreleri 3 saat, ara sıra 4 saati zorluyoruz, dayanabiliyor. Geceler biraz daha uzun, 4,5 saat bile oluyor kimi zaman.
.....
İşte böyle... Şimdilik herşey normal görünüyor.
Yarın işbaşı, bakalım yeni düzenimize nasıl adapte olacağız?

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Dötü doğrulttuk

Herkeslere teşekkürler, ne kadar sevindik iyi dileklerinizi okuyan gözlerimizle biz
ve ne kadar mutlu olduk bizler için dua edenleri görünce...

Cumartesi pazar her saat başı ateşimizi ölçtük, pazar sabah yine ateş çıkar gibi olunca şurup verdik. Doktora durumu anlattık. Dedi ki 38 in üzerine çıkmadığı sürece ilaç vermeyin, ateş sayılmaz. Öyle uzun kollu tulumlar giydirmeyin rahat bırakın. Ateşin takibi önemli, rahat olun. Bir de bize sor, ilk ateş tecrübemiz bu napalım, insan telaşlanıyor ister istemez. Arca keyifsiz ve uykulu pek melül melül bakıyordu, dokunuyor insana valla. Hatta az emdi gibi, bir gün içinde bana süzülmüş gibi bile geldi. Ben galiba çocuğunun ağzına yemek tıkan annelerden olacağım, ne fena. Şaka bir yana ateş belki 38 in üzerine çıkmadı ama 37 nin altına da düşmemesi can sıkıcıydı. Pazar günü kısa tulumumuzu giydik, ferahladık. Oyuncağımızda oynayıp gülücükler attık. Kısaca dötü doğrulttuk. En son akşam sekizde emdi, on buçuk gibi rüya öğününü aldı ve 2:45 civarında uyandı, ölçtüm 37!!! yuppppiii!!! tabi yarın da ateşe dikkat edeceğiz ama şimdilik iyi gibi gibi:) ama yine az emdi sanki, tek memeyi bıraktı, şimdi gidip sağacağım.

Bu arada İlker de hasta oldu, maaile telef durumdayız, bu güzel havalarda alemlere akamıyoruz maalesef. İşin komiği ben nerdeyse 1 haftadır atlatamadım, öksürüğe çevirdi, İlker yataklara düştü ama Arca 2 günde düzeldi. Gençlik işte, belki de anne sütü mucizesi, bilemiyciim. Bugünün anısına, kısa tulumumuzla ilk fotomuzu takdim edelim efem.
not: Arcanın aslanla göz temasına dikkat!! bu oyuncağa bakarken kendinden geçiyor, onunla konuşuyor, aralarında sağlam bağlarla bir ilişki kuruldu!!

16 Mayıs 2009 Cumartesi

haberler kötü...

kötü haber 1 :
dün apartmanda ilaçlama var dediler, hemen plan yaptım. Arca sabah uykusunu yatakta almayacak ana kucağına konacak, sonra ilaçcı amcalar gelince ümit teyzesiyle birlikte parka gidecekler. ilaç işi bitti mi, ben de arabayla onları alıp anneme götürceğim, hep beraber annemde günü bitirip akşamüzeri eve döneceğiz. Bu arada İlker kndi arabasını servise verip benimkini kullanmak niyetindeydi, aman dedim pazartesi ver, araba bana lazım olur. Herşey ben parka giderkene kadar iyiydi, hatta ilaçlama kısa sürünce süt sağıp öyle çıktım evden. tam parkın sokağına döneceğim, biri arkamdan korna çaldı, bir an dikkatim dağıldı ve GÜMMM! kaldırıma tosladım. tampon indi, jant eğrildi, lastik patladı. artık nasıl çarptıysam. yok yok ben hastayken filan araba kullanmamalıyım, son seferde ilker askerdeyken, frene basayım derken gaza basmış, komşu apartmanın bahçesine girmiştim. kafa kalmıyor bende. bu defaki öyle beter değil ama can sıkıntısı işte. Hemen ilkeri arayıp talimatları aldım. Polislere başka araç yok, hemen gelin dedim, geldiler sağolsunlar. sohbet ederken bi tanesi "abla sende alkol de vardır şimdi" diye takıldı. öyle bir "neeerdeee?" demişim ki adamlara emzirdiğimi açıklamak zorunda kaldım. bu arada ümit ablayla arca hala parktalar, emzirme saati geliyor ama allahtan uyuyormuş. İlker geldi, çekici geldi, araç gitti. kaldık düdük gibi:) en çok ilkere üzüldüm, benim yüzümden arabayı servise vermesi yine gecikecek. bir de yok tutanağı al, yok servise git, adamın başına saçma sapan işler açtım! İlaçlamanın üzerinden 2 saat de geçince eve dönmeye karar verdik.

kötü haber 2 : Arcaya akşamüzeri banyo yaptırdık. eh anne hasta baba yorgun olunca banyolar hep erteleniyor. Misler gibi oldu ama uyumasını beklerken direndi hatta acayip huysuzlandı. neden sonra bir şekilde uykuya daldı. rüya öğününü de aldı. gece bir ara ağlamalarıyla uyandım, baktım ilker otribebeyle burnunu temizliyor, her sabah burun temizliği yapılıyor, niye gece ihtiyaç duydu acaba oldum yattım, bir kalktım 4 olmuş. Arca 2 saatte bir uyanır, gece bile 3 saatte bir emer de, bu da garip!! öyle ağlama da yok, sadece yanına çağırıyor, emerken inanılmaz bir kaka yaptı, sırtına kadar! hmm herhalde rahatsızlığı buymuş dedim. tekrar kalktığımızda sabahtı ve Arca nezle olmuştu!!!! burnu feci akıyor, keyifli ama sürekli bir akıntı acayip rahatsız ediyor. ateş yoktu allahtan. doktoru aradım hemen. nezle için ilaç vermiyoruz ama tonimer ve nazal aspiratörle burnu temizleyin, günde 3-4 defa olabilir dedi. peki ateş çıkarsa? 37,8 i geçerse beni arayın!! Arca uyandıktan sonra hemen ölçtüm 38,2!!! hemen telefon, bizde fitil var , şurup var napalım? hmmm, arca 6300 gr mış tamam o halde şuruptan 1 ölçek verin, 37 civarında seyrederse her saat başı ölçün, 38 in üzerinde 20 dk da bir. akşam 6 gibi yine görüşelim. 37,2 ile 37,9 arasında bi doluı değer okudum. sonlara doğru 38 e yaklaşması canımı sıktı, doktorumuz 38 e çıkmadığı sürece takibe devam ve 10 da tekrar şurup verin, bu arada 38 in üzerine çıkarsa görüşelim dedi. sonra hep 37,5 - 38 arası seyretti, emdik, burnumuz temizlendi, şurubumuzu içtik, huysuzlandık ama uyuduk.

bu gece takipteyiz, keyfimiz yok...

14 Mayıs 2009 Perşembe

hastayım

geçen gece arcanın kaka sancıları tutunca, oturdum yatağının yanına elinden tuttum, hadi oğlum ıkın da çıksın kakalar derken uyuyakalmışım, halının üzerinde. sabah boğaz ağrısıyla uyandım. halsizlik geldi peşi sıra. fena üşütmüşüm kısacası. dün bütün gün arca uyusun uymasın ben emzirdikten sonra uyudum, iyi ki ümit abla vardı. akşam babamın yaşgünü ve annemin geçmiş anneler gününü kutlayalım dedik halsizlikten eve zor geldim. hala burnum akıyor.
mikrobik bir durum olmamasını ve arcaya geçirmemeyi umuyorum ama bilmiyorum. dün hiç süt sağamadım, bu durum canımı sıkıyor. üzerimde sürekli soğuk terler ve kimi zaman da titreme, burası şifayı kaptı, tutabilene aşk olsun.

diğer taraftan arca pek sevimli bu aralar. sabah şekeri mübarek, sürekli gülüyor. Aslında kendisi 1 haftalıkkenden beridir gülüyor ama son zamanlarda artık tepki gülüşleri olmaya başladı. Oyun halısında nerdeyse 1 saat hiç sıkılmadan takılabiliyor, aslana gıcık mı seviyor mu anlamadım, gözü hep üstünde. bir taraftan da ördeğe vurup duruyor. zürafaya karışık hisler beslediği belli, ara sıra göz ucuyla bakıyor. konuşunca cevap vermeye çalışıyor, çabuk konuşacak galiba:) banyolarımız neşeliden çok temkinli, "tamam sularda oynamayı seviyorum, sesimi de çıkarmıyorum ama dikkatli tutun beni suya kayar gidersem tepelerim sizi" bakışı hiç silinmiyor yüzünden. Akşamları zor uykuya dalıyoruz bu aralar, ara sıra da gaz sancısı ve zor kaka gündemde.


neyse gidip biraz süt sağalım, çalışma günleri kapıda, bebişime süt lazım.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

ilk anneler günü

dedim ki ilk anneler günümü oğlum ve ilkerimle geçireceğim. bu yüzden annemlerin yazlığına gitmedik. o zaman annemin annemin anneler günü olacaktı. izmirde olsalar ziyaret edilirdi muhakkak ama yazlık tüm günü alıp götürecekti. bencillik yaptım biraz:)
çok fazla seçeneğimiz vardı aslında ama ben bi dolu ihtiyaçlar yüzünden alışveriş merkezine gitmeyi tercih ettim, açık havalısından Foruma gittik. yaklaşık 4,5 saat takıldık orada, 38 bedene mıhlanan anneye zeyneple tufanın düğünü için elbise alındı, elimizdeki tuvalet koca memelerime olmuyor maalesef, bereket tanrıçası gibi hissediyorum. küçük siyah bir elbise edinmiş oldum, yıllarca giyebilirim, tekrar 36 bedene düşerdsem de daralttırabilirim. İlkerin yaşgünü salı, kırılan gözlüğünün yerine yenisini, D&R dan bir dünya DVD aldık, kitaplara el süremiyorum çünkü okuyamıyorum!!! Nazlının bebeğine Nextten bi dolu tulum almıştım ama sonra tiny love oyuncağını alınca ve küçük hanım bi dolu tulumu olunca değiştirelim, Arcaya yazlık bişeyler alalım dedik ama bulamadık, Agoradakine bakacağız. Yorgunluğumuzu da gloria jeanste kafeinsiz mocha ile attık. Arca? kendisi bu süre zarfında mütemadiyen uyudu. sadece emerken ve altı değişirken nerdeyim ben bakışı attı o kadar!!! bu arada Özgür geçenlerde şehrimizdeki emzirme odalarını soruyordu. Forumdaki kullanım olarak rahat olmakla beraber çok kirliydi, emzirirken koltuklara sırtımı bile dayamak istemedim, bu biiiir. ikiii, kilitli değildi, nitekim tam gireceğim, içerde abdest alanları görmek sinirimi bozdu!! yani çok mu şey istiyorum bilmiyorum ama bence anahtar bir yetkiliden alınmalı, çocuksuzlara da anahtar verilmemeli.
Neyse... kısacası tatlı bir anneler günüydü...

çok tazeyim ama şimdiye kadar annelikten anladklarımı yazasım var...
annelik tamamen sabır işi, benim doğamda yok ama öğrenmeye çalışıyorum, ilker sağolsun bana çoook yardımcı oluyor.
şimdilik annelik uykusuzluk ve yorgunluk... kendinden vazgeçmek, başka bir bireyin mutluluğu ve rahatı için kendi ihtiyaçlarını yok saymak... ve bunları karşılayabildiğinde sanki imkansızı başarmış gibi hissetmek.
fedakarlık hem de çok.
mutluluk, bir gülümsemeye canını verebilecek kadar sevinmek ve tüm yorgunluğunu bir anda unutmak.
annelik çok yeni çok farklı benim için... arca büyüdükçe neler değişir, ne kadar değişirim bilmiyorum, bildiğim tek şey iyi ki anne olmuşum, sevdim ben bu işi:)
herkese kocaman sevgiler, mutlu günler...

8 Mayıs 2009 Cuma

hareketli günler

Çarşamba...
utanarak söylüyorum ki arcayı 1 haftadır yıkayamıyorduk. geçen hafta aşı sonrası 3 gün banyo yaptırmayın dediler, iyi pazartesi yaptırırız. artık arcanın elleri tükürük, gıdısı yanakları kusmuk kokmaya başlamıştı. ara sıra gülsuyuyla silmek yetmiyor ki. pazartesi oldu, ilker istemiyorum banyo yaptırmak dedi. allah allah benden çok o heveslidir halbuki. meğer doğumgünümü unutan dostlarla bana sürpriz parti hazırlamışlar. O gürültüye arca bir güzel uyudu, biz de parti yaptık:) tabii banyo yattı. salı ilkerin annesi rahatsızlandı, ona gidelim dedik, banyo yine off!!
1 ay öncesinden randevu aldığımız işitme testimiz vardı. aman bebeği burda uyutucaz uykusuz getirin dediler, canım çıktı uyutmamak için, ümit abla arabada tüm şaklabanlıklarını sergiledi. sonra emzirip teste soktuk, bir kulak bitti, öbürüne geçtik. kulak kirlerinden utandım valla. arca da uyandı üstüne! allahtan sakin bir çocuk, uyanık olmasına rağmen izin verdi teste. akşam bir güzel hazırladık banyosunu, artık çitileyeceğim bebişi:) telefon!!

perşembe...
geçen hafta artık ümit ablanın da işe başlaması ile birlikte rahat bir nefes alarak iş maillerime bakmaya başlamıştım. tabii doğumun hemen öncesi ve sonrasında devam eden telefonları saymıyorum, onlar ayrı.. genel müdür mail atmış, teskon fuarı için izmire geldiğimde ziyaret etmek isterim diye. aman pek sevindim, hatta şaşırdım. kendileri bekar ve de çocuksuz birisi olarak bebek ziyaretine gelen insan portresi çizmez pek. ama tam hangi gün demedi. işlerimin bir kısmını devrettiğim arkadaşım hakan yarın gelicez dedi, hem de 10 buçukta. bari öğleden sonra olsun, ümit abla arcayla ilgilenir dedim ama kırmak da istemedim, koskoca genel müdür vakit ayırmış:)
Allahtan biz arcayla uyurken ümit abla evi biraz silmişti. ben sadece etrafı düzenledim. ama ikramlık yok tabii. Arcayla göztepeye indik, kurupasta aldık, Arca uyudu, evde uyanmasın diye balkona koydum (bu bizim gündüz uyutmak için son numaramız), misafirler geldi, Arcayı göstereyim derken uyandı ama hiç mızıkçılık yapmadı. Genel müdür süt izniyle ilgili alternatiflerinizi sunun değerlendirelim dedi. Ücretsiz izin gibi bir lüksüm yok ama sıradışı öneriler var aklımda (bugün Hülyayla da paylaştım) bakalım... öğlen elinde mercimek köfteleri ile annem geldi. Bu arada Arca uyumamakta ısrarlı! akşam 5 oldu hala uyumuyor. kısaca arca ogün hiç uyumadı. Gece de zor uyudu. yordu, yoruldu, hem de çok...

cuma...
hızlı bir güne uyandık. 7 de uyandığında henüz 1 saattir uyuyordu, İlkere dedim ki uyut onu, benim uyumam lazım, feci uykusuzum. uyutamamış ama bana da 1 saat izin verdiler:) sonra ananeye kahvaltıya gittik. sabah şekeri oğlum, dedeyi çıldırttı, acayip keyifliydi. ordan çıktık Alsancağa indik, Hülya ve tunasıyla buluştuk, insan 40 yıllık dostmuş gibi oluyor bir anda. ben daha önce blog yazarlarından hiçbiri ile görüşmemiştim, çok ilginçti. hem hakkında pek çok şey biliyorsun hem hiçbirşey. tuna acayip sevimli ki huysuz bir günündeymişiz. Arca bütün gün uyudu, sadece mothercare de emmek ve alt temizlemek için uyandı. hatta orada ortaokuldan arkadaşım özlemi gördüm, o da 9 aylık kızının altını değiştiriyordu. ben sürekli aman üşümesin pimpirikleri yaptım, hülya tam cool anne hiç takmadı valla, süperdi, allahım ben de böyle olabilecek miyim?? tunada arcanın 8 ay sonraki halini gördüm, şimdi de zor , sonra da ... ama sonrasının daha keyifli olduğu kesin:)
şimdi arca yine uyuyor... temiz hava çarptı galiba, bakalım gece nasıl olacak? ben? yorgunum ama tatlı yorgunluk, alsancak, hülya, tuna, gezmek, evden uzaklaşmak iyi geldi bana...

4 Mayıs 2009 Pazartesi

başka olur ağaların pozu


keyifsizim... ilker arabanın anahtarını almış gitmiş, yedeği bulamıyorum. Arcanın sigorta formlarını yine kargoya veremiyorum, tadilattaki yüzüğümü alamıyorum. Dün sağabildiğim tek 50 cc lik sütü Arca içti. (iyi haber Avent biberonu aldı) Arca deli gibi emiyor ama sanki hiç doymuyor. Geceleri daha uzun süre uyusun derken sanki daha sık uyanıyor. Üstelik kakası da yoğunlaştı mı ne, canı çıkıyor yapasıya kadar. Sık sık emmek istiyor, süt sağmaya cesaret edemiyorum. Uykum var, uyuyorum dinlenemiyorum. İşyeri sistemine bağlanamıyorum. Maillerime bakamıyorum. Hava bir garip ne yağıyor, ne açıyor... hiçbir şey yapmak istemiyorum derken Arcanın fotoğraflarına baktım, geçen haftaki bu pozu beni az buçuk keyiflendirdi... Ağa oğlum benim, poz yapmış!!

28 Nisan 2009 Salı

İlkler...


ilk sütümüzü sağdık!!!
ümit abla öğlen geliyor. Arcayı hıçkırık tutunca 13 seansını beklemeden 12 buçuk gibi verdim memeyi. niyetim hemen ikisini emzirip, uyutup bu arada ben de 1 saat filan uyuyup kalkıp sağıp sonra Arcayı tekrar emzirmek. Arcanın gündüzleri ne yapacağı belli olmuyor. neyseümit abla geldiğinde Arca uyumuştu, ben de yattım, kalktığımda Arca uyanmıştı, Ümit abla sen sağ sütünü ben oyalarım onu, uyuturum dedi. Sağdım ama arca uyumadı, bir de meme aranıyor, olmuş 2 saat! haydaaaa... ama uyku var belli, sardık sarmaladık çıkardık balkona, muhabbet dinleye dinleye uyudu hem de 2 saat. bu arada ben 1 lt su, tahin pekmez, still tee tükettim. Sağdığımız süt de 80 ml, bugünün tarihi ile birlikte buzlukta yerini aldı. Amacım hergün 1 defa gündüz 1 defa gece olmak üzere 2 öğün sağmak, böylece işe başşladığımda 60 öğünlük süt olacak. sonra da sağmalara ofiste devam edeceğim tabii.

Arcanın ilkleri bitmek bilmiyor, kendi yatağında uyumaya alıştı!!!
cumartesi gündüz birlikte girdik yatağa, ben oturdum, uyuyasıya kadar... sonra artık her gece yatağında, telsizden gak guklarını duyabiliyorum çok şükür. sadece biraz fazla hassas olduğu için her sese odasına gitmek biraz yoruyor. O yatağında uyumayı ben de telsizi kullanmayı öğreneceğim inşallah.

Geçen hafta hep çiş kaçtı bezden. Halbuki 6 kg a kadar kullanabiliyorudk?? son paketi de küçük 2 numara olarak almıştım, bir gecede 4 defa kıyafet değiştirince 3 numaraya geçtik. bizim velet biraz aktif olduğu için mini bezler kesmez oldu. Son paket 2 numara da nazılının bebeğine kısmetmiş, şimdi rahatız.

Arca inanılmaz üşüyor bence!! yanaklar soğuk. ve çok çok hareketli olduğu için üzerini sürekli açıyor. Yatırırken Tracy Hogg kundağı yapıyorum bana mısın demiyor. Hatta ana kucağında iken üzerine kalın battaniye ört, ayakları ile 10 dk içinde yere atabiliyor. Evdeki tüm battaniyeleri denedim, ya ince hafif ya da çok ağır geldi. Sonunda aklıma nazlıların hediye ettiği bebek yorganı geldi, Taçtan almışlar, gecenin 5 inde geçirdim nevresimi attım üstüne, ohh hem sıcak hem üstünden atamıyor hem de hafif.

Dün gece ilk defa 23 rüya öğününü verdim ve tam 5 saat uyudu!!!! Bakalım her gece yapabilecek miyim yoksa dün banyonun hatırına mı o kadar uyudu?? Şimdi tam zamanı, hadi bakalım rüya öğününe bir ki...