6. ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
6. ay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ağustos 2009 Pazar

Ek gıdalara geçtik - 6. ay doktor kontrolü

Perşembe bebekli misafirlerimiz geldi, cuma ben işe gittim:( öğlen ilker aradı, misafirlerle birlikte Agoraya gitmişler, 3 yetişkin 2 bebek ve 2 bebek arabası arabaya zor sığdırmışlar, iş çıkışı direkt buraya gel dedi. Arabaları bölüşüp eve uğradık, kısa bir emme molası ve hazırlanmanın ardından Alsancak a indik. Misafirleri Sevinç in önünde bırakıp biz doktor kontrolüne gittik. Katı gıdalara geçeceğiz ya nasıl heyecanlıyız, İlkerle soracağımız soruları birbirimize tekrar ediyoruz. Doktorun bizi 20 dakika geç alası tuttu. Neyse bu ay kilomuz durmuş Eh biliyorduk zaten, artık zırt pırt olmasa da haftada bir tartıyoruz hala.
kilo: 9600 gr (hala kiloluyuz ama bu ay az almışız)
boyumuz : 68,5 cm (1 cm uzamış)

öyle hareketlendik ki yine 1 kio kadar alsaydık yuh diyecektim:) Benim yeme düzenimde değişiklik yok, hatta daha fazla yiyorum, Arca aynı emiyor, ama pek çoklarının dediği gibi 6. ay itibariyle kilo alım hızı düşüyor, bence anne sütü ne kadar besleyici hatta benimki gibi şişirici olursa olsun artık bebeğe yetmiyor. Bu sebeple katı gıdalara geçilmesi kadar doğal birşey yok.

Bu arada bazı sorular soruldu yine:
Bir nesneyi bir elinden diğerine geçiriyor mu?
elinden bıraktığı bir nesneye uzanmaya çalışıyor mu?
döndüğünde elini kurtarıyor mu?
elleri ile ayak parmaklarını tutuyor mu?
Kağıt buruşturuyor mu?
Yabancılama başladı mı?

Hepsine EVET!! Hadi katılara geçelim:)

Aslında bu kontrol bazı açılardan benim için hayal kırıklığı oldu. Çünkü katı gıdalara geçmekle bazı anne sütü öğünlerimizi atlayacağımızı sanıyordum. Evet Tuğçe anlatmıştı, anne sütü aynen devam sadece gıda eklemesi oluyor diye ama hani artık 6 ay bitmiş oluyor ya ben nedense kendimi öğün atlamaya odaklamışım.

Kısaca;
sabah emiyoruz,
ara öğünde yine emiyoruz üzerine ek gıda
öğlen emiyoruz
ara öğünde yine emiyoruz üzerine ek gıda
akşam emiyoruz
ara öğünde yine emiyoruz üzerine ek gıda

Yani emmek bitmiyor, ek gıdalar ekleniyor, öğün filan diil. Ben sabırsız kulum ya çocuğa yumurta yedirecem:)
Ek gıda olarak ilk etapta yoğurt yiyoruz. İlk gün kaşığın ucu ile, ikinci gün her öğün 1 kaşık, üçüncü gün istediği kadar. Sonra başka bir gıdaya geçebiliriz. Malum alerji tepki kontrolü.

Doktor yemek listesi vermedi. (kuzucuğum bu sebepten sana yazamadım:() Amaç herşeyden yedirmek, 1 yaşı itibariyle bizim yemek düzenimize ve adabımıza uyan bir çocuk yetiştirmek. Çorba tarifi vermesini beklemiyordum ama ne biliim insan bi bilgi yüklemesi bekliyor.
İlginçtir daninolara karşı değil hatta çalışan insanlar için destekliyor. Kesinlikle doğal niye yoğurt mayalamaya kasacaksınız görüşünde. Ümit abla yoğurt yapabiliyor, arada ev yapımı, arada danino, neden olmasın? Anne sütü ile yoğurt yapalım mı? isterseniz peynir yapın DA gerek var mı?
Vitaminleri gitmesin diye cam rende olayına da çok hevesli değil, hergün multi vitamin veriyoruz, az biraz vitamin kaybı için kendinizi yıpratmayın diyor. Burada amaç bebek için öncelikle protein!!! Laf aramızda ben cam rende olayına gireceğim:)
Bu arada anne sütleri ne alemde dedi, biz dedik ki artıyor stoklar. Çüş!! oldu doktorcum, dedik bizim mandıra iyi çalışıyor, epey güldü, adamın cuma neşesi olduk:) Nasıl oluyor diye açıkça sordu. Gece emmeyince sabah memeler kafam kadar oluyor, sağmasan ayrı dert, dolayısı ile sağmaya üşenmeyince çıkıyor bişeyler. Ama işe tam zamanlı başlıyorum yani Allahın emri süt stokları azalacak, bir resimleyelim de arşivimizde olsun, bir daha bu kadar yüklü stoğumuz olmayacak:) Doktorumuz, stoklar tükeninceye kadar anne sütüne devam, bitnce başımızın çaresine bakarız görüşünde.

Yine rotavirüs aşımızı olduk, hatta Arca öyle yaladı yuttu ki aşıyı, doktor korkmayın işiniz kolay olacak, sadece biraz sabır diyerekten uğurladı bizi, haftaya sebze çorbaları için telefonla konuşuyoruz, yavaş yavaş adım adım...

Efendim ek gıda yoğurt için plan hazırladık:
Ben 11 öğünü için Arcayı emziriyorum, bu arada İlker mama sandalyesini ve kamerayı ayarlıyor, Umuta anlatıyor. Sonra "kaşığın ucu ile" veriyoruz. Hadi bakalım.
Arca yüzünü buruşturdu. Bu ne yaaa? dedi. Eğer geçen post ve tecrübeli annelerin uyarıları olmasa epey hayal kırıklığına uğrardım. Yoğurdu iştahla yemedi. Ama püstkürtme, kusma, öğürme de yapmadı. Arada yüzünü ekşiterek yalandı. Yani hem yiyor hem ıııy yapıyor, çok komikti:) Video çektik ama çok uzun olunca buraya ekleyemedim, onun yerine bir foto ile postumuzu noktalayalım. Arcanın diğer ilkleri pek yakında burada:)


Not : Tuğçenin ve Tekirin önerdiği Chicco Polly Magic ısmarlamamış olmamıza rağmen sadece Polly de karar kıldık, çünkü artık 6. ayı geçti ve polly daha geniş gibi geldi. Şimdilik memnunuz, Arca rahat oturdu, sevdi.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Katı Gıdalara geçiyoruuuuzzz

Arcanın 6. ayı bitirmesi ile bir dönem kapanıyor, yenisi açılıyor.
Şimdiye kadar sadece emzirmekle çok rahat etmiştik, orası kesin. nerde olsa doyuruyorduk karnımızı. yenidoğanken herkes kadar zorlanmıştık ama sonrası çok rahat ve muhteşem bir dönemdi. Arca emdikçe, yeliz beslendikçe sütler çoğaldı, sütler çoğaldıkça Arca beslendi. Herşeyi Arcanın 6 ay anne sütü almasına göre ayarlamıştık, özellikle de süt iznini. Bu zamana kadar herşey istediğimiz gibi gitti. Blog dostlarımızdan takip ettiğimiz kadarıyla ve doktorumuzun da bizi hazırlamasıyla son 2 aydır ek gıdalara geçebileceğimizi düşünüyorduk ve heyecanlıydık. Ama Arca bir dana, yeliz de mutlu bir inek (araştırmalar mutlu ineklerin sütünün daha yağlı olduğunu ortaya koymuş - bu bilgiye çok güldüm) olunca bizim bu yeni dönemimiz ertelendi. Katı gıdalar bizi heyecanlandırıyor çünkü yeni tecrübeler edineceğiz, Arca yeni tatlara nasıl tepki verecek, sevecek mi, istemeyecek mi? Sonra İlker acayip hevesli çünkü bugüne kadar 5 defa bile besleyemedi Arcayı, onun için bu yeni dönemin ayrı bir anlamı var. Artık beslenmesinde de aktif rolü olacak.
Ben dersini hep yumurta kapıya dayanınca çalışan biri olduğum için şimdiye kadar hiç araştırma yapmamıştım hatta Tracy nin o bölümünü bile okumamıştım. Son 2 haftadır yoğunlaştım, blog dostların yazılarını tekrar tekrar okudum. Doktora soracaklarımı hazırladım. Bu arada mama sandalyesi arayışındaydık, imdadımıza Tuğçe yetişti, taklitçi zihniyet olaraktan aynısını ısmarladık:) Ne zaman bebek mağazalarına uğrasak artık gözümüz hep araç gereçlerde ve mamalarda, Arca annesütü ve sudan başka birşey ağzına koymadığı için tabii pek birşey anlamıyoruz ama öğreneceğiz, deneyim kazanacağız.
Bu yeni dönemin bir özelliği de benim tam zamanlı işe başlamam. Evet 25 ağustos salı gününden itibaren tam zamanlı çalışacağım, süt iznim bitiyor. Bu ayki doktor kontrolümüz, dolayısı ile katı gıdalara geçişimiz 24 ağustostu ama ben ilk deneyimleri Ümit abla yerine benimle yaşasın istediğim için randevuyu cumaya aldırdım, haftasonumuz Arcayı yeni tatlarla tanıştırmaya ayrılmıştır!!!

17 Ağustos 2009 Pazartesi

6. ayımızı bitirirken....

süt iznimiz de bitiyor. Artık anne yeliz sabah 8-akşam 18:30 arası evde olmayacak, mutlu öğleden sonraları bitiyor... bu durumu idrak ettiğimden beri yani yaklaşık 2 haftadır, kendimi telkin ediyorum ve şimdilik iyi gidiyor. Yarım günden 3 ay olarak belirlediğim süt izni "6 ay sadece anne sütü" şeklindeki hedefim için bir araçtı. Şimdiye kadar hem çalışıp hem Arca ile öğleden sonralarını birlikte geçirip hem de emzirebildiğim için şükrediyor ve önümüze bakalım diyoruz:)

Sonuçta ben çalışan anneyim, bunu öncelikle benim kabullenmem ve doğal karşılamam lazım ki Arcaya da aynı elektriği verebileyim. O da - aklı ermeye başladığında - umuyorum bunu doğal karşılayacak. Nasıl babası sabah gidip akşam geliyor, annesi de öyle olacak. Haftasonlarımız, akşamlarımız, tatillerimiz hep birlikte geçecek. Yeni becerilerine gelişimlerine tanık olacağım, belki sürekli evde olduğumda farkedemeyeceğim güzelliklere "kaliteli zamanlarda" daha çok dikkat edeceğim. Bu haftasonu olduğu gibi...

Efendim bu hafta Romanyadan bebekli misafirlerimiz geliyor. Umut benim üniversiteden sınıf arkadaşım, İlkerin de kankası, hem kız hem erkek tarafı yani:) Senelerce yurtdışı şantiyelerinde çalıştıktan sonra Romanyaya kök saldı, bir güzel evlendi, bir de bebek yaptı. Deniz Arcadan 2 ay küçük, Arca abi bebek yani. Kendimizce program yaptık, çarşamba temizlik için yardımcımız gelecek ama öncesinde çarşaflar, çamaşırlar hep halolmalı yoksa zor. Hem iş yapalım hem de dolu dolu haftasonu geçirelim dedik ve Arcayla güzel bir program yaptık.

Cumartesi 8 gibi emdikten sonra sahile indik, anne tost çay kahvaltısını yaparken Arca pusette uyudu, sonra birlikte yürüyüş yaptık. Taze yaz sabahının tadına doyum olmuyor, cümle İzmir sayfiyeye taşındığından tek tük arabalar caddelerde, esnaf yeni yeni dükkanının önünü temizliyor, dinginlik, yavaşlık, sakinlik hüküm sürüyor. 11 öğünü için eve kaçtık, bir güzel oyunlar oynadık, yeni keşifler yaptık. Evet Arca cücesi oyun halısında artık sadece sırt üstü yatmıyor, hatta hiç yatmıyor, sürekli fır fır dönüyor.

Yorulup da uyuyakalınca ben de ütüleri bitirdim. Sonra İlker geldi, Jokere gittik. Arca için mama sandalyesi ısmarlamıştık, Tuğçenin önerdiği, Durununkinden ama henüz gelmemiş, sadece Polly modeli vardı. Arcayı oturttuk, önüne çatal kaşık koyduk, bardaklara saldırdı, galiba mama sandalyesinde duracak, umarım sıkılmaz.
Farkettik ki artık bizim Arca anakucağına sığmıyor. Biz de pusetinin kendi oturağını kullanmaya karar verdik. Pazar alışveriş için Foruma gittiğimizde denedik, acayip rahat etti, zavallı bebişimi boşuna iki büklüm ana kucağında taşıyormuşuz:)
Bu otururken....

bu da yatarken.... hatta bir güzel uyudu düdük:)


biraz da 6. ayımıza ait notlar...
- herşeyi ama herşeyi kemiriyoruz. Oyun halımızda fır fır dönmekle kalmıyoruz, sağını solunu dişliyoruz.

- Ayrıca memeleri de dişliyoruz, özellikle de karnımız doyunca memeler dişlik oluyor.

- Yemeklere saldırıyoruz. Anne ile babaya yemek haram bu aralar.

- Oyun çocuğu olduk, illa ki kuduralım istiyoruz. İlkerle yastık savaşı bile yapıyorlar.

- Emmeyle işi bitti mi, hemen kahkahalara başlıyoruz.

- Banyo delisiyiz. dolu küvetine oturtunca her taraf su oluncaya kadar şap şup oynuyoruz.

- Arada anne diyor gibi ama bence bana öyle geliyor.

- Yalnız kalmaya tahammülümüz hiç yok, illa ki birileri etrafta olacak.

- Eve geldiğimde arkası kapıya dönük bile olsa sesimi duyduğunda çıldırıyor.

- Acıkınca kulaklarıma kadar kemiriyor, hatta öyle kuvvetlendi ki nerdeyse beni devirecek.

- Eğer karşısında yüzünü asıyorsan güldürünceye kadar gülümsüyor.

- Hala desteksiz oturamıyoruz ve emeklemeye dair hiçbir sinyal yok, bizimki epey hımbıl olacak gibi:)

......

böyle böyle büyüyoruzzz.....

14 Ağustos 2009 Cuma

bir akşam gezmesi


Arcayla gezeriz biz, hiç dert etmeyiz. Aslında ben biraz gerilirim, aman çocuğun düzeni bozulacak, aman keyfi kaçacak, uyuyamacak filan diye, İlker imdadıma koşar, rahatlatır, bir defadan bişey olmaz der, benim yelkenler suya iner. Nerdeyse 3 haftadır şöyle bir toplanıp da balık yemeğe gidememiştik. Zeyneple konuştuk, hadi dedik perşembe yapalım, hem haftaiçi daha sakin olur. Güzelbahçede balık halinde KArdeşler var, artık kanka olduk, balığın en iyisini en ucuza ayırırlar bize. Sonra Reise geçeriz balıklarımız da peşi sıra temizlenir, yollanır ardımızdan. Sonra deniz kenarında masamıza kurulur, gün batımı ve balıkçı teknelerinin sesi eşliğinde rakı balık yaparız. Tatil, yaşgünü organizasyonları hep o masada karar verilir, hatta kutlanır, maçlar izlenir, sohbetler edilir, balık kokusu rakının biranınkine karışır, içmesen de çakırkeyif olursun. Dün akşam bizim değişmez altılıya (Arcayla 7 olduk) İlkerlerin başka bir mahalle arkadaşı eşi ve 1,5 yaşındaki Ali katıldı. Ali bebeklere çok ilgili, Arcaya kalamar yedirmeye çalıştı, bizimki de sanki yiyecek, ağzının suyu aktı. Dakka 1 gol 1 Arca anında kaka yaptı, sandalyeler birleştirip işlem tamamlandı, ciciler çıkarılıp uykuya hazırlık başladı. Tabii ne mümkün, yolda kestirdiği 15 dakika arkadaşa yetmişti. Ama huysuzluk da yapmadı. Saatler ilerdikçe hava esmeye başladı, hırkalar giyildi, pike örtüldü, Arca kafayı gömdü ve gitti... Ama saat 10 olmuştu bile. Uyku öğünümüzü biberonda getirmiştik, deniz havasında kafayı çekti, sonra da eve kadar uyanmadı. Keyifli bir yemekti ama ben tabii Arcayla ilgilendiğim için bir kısmına katılamadım, olsun buna da şükür, en azından yaygara yoktu. Bu defaki konu tatildi. Bu grupla geçen yıl minibüs kiralayıp çılgın aktivite tatili yapmıştık, bu yıl tabii mümkün değil, zaten Zeynepler evlendi, balayı yaptılar, yani öyle senelik izinden geriye pek bişey kalmadı. 3 günlük güneyde bir eylül tatili planlıyoruz. Belki Arca da denize girer. Biraz kafa dinleriz, değişiklik olur. Hem Ramazanda heryer daha ucuz. Bakalım, zaman ne gösterecek...

10 Ağustos 2009 Pazartesi

küçük tatil

küçük bir tatil yaptık miniğimle...
daha doğrusu KAÇTIK susuz İzmirden. Olmaz ki yaz sıcağında 4 gün susuz kalınmaz ki!
Zaten Ümit ablaya izin vermiştik, biz de kaçalım dedik.
Salı akşamından hazırlıklar başladı, öğlen geldim mi kaçacağız çünkü, plan bu:)
İlknur pazartesi Arcayla hiç oynayamamıştı zira veletin erkenden uyuyası tutmuştu, halamız azmetti salı akşamı da geldi, neyse ki Arca bu defa uyanıktı ve coşmaya hazırdı. En sevdiği şarkılar Begging - biz Begüm huuu versiyonuna da takılıyoruz - ve Yalının o hareketli parçası. Arca İlknurun kucağında biz İlkerle karşısında dans ediyoruz, Arca kahkahalardan katılıyor, tabii biz de... Acayip coştuk, sonra Arcanın yorgun düşen minik bedeni kendini yatağa bıraktı. Ben de biraz eşya topladım, İlker Arcaya park yatak aldı. İki aylığa kadar odamızda uyuturken kullandığımız sepet yatak artık Arcaya küçük geliyor. Bizim bambam ayağını keyiften atınca beşiğin üzerine çıkıyor, yatak sallanınca korkuyor, sıkı sıkı tutunuyor kenarlıklara. Acayip komik:) Zaten kollarını 180 derece açamıyordu içinde. Neyse iyi oldu, çok detaylı birşey değil ama Chicco aldık yine de.
Kuzucuğumun annesinin tatil listesini çıktı aldım, epey işime yaradı. Yalnız tabii o liste bütün yaş gruplarına hitap ediyor ve beslenme kısmındaki listeyi görünce emzirmekle ne kadar şanslı olduğumu bi defa daha görmüş oldum, tabii bundan sonra yaşayacaklarımı da:) Bu liste sayesinde İLK defa bişey unutmadan yazlığa gitmiş olduk. Salı gece Cansuyu ananeye teslim eden Nazlılar da uğradı bize, 1 buçuğa kadar oturduk, sohbet sohbet... Cansu yoruyor onları ve bir türlü düzene giremiyor, sürekli ağlıyor, yani Arcanın tam tersi. Biz yaptıklarımızı anlatıyoruz, naçizane önerilerde bulunuyoruz ama mizaç farklı tabii ki. Şimdi 3 aylık belki yakında huyu değişir, umuyoruz:)
Çarşamba hemen herşey hazırdı, Arcayı da kapıp yazlığa gittik, yatağımızı kurduk. İlker arada bir gece İzmirde kaldı, sonra hep bizimleydi. Emme saatlerimizi ve düzenimizi hiç aksatmamaya çalıştık, sadece temiz hava Arcaya iyi gelince akşam üstü uykularını almak istedi, yoksa biz en geç 9 da yatsın diye 5 ten sonra uyutmazdık, yazlıkta 10:30 a kaydı saatimiz. Ama sonrasında hep gece deliksiz uyudu. Biz de okey oynadık, malum yazlık eğlencesi... Ben genelde okeye 4 modundaydım, ama eğlendik yine de:)
Bol bol denize gittim, hiç üşenmedim, hemen her emzirme sonrası anneme satıp Arcayı yüzdüm, özlemişim. Önce deniz dalgalıydı, sonra da rüzgar çıkınca tırstım Arcayı denize sokmadım. Halbuki bu tatilin en büyük amaçlarından biri buydu. Sanırım geçen haftaki ateş caydırdı beni. Ama her sabah güneşlendik, bakkala birlikte gittik. Her öğleden sonra banyomuzu yaptık, maşrapayı Arcadan zor kurtardık:)ama denize yanaşmadık, inşallah eylüldeki tatilimizde.
Anane dede doydu Arcaya, artık bir süre onlara yeter bu tatil:)

Arcada bazı ilkler gözledik. Yastığa yatırınca hiç ellerine destek olmadan kendi kendine doğruluyor ama 10 sn sonra öne düşüyor. Oturma konusunda hevesli ama hımbıl olduğu için zor. Yüzüstü yatırırken bile bi süre sonra vücut ağır gelip kafayı yere gömüyor. Dişler iyice çıktı ve 2 defa meme ısırdı. Nasıl can acıtıcı bişey bu!!! İlk emzirme zamanlarım aklıma geldi. 5,5 aylık bebişe nasıl anlatırsın ki ısırma diye:) Zaten kızdın mı gülüyor, sen de gülüyorsun:) Biraz da emeklemeye kasıyoruz ama pek gelişme yok. Arcanın hımbıllığı ile örtüşmeyen davranışları da var. Mesela ben de kuzu gibi elleriyle ayaklarını tutamaz diyordum ama tutuyor,sadece henüz ağzına götürmüyor.
Füreyya yı bitirdim, gözlerim doldu, iyi ki bu günleri görememiş bi defa da kahrından ölürdü diye düşündüm. Güzel insan, güzel hayat... Aşk a başladım ama çok yeni... Öyle çok kitap okuyasım var ki... Ah zaman ah!!!
Ben de dinlendim yada işten güçten uzaklaştım demek daha doğru olur. Yoksa Arca ile dinlenmek kolay değil. Annem beni besiye çekti. Hergün taze şeftali suları, homini gırtlak pufidi kandil, tumba yatak bir tatil sağladı bize kısacası. Dün öğlen gibi döndük çünkü akşam Arcayı dünyaya getiren doktor teyzemizin oğlu kuzen Serhat evleniyordu. Benim kuaförde gelin başı varmış, dımdızlak kaldım ortada. Sonra İlkerin annesine sordum nerde yaptırıyor saçını diye, hemen yanına koştum. Ablam Arcaya bakmak üzere eve geldi, tüm düzenimizi anlattım ona. Biz gittikten sonra uyuyup sonra da hiç uyanmamış, biz de 12 rüya öğününe yetiştik zaten. Düğün çok güzeldi, iyi bir organizasyondu. Teyzemizin kanseri yine nüksetti. Aslında iyi değil hem de hiç!!! Bu düğün sanki onun hayatındaki son göreviymiş gibiydi. Eğer sonuçlar iyi çıkmazsa kemoyu da tamamen bırakacaklar... Aldırma gönül şarkısını söyledi düğünde, hiç ağlamadım önce, halbuki nasıl dolmuştu gözlerim, akabinde eve gitmek için dışarı çıktık, İlkerle dayanamayıp ağladık. Hadi ben sulugözüm de İlker hayatında toplam 5 defa ağlamamıştır, çok dokundu ve ödüm patlıyor ölecek diye, gerçekten korkuyorum, o kadar tatlı bir insan ki... Düğünde sapsarı peruğuyla hep dalgasını geçti, hep güldü ama akşam İlkerin annesinde kalmış ve çok ağrı çekmiş. Nedir bu lanet hastalık yaaaa, sevgili Aslı Cinin kardeşini de alıp götürdüğünü öğrendiğimden beri daha bir hınçla doluyum, kimseye vermesin, uzak dursun, canlar yakmasın artık!!!
derin bir iç geçirdim, şimdi devam edebilirim, Arcadan bugün ayrılmak zor geldi, tek tessellim öğlen görüşecek olmamızdı. Ama birden dank etti, tam 2 hafta sonra tam zamanlı işe başlıyorum!!! Kendimi motive etmek için önümde tam 2 haftam var. Napalım buna da alışacak bünyemiz...

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Arca & Yeliz kaçanziiii

sular kesik!!! depo suyu dün akşam itibariyle de bitti ve daha cumaya kadar gr su yok. koktuk:)
Ümit ablanın kızı evleniyor, izin istedi, ne demek, gençlere mutluluklar:)
ve...
çamaşırlarımızı toplayaraktan - depo suyu bitince makinada kalakaldı :)) - kaçarcasına Özdereye gidiyoruz!!!
sevgiler...

2 Ağustos 2009 Pazar

şimdi haberler...

- Arca antibiyotiğe cevap verdi ve ateş düştü, tamamen enfeksiyonmuş, çok şükür... dostlara sevgiler.

- Bu hastalıktan sonra Arcanın sanki siması değişti, bir tür badire sonrası değişikliği., bilemiyorum.

- Yine bu hastalık Arcanın düzenini iyice bozdu. Bazı akşamlar yaptığını artık alışkanlığa çevirdi, gece 10 olmadan uyumuyor. Dün akşam kaç defa uyumaya gittik, sonra ağlamalarla döndük. Ayrıca dandini ninisine artık kıl oluyor sanırım, eskiden söyledikçe uykusu gelirdi, şimdi gözleri daha da açıyor.

- Kimi zaman deli gibi emiyor, kimi zaman emmemek için basıyor yaygarayı, diştendir diyoruz, bilemiyoruz:)

- Garip karakter geçişlerindeyiz. Ağlarken bir anda gülmeye başlıyor, nassıl ya oluyorsun. Ama bu ayda normalmiş, web annede okumuştuk.

- Bu aralar ne çok misafir oldu... Perşembe ilker maçı izlemeye tufana gidince zeynep bize geldi, bol dedikodu, Arca yerde uyuyakaldı bizi dinlerken... Ve kızlara acayip ilgili, ertesi gün Gülle Orçun bize yemeğe gelmişlerdi, bu defa Güle sarktı. Güzel görünce daytanamıyor, eriyor.

- Galiba Ümit abla kucağa alıştırdı Arcayı. Ben evde iş yaparken Arca ana kucağında oyalanırdı, şimdi illa ki onunla ilgileneceksin, ilginin üzerinden gitmesine tahammülü yok, kucağa alırsan kesinle mızıklamıyor. Ümit abladan evde sadece Arca ile ilgilenmesini bekliyoruz ama benim aynı zamanda bazı işler de yapmam lazım, ben eski bağımsız Arcayı istiyoruuum!!!

- Arcaya son 2 aydır biberondan su veriyorduk, artık biberon tutmayı öğrenmiş durumda, suyunu kendi içiyor. Hatta 1,5 litrelik pet şişe bile tutuyor. Babasının uzattığı kola kutusuna bile saldırıyor.

- Biz yemek yerken o da sofraya oturuyor, gözü sürekli yemeklerde... "ya kaç diş çıkardım neden hala katı gıdaya geçmiyoruz??" sabırsızlığı var üzerinde. Versek yicek sanki

- Diş demişken üstten dişler de çıkmaya başladı sanıyorum, acayip kaşıntı, müthiş bir huysuzluk, nasıl baş edeceğiz bilmiyorum. Doktorun verdiği jele henüz başlamadık ama yakındır.!

- Saçlarımı yoluyor. Zaten dökülüyorlar, Arca da bu sürece epey destek oluyor

- Biz bu aralar Arcayı uyuttuktan sonra desperate housewives takılıyoruz, ben de Füreya yı okuyorum, ilk kadın seramik sanatçısı... Ya ne hayatlar yaşanmış, olmaz böyle şey. Kadın Kılıç Alinin karısı ve Atatürkle defalarca aynı sofrada oturmuş, fikri sorulmuş, fikir beyan etmiş... Nasıl bir şanstır bu...

Kısacası...
Çok zor bir haftaydı, ateş nöbetleri çok yordu, uykuya acayip ihtiyaç var. Ama en beteri enfeksiyondan başka bir şey olmasın diye dua etmek. Bu haftasonu 2 nikah bi düğün sebebi ile İzmirdeyiz, dinlenmece... Haftaya tazelenmiş olarak başlamayı umuyorum...

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Şimdilik...


Ateş fitilin etkisiyle geçer gibi oluyor, etki azaldıkça yani 6 saat sonra tekrar çıkıyor. Dün gece 12 de fitilden ve emzirdikten sonra ben yattım, İlker 3 e kadar nöbetteydi, sonra ben her saat başı ateş ölçtüm, hep iyiydi ama 6 civarı - fitile 2 saat kala- yine artış eğilimine geçince, fitilin aslında sadece ateşi düşürmeye yaradığı ve kesinlikle ateşi sonlandırmadığına ikna olduk. Sabah fitilden sonra ateş yine düştü ama doktora götürdük, yanımıza kaka örneğinden de aldık ama yol uzun olunca saat gecikti, bir işe yaramadı. Zaten kan tahlili ile anlaşıldı. Enfeksiyon. Yarın da boğaz kültürü tahlil sonucumuz gelecek. Antibiyotiğe başladık. Neden olur? Herhangi birşeyden, sürekli ağzında bişeyler... illa ki mikrop ve bir yere kadar engel olunabiliyor. Artık kendimi de suçlamıyorum, bu yaşanması gereken bir tecrübe ve biz birşeyler öğrenerek içinden çıkacağız.
Yine de metanetli bir bebek Arca. Dün akşam oynuyoruz, kucağımdayken ateşini hissediyorum ama o kadar neşeli ki karşıdan bakan ateşli olduğuna inanmaz. Ölçtük, 38,6 idi. İlaçların etkisi ile çok uyuyor ve o kadar hareketli bir bebek için böyle sürekli uyumasını görmek iç burkuyor.
Antibiyotiğe 3 gün devam edilecek, doktorla irtibat kesilmeyecek.
Bugün öğleden sonra biraz uyudum, ne de olsa geceye hazır olmak lazım, ne olacağı bilinmez. ŞİMDİLİK geçmesini bekleyeceğiz ve bu kadarla kalması için dua edeceğiz.
Yanımda olduğunu hissetiren bütün dostlara sevgiler...

28 Temmuz 2009 Salı

ATEŞ!!!

Gece en son 4 te ateşi normaldi, yani 37 civarı. Azıcık emdi, tekrar uyudu, nöbeti ilker devraldı yine normalmiş. Sabah 7 buçukta emzireceğim, bir baktık, 39,1!!!
Emzirelim, ılık duş aldıralım dedik, nasıl da iştahlı emdi, biraz içim rahatladı en azından emiyor diye... derken bir kustu, hiç böyle birşey görmemiştim, nasıl telaşlandım. ılık duş sonrası ateş 39,5 oldu.
Doktoru aradım fitil atın 1,5 saat sonra arayın dedi. Her 20 dk da bir ateş ölçtük. kusunca tabii acıktı hemencecik, nasıl ağlıyor. başında ıslak bezler... daha önce de ateşi çıkmıştı ama hiç 39 u geçmemişti. Emdikten sonra rahatladı, cıbıl yatırdık. uyudu. Ateş düştü, işe gitmedim, başından ayrılmadım. ama içim içimi yiyor. uyandığında keyifliydi. Ama 13:30 gibi yine ateş çıktı, 38.
Doktorun verdiği ara şuruptan içirdik. Şimdi yine normal gibi, 4 te yine fitil atacağız.
hülyanın dediği gibi yok diş değil bu!! 2 diş çıkardı böyle ateş olmadı. kesin enfeksiyon. hadi biz pimpirikli olmayalım diyoruz da bebişi çok mu rahat bırakıyoruz soru işaretleri kafamda. duru pek mıncıkladı çocuğu ondan mıdır, niye engel olmadım, az despotluk mu yapaydım!! sonra şişme havuzunda fazla mı yüzdürdük su mu pisti, ama o suda haftalardır banyo da yaptırıyoruz? yazlıktaki klima mı çarptı acep? eee şimdi mi çarptı, kaç zamandır bişey yok!! yok yok yok!!! insan nerde hata yaptım diyor.
bakalım zaman ne gösterecek, nöbetteyiz...
ya bi de bu anne sütü denen sıvı hani bebeğin bağışıklığını arttırırdı? niye bunnlar başımıza geliyor? böyle böyle mi bağışıklık artacak? yada anne sütü almayaydı daha mı beter hasta olacaktı bebişim?
???????????????????