13 Mart 2015 Cuma
Böyle bir okul var mı?
12 Mart 2015 Perşembe
Bir kitap siparişinin akış şeması
11 Mart 2015 Çarşamba
Çocuklarla okumak
Canımın çok sıkıldığı, yapacak hiçbir şey bulamadığım zamanlarda da yapacak bir şey bulurdum, mesela rahmetli halamın Almanya’dan getirdiği kasetçalara MFÖ kaseti taktığımı ve salondaki halının kenar bordürü etrafında ahmakça dans ederek dolandığımı hatırlıyorum. Ahmakça dans etmenin bir çocuk için ne kadar eğlenceli olduğunu tahmin edemezsiniz! Daha ahmakça başka bir şey ise portmantonun aynasına alnımı, burnumu yapıştırıp gözlerimi şaşı yaparak aynanın ötesini görmeye çalışmaktı. Orada bir yerlerde uzaya eriştiğimi hayal ederdim ve evreni keşfetmeye çalışırdım. Koca evrende minicik bir nokta olduğumun farkına vardığım için mi, yoksa dakikalarca şaşı baktığım için mi bilmiyorum, başım dönerdi ve oyun da böylece nihayete ererdi.
Şimdi tam burada bu satırları yazarken Burçay yazının tamamını okuduğunda, ne düşünecek diye merak ediyorum, “bizim için yazar mısın?” diye sorduğuna pişman olacak mı?
Burçay benim çok sevdiğim bir arkadaşım, Hayalkurdum çocuk kitapçısı ile hayallerimize dokunmuştu sonra o hayale bir virgül kondu. Şimdi kurumsal hayatının yanı sıra www.kidolindo.com ’da editörlük yapıyor.
Kidolindo’yu tanıtmak için Çocukus’taki toplantıya davet ettiğinde, hiç düşünmeden katılmıştım, sırf Burçay davet ettiği için… Ama site için yazı yazmam konusundaki teklifine aynı heyecanla atlayamadım. Çünkü ne yazacağımı bilemedim.
Kidolindo, çocuklarla birlikte yapılabilecek faaliyet önerilerinin yer aldığı bir site. Ben ne önerebilirim? Hiçbir şey yapmıyorum ki? İtiraf ediyorum, ben çocuğuyla oynamayan bir anneyim! Hele ki faaliyet? Hiç, sıfır! Ama Burçay, istediğimi yazabileceğimi söyleyince, denemek istedim. Deneyimin kimseye zararı olmaz.
Diğer taraftan Burçay tabii ki pişman olabilir, düşünsene, çocukluğunda burnunu aynaya yapıştıran bir çocuktan çocuğuyla oyun oynayamayan bir anneye evrimleştim. Gerçi buna ne kadar evrim denebilir bilemiyorum.
ay şiştim yeminle
9 Mart 2015 Pazartesi
Kişisel gelişek mi ne edek?
5 Mart 2015 Perşembe
Bir kitabı arayışının amma velakin bulunamayışının öyküsü
Gamze
Akşamdan beri salya sümük ağlıyorum.
Halbuki ilik bulunmuştu ve ben hiç hazırlıklı değilmişim.
Söyleyecek bir şey yok. yok.
Sadece onun üç yıl önce yazdığı mektubu var. Benim okuyacak halim yok ama burada bir defa daha dursun.
"Bu yazıyı yazarken sabredeceğim ağlamamak için.
Aynı başlıkta yazdığım gibi hissediyorum kendimi, ama belliki benim seyahatim bayaca uzun sürecek. İster bir annenin vasiyeti diyin bu yazılanlara, ister gözü arkada kalmasın diye aklından geçenleri sıralıyor diyin.
İyiydim gerçekten 2 hafta önceki düşüşü laboratuar değerleri yanlıştır umudunu yaşıyordum, Dr’umda öyle inandırmıştı. Ama değilmiş, artık mikroskop altında da değerlerim hızla düşüyor. Malesef kağıt üstündeki gerçekler doğru… Diş etlerim çekilmeye başlıyor diyince zaten Salı günü kemik iliğine bakalım dedi. Nefesi kesildi adamın ama, sen çok ağladın karşımda benimde ona moralim bozuldu dedi. Nasıl ağlamam öyle bir derdim varki içinden çıkamadığım nasıl ağlamam. Evladım ne olacak Dr’um dedim. Sıkıntılı günlerin gelmesine ağlamıyorum, benim derdim evladım dedim.
Evet evladım tek derdim…
Herkesin Atakan’a çok iyi davrandığı kesin hatta davranacağıda. Annem, babam, kardeşim en başta hatta Emrah kendini toplayana kadar Atakan ilk dönemlerde kiminle kalır. Sevdiği alıştığı insanları yanında göremeyince ya da gördüklerinde ağlayan gözlerle gördüklerinde napar yavrum. İş seyahatine giden bir anne defalarca kafasından geçenleri söyler yavrusunun bir şeyi eksik kalmasın diye…
Eskişehire gödeririler belki biii süreliğine orasıda çok soğuk, keşke annem göndermese,
Kalbi kırılırsa anlarlarmı,
Dudakları beyazlamış biraz, benzi sarı gibi gözüküyor deyip hemen kan testi yaptırmaya götürürler mi,
Anneyi sorduğunda ne cevap verirler,
Meyveler, sebzeler defalarca sirkeli suyla yıkanır mı,
Marketten alınanların özellikle Atakan’nın yiyeceklerinin son kullanma tarihlerine her defasında unutmadan kim bakar,
Her akşam ılık sütünün içilmesi, Dişlerinin fırçalanması atlanılmaz mı,
Günlük taze meyve suyu sıkılırmı mevsim meyvelerinden,
Terleyince üşenmeden anında atlet değişir mi,
Nelerden mutlu olur diye düşünülür mü,
Değişik kitapları kim araştırır,kim alır peki,
Bıkmadan sıkılmadan kim oyun oynar onunla,
Bıkmadan sıkılmadan saçlara cici yapmasına kim izin verir,
Gideceği okuldaki eksiklikleri kim farkeder,
Öğretmeniyle sürekli yakın diyaloğa kim girer, o özel biii öğrenci iyi bir gözleme ihtiyacı var annesini kan kanserinden kaybettik der,
Evde televizyon seyretmeyip kim aktivete yapar el becerisi gelişsin diye hem de hergün,
Kendi çocuğuna ya da çocuklarına sabır gösteremeyen insanlar Atakan’ıma nasıl sabır gösterir,
Bir varmış, bir yokmuş… Ömür bu iki kelime arasında geçen zaman… Zamansa bazen dost insana, bazen düşman bize düşman oldu.
Emrahım canım sevdiğim çok üzdüm seni en fazla kötü günlere, seninle göğüs gerdik. Hakkını helal et. Bundan sonra işin daha da zor olacak. Ama sana güvenim tam. Bir kaç gün önce demiştinya bana, parkta oynarken bizi birisi seyretse deli bu adam der ama ben oğlumla çocukluğumu tekrar yaşıyorum diye. Hep öyle deli baba ol olur mu o zaman Atakan yokluğumu daha az hisseder belki…
Evde demiştim ya ben, sana sevdiğim,
Atakan seninle gerçekten iyi vakit geçiriyor hep gülüyor. Sen iyi bir babasın diye… Ben hep bişeyler öğretme çabasındaydım, sense eğlence, öyle olduğu için o kadar mutluyum ki hep mutlu ve onu güldüren babasıyla birlikte yaşayacak diye… Öğretmenler zaten öğretir öğrenmesi gerekenleri. Gülmek daha iyi bir ilaç. Onuda sen hep verdin ve vericeksin canım sevgilim.
Canım annem, canım babam, canım kardeşim hakkınızı ödeyemem şimdiye kadar çok emek verdiniz bize. Asıl şimdiden sonra sizlere daha çok iş düşüyor dimdik durup Emrah’a destek verme zamanı. Atakan başta ALLAH’a sonra Emrah’a sonra annem, babam, kardeşim size emanet…
Keşke herşey farklı olsaydı. Yaşam mutlu dolu günlerle dolsaydı…
Annem hediye kaban almak istedi. İstemedim çünkü seneye kışa çıkmam heralde.
Sabahleyin aradın annem.
Ne olur güçlü ol diye. Lütfen gel alalım dedin. İstemem annem dedim.
Ateşim var öksürüyorum dışarı çıkmıcam dediğimde Atakan’ım koşarak geldi ne dedi biliyomusun…
”’ Ateşin olmasın, ne olur öksürme canım annem dayanamam sana ”’ dedi.
Telefonu kapadım çöktüm oğlumun yanına ben sana dayanamam merak etme geçer dedim, geçsin annecim dedin.
Dayancan annem diye haykırdım içimden…
şuan ezan okunuyor. Yalvarırım rabbime evladım için bana yaşama şansı ver. Salı günü gireceğim operasyon sancısız geçsin, en önemlisi sonucu güzel gelsin. Çok bişi istemem sadece sağlık. Ama artık o kadar yıkıldım, o kadar güçsüz kaldım ki. Savaşacak gücümü yitirdim. Emrahımın, annemin, babamın, kardeşimin gözünü yaşlı görmeye gücüm kalmadı.
Arayan eş, dost, akraba açamadım telefonları açamayacağımda, biliyorum dualarınız benimle ama gücüm yok konuşmaya birde tabiii Atakan’ım anlamasın durumu diye.
Salı gününün güzel geçmesini bu kadar umutsuzluğun içinde yinede umut ediyorum…"
Yazan : Gamze anne
Bense sadece gözyaşlarımla imza atabilirim!
3 Mart 2015 Salı
Körpe ıspanakla salata: "Lorlu cevizli ıspanak salatası" & "portakallı ıspanak salatası"
Efendim ilk deneyim tercihimizi lorlu cevizli körpe ıspanaktan yana kullandık.
2 Mart 2015 Pazartesi
Körpe ıspanak meselesi
Geçen hafta Agora isimli İzmir’in en kalabalık AVM’sine gitme kararı almıştık, bu kararımızda Arca’nın ne hikmetse özellikle Pazar sabahları 06:00 civarı uyanmasının etkisi büyüktü. Zira Agora’ya açılış saatinde gitmek, dükkanlar ve koridorlar bomboşken alışverişi tamamlamak ve 12:00 olmadan AVM’yi terk etmek üzerine aile içi bir anlaşmamız var. 09:30 olmuş ve evden henüz çıkamamışsak, Agora planı ertelenir. Neden diye sorma, bana uzun uzun anlattırma, oraya hafta sonu 12:00 sonrası bir gitmeyi dene, yeter…
27 Şubat 2015 Cuma
#2015te15yenikeşif : OT Café
26 Şubat 2015 Perşembe
Küçük karabalık
Arcatomide 6 yaş
Vallahi 6 yaş doldu, inanılır gibi değil:)
Bir doğum günü çocuğu klasiği olarak ateşlenmese de öksürük ile karşıladı yeni yaşını.
Allah sonumuzu hayır etsin.
6 yaşın şerefine anası olarak eşek değiliz ya yavrumuzun bir dumur diyolog, efendime söyleyeyim bir arcatomi biraz anatomi babatomisinden ortaya karışık yapacağız artık:)
23 Şubat 2015 Pazartesi
Düş zamanı masalcısı
22 Şubat 2015 Pazar
nerden nereye...
Neyse dedim ya, Kemeraltı kurtarıcının hasıdır! Gittik, sorduk, bulduk, hem de 20 TL'ye. Hem de Şimşek Mcqueen'li... Tema da Cars değil bu arada, tema ortaya karışık. Pasta Angry Birds, tabaklar Spiderman, peçeteler Planes... Öyle işte tam pazaryeri gibi olacak parti. Aman olsun n'apalım...
Akşamdan öyle de bir uykum var ki sorma, İlker'in de geç geleceği tuttu. Neyse ki Arca maç izlerken uyuyakalmış. An itibariyle de öksürüyor, tabii ya allahın emri doğum günü arifesi yavrular hasta oluverir... Tövbe tövbe...
Ben de ilker gelesiye kadar kestirdim ya cin gibiyim şimdi. Twitter senin, Facebook benim, Instagram amcaoğlunun öyle takılıyorum. Tabii ki İlker kanepede uyuyakaldı. Bir yatağınızda uyuyun be arkadaş. Uykum yok, kitabım bitmiş. Biraz ebeveyn eğitim kitabı karıştırdım, biraz ne okusam diye baktım. Sonra bir film izleyeyim dedim, ay içim kıyıldı yeminle kendimden tiksindim.
Derken facebookta bir avukatın bilale anlatır gibi tane tane yazdığı şu iç güvenlik yasası ile ilgili bilgilendirmeyi okudum, iliklerime kadar ürperdim. Uzun lafın kısası, avukat ve savcıların yani hukukun etkinliği azaltılırken polis ciddi yetkilerle donatılıyor.
21 Şubat 2015 Cumartesi
Okumak kaçışsa, yazmak yüzleşme
20 Şubat 2015 Cuma
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri ayarlama enstitüsü (SAE) için bir yandan "iyi de her kitabı sevmek zorunda değilim ki..." diyedurayım, umudumu hiç kaybetmemiştim.
Birkaç yıl önce aklıma başka bir kitap takılınca ilk otuz sayfasında da bir şekilde içine giremeyince, okunacaklar rafına geri koymuştum. Geçen yıl ise, yine elime almış, bu defa elli sayfanın sonunda "galiba sevemeyeceğim" deyip yine aynı rafa yolcu etmiştim. Artık okunacaklar rafının müebbet sakini olmaya aday haline gelmişti ki, bir akşam açık havada sigara sohbetinde (içmem ama içenlerle mutlaka dışarı çıkarım, dumandan mıdır bilmem, sohbet hep keyifli olur çünkü) Selda'nın anlattığı bir bağlantı kitabı yeniden gündeme oturttu. (Tamam biraz bira da etkili olmuş olabilir:P)
19 Şubat 2015 Perşembe
Yuva
Evvelden anlatmıştım, benim okuma köşesi bir yuva aslında. Evdeki pipililer maç izleyecekse ya da tepişecekse, ben köşeme kaçıyorum, hatta bazen yüzsüzce kulaklıklarımı takıp izole oluyorum. Yuva lan işte!
Atuan mezarları
Şahsı hatırlamıyorum ama Ursula'nın istisnasız her kitabını okurken Deniz'i düşünüyorum. Adını instagramda atuan yapan Denizi. Ursula = Deniz benim için.
18 Şubat 2015 Çarşamba
İdam diyorsunuz da...
Özgecan kardeşimizin katlinden beri bir idam çığırtkanlığıdır gidiyor. Bence tecavüz ve kadın cinayetlerinde idam çok hafif bir cezadır, hayal gücüm yetmiyor tasavvur etmeye, etmeyeyim de zaten ama çok acılar çektirilmeli çok...
İdama karşıyım, sadece kolay bir çözüm olduğu için değil, çok hümanist olduğum için hiç değil, bu hükümet istiyor diye karşıyım.
17 Şubat 2015 Salı
An itibariyle
Feci hastayım. Perşembeden belliydi, yanak ve alında başlayan ağrı "ben sinüzitim geliyorum" demekteydi. Derhal randevu aldım. Durum vahimden bir seviye beri. "En iyi ameliyat yapılmayan ameliyat" tezini savunan doktorum ile "en iyi antibiyotik içilmeyen antibiyotiktir" düsturunu benimseyen hastası yani bendeniz, el ele verdik, iki gün sabredelim dedik. Burun yıkama, papatya buharı, dinlenme .... Reçete bu. Ama iki kutu antibiyotik de yazıldı, hani lazım olursa diye...
15 Şubat 2015 Pazar
#sendeanlat
14 Şubat 2015 Cumartesi
Özgecan Aslan
12 Şubat 2015 Perşembe
Dumur diyalog #138
10 Şubat 2015 Salı
9 Şubat 2015 Pazartesi
Bu hayatta kıvırcık arkadaşın olacak! - faydalı bilgiler kılavuzu vol.2
6 Şubat 2015 Cuma
“İyi ki doğurmuşum”
5 Şubat 2015 Perşembe
#2015te15yeniblog
4 Şubat 2015 Çarşamba
hayal bu ya...
Tefeydi tüfeydi, bunları benim şirket umursamaz idi, olmuyor haliyle...
Sen maaşına zam yapılamasa da kira zammını, efendime söyleyeyim en kralından enflasyon geçirmesini (hayır hiçbir ekonomist - bak iktidar yanlısı demiyorum- beni enflasyonun 8 bilmem kaç olduğuna inandıramaz! Bana pinpon topuyla, soba borusuyla gelene pinpon topu, soba borusu... anladın sen onu) kira artırımına yansıtacaksın. Allahın emri.
3 Şubat 2015 Salı
Faydalı bilgiler kılavuzu Vol.1
- Manikür için para mı veriyorsun? O yoooo!!!
- Kıvırcık bir arkadaşın olacak! Buklen yere gelir, sırtın yere gelmez!
- Limonun gençleştirici etkisini bilmeyen var mı?
- Beni dinle, otobüsü kaçırma ya da salak gibi durakta bekleme (izmirliysen tabii:P)
- Yoksa sen hala annenin blog kumanda paneli üzerinden post mu yazıyorsun?
??????
Günün çorbası, hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak son zamanlarda işine çok yarayan pratik, pratik olduğu kadar ucuz, ucuz olduğu kadar sağlıklı, sağlıklı olduğu kadar...
Neyse sonuçta birazdan okuyacaklarınız, tarafımdan uzun süre denenmiş ve de önerilmeye hak kazanmış ürünler ve yöntemlerdir.
An itibariyle..
Pazartesi pazartesi ikinci birayı (50 cc) dikmiş durumdayım dolayısıyla bundan sonra yazacaklarımdan mesul değilim.... Üstelik yanına bir paket çiğdem (çok tuzlu) götürdüm, yani dudaklarımda bir silikon etkisi var, üç yüz otuz üç deyince ben bile kendimden etkileniyorum, düşün yani nasıl bir seksapel:))))
1 Şubat 2015 Pazar
Şu anda kendisine acayip kızgınım!
30 Ocak 2015 Cuma
#2015te15challenge : açıklamalı tam liste!
29 Ocak 2015 Perşembe
Dumur Diyalog #137
28 Ocak 2015 Çarşamba
Kitap yorumu: Fi
Bugüne bugün meşhur bir bilogır var karşınızda ona göre!
Fi hakkında yorum yazıyordum. IG’de kitap paylaşımlarını bayılarak takip ettiğim fuufu’ya yazı içinde link verecektim, yani IG profil linki lazım. Kendisini google’ladım. Ekşi Sözlükte de bir entry’si varmış. Güzel ve doğru bir entry yazmışlar, hoşuma gitti.
26 Ocak 2015 Pazartesi
Okumak Türk erkeğini bozar mı?
25 Ocak 2015 Pazar
hepimiz ölecek yaştayız
Özledim
21 Ocak 2015 Çarşamba
Çocuk kitabı yorumu: -mış gibi
20 Ocak 2015 Salı
Yoğum ben yoğum!
16 Ocak 2015 Cuma
Senin evin neresi?
15 Ocak 2015 Perşembe
Kadın okuyacak kadın çalışacak!
Hadi hodri meydan!
"Bu bloğu nasıl keşfettin" sorusuna gelen yanıtlar çok ilginçti, zamanınıza klavyenize sağlık. Oturdum tek tek not aldım, tekrar tekrar okudum, gülmek yok! Gülene dalarım! İnsanın mutlu olmak için tutunduğu bazı küçük şeyler olabilir, anlayışla karşılayınız rica edeceğim, üstelik ben burasını ve okuyanları çok önemsiyorum.
Baktım bloğu okuyanlarda iş var, (okuyucu kitlem son derece elit bir kesim desem? Islak odunla kovalayan olur mu:P) ben de bokunu çıkarayım dedim, allah biliyor ya bokunu çıkarmakta üstüme yoktur!
14 Ocak 2015 Çarşamba
Yerdeniz Büyücüsü
13 Ocak 2015 Salı
yorgunum dostlarım yorgunum yorgun
9 Ocak 2015 Cuma
Uzman görüşü iyidir: Papyon
7 Ocak 2015 Çarşamba
Soru: nasıl keşfettin?
Bugün keyifsizim. Aslında çok da değil, yani bilmiyorum.
Çok emek verdiğim çok da keyfimi kaçıran şu yarışmayı kazanamadık. Aslına bakarsan, hiç de umrumda değil, hatta üzüntümün üzerine öyle içten bir "artık kazansak da önemi yok hatta kazanmayalım daha iyi" demiştim ki Allahın sevgili kulu olarak bu duam kabul olacağına neredeyse emindim. Zira bu yarışma ile ekipçe motivasyonumuzun artması hedeflenmişti ama iş başka yönlere gitti. Neyse, o defteri kapattık, işimize bakalım.
Yeni yıla başlamak için iyi bir haber değil.