Uzatmayacağım ve sadede geleceğim; yazlık.
Eskiden olsa ay hiç uğraşamam, otele gidiverelim zaten bir hafta tatilim var derdim.
Evet maalesef biz kapitalist kölelerin sadece bir hafta tatili var ve o bir hafta tatiline de bilgisayarınla akıllı telefonunla gitmen lazım. Mütemadiyen online olmadın mı, aman işler sensiz halloluveremez filan, dünyayı kurtaramadığınla kalırsın. Sanki o mesele o gün hallolmazsa tüm kurumsal hayat duracaktır... Kapitalizmin çarklarına çomak sokulmasın aman diyeyim...
Bu sene bir haftalık tatil yerine her cumayı tatil yapmayı denedim. En geç çarşambadan gidecekti Arca, ya anneannesiyle Özdereye ya babaannesiyle Çeşmeye. Ben de Perşembe akşamından arazi olacak, hem çocuğumla dolu dolu üç gün geçirecektim, hem işlerden tam anlamıyla kopacaktım (ben daha bir haftalığına tatil çıkıp da tatilde çalışmadığım gün bilmiyorum, en azından derler ki yeliz pazartesi gelecek ilişmeyiverelim…) hem de o hafta sonu göçebeliğini zaten yapıyordum bari üç günlüğüne yapacaktım, değecekti. Oldu da, yaptım da… Sadece annemin ayağı kırılıp ameliyat olunca işin Özdere ayağı salıdan çarşambadan değil Perşembe akşamından başlamış oldu. Olsun...
Yazlıkçılık iyidir, keşke tüm yazını yazlıkta geçirebilme imkanı olsa... Öğretmenliğe hiç bu kadar özenmemiştim :)
Bu yazıyı geçen sene yazmaya hakkım yoktu mesela... Annem sağlıklıydı ve tüm evin işi onun üzerindeydi, İlker'in annesi hep etraftaydı, dolayısıyla bana çocuğumu alıp denize gitmek kalıyordu. Ama bu yıl işler değişti, tam anlamıyla evin işine dahil olduğum için rahatça ahkam kesebilirim.
Aslında bakma yazlıkçılık hiç kolay değildir. Evin temizliği, yemeği sana bakar. Bu sene gördüm ebeminkini:P Özellikle kalabalıksa, sürekli bir ne yenecek derdi olur ki inan yemeği yapmasından daha zordur. Biraz kalender olmalı belki de. Bir öğünü iptal etmeli mesela. Tamam çocuk için zor ama ona da o öğün için önceki günden kalanları kakalarsın, ya da bir tarhana çorbası yapıverirsin. Arca bir meyve manyağı olduğu için bizde ara öğün çok. Atıştıracak bir şeyler illa ki var… Sen de bir karpuz peynir ekmek ye gitsin! Kahvaltıyı kuvvetli yapınca öğle yemeği kaynıyor zaten. Bir de mükellefe kaçmamaya çalışıyorum artık, kolayını buldum. Kıymalı makarna, koca bir kase şakşuka sahile giderken haşlanmış mısır, tekneyle açılacaksak sandviç tamam! O zaman gözümde büyümüyor.
Bir de galiba yaşlanıyorum ben! Yeni biçilmiş çim kokusu seviyorum, toprağa çıplak ayak basmayı, bahçe sulamayı, teras yıkamayı seviyorum, bir atlet bir şort bir terlikle paçozca tatilimi geçirmeyi seviyorum, el ayak çekilince (yani Arca uyuyunca) soğuk bir bira açmayı, mangalda pişen balığı, balığa eşlik edecek roka salatasını kendim hazırlamayı seviyorum. Hatta rokayı komşunun bahçesinden toplamayı, limonu da ağaçtan koparıvermeyi... Geçtiğimiz haftalarda İlker'le bahçede yapılacak değişiklikler konulu uzunca bir sohbet yaptık mesela, sanırım son yıllarda yaptığım en keyifli sohbetti. Diyorum işte, yaşlanıyorum artık, aklım fikrim çiçekte böcekte... Yalnız var ya ben bu bahçe işini harbi seviyorum ve az buçuk da anlıyorum yav yeni fark ettim:) Mesela her boşluğa limon ağacı dikmeyi planlıyorum. Ulen limonun kilosu 10 TL'den aşağı inmedi yav!
En çok da Arca’nın sere serpe bir yaz geçirmesini seviyorum. Erkenden kalkışmalarını, iştahlı bir kahvaltının ardından denize yollanmayı, sahilde deniz sonrası tıkınmasını eve gelip uzun ve sıcak öğleden sonralarını uyuyarak geçirmesini seviyorum.
O bir biber CANAVARI! |
Ben yazlıkta en çok kendimi severdim. Hala da öyle... Gerçi artık Kumburgaz yazlık olmaktan çıkınca sattık orayı Ayvalık palanları var... Ben yazlıkta kahvaltı yaparken kulağımda kirişte olurdu, beni çağırıyorlar mı diye :) Lale'nin la sını duydum mu havluyu kaptım mı aşağıda alırdım soluğu ve gece üçten önce girmezdim eve... Ayaklarım suda yürümeyi, kumsal ateşlerini, akşam biz denizden çıkmadan voleybol ağını kumsala geren oğlanlarla kavga etmeyi çok özledimişim ben... Yazını okurken hatırladım bir kez daha...
YanıtlaSilahhh ne güzel anlatmışsın lale ablacımç emekli olarak ve öğretmen kızların da varken acilen bir yazlık edinmeni öneririrm, vallahi istanbulun tadını çıkardığın gibi oraların da tadını çıkarırsın mis gibi:)
SilSlm sen sanslı insanlardansın :) annanenin dedenin yazlıgı olması ne guzel. Ben de senden okudukca acaba yazlık kiralasam mı diyorum, Oglanı salayım cayıra, gercekten yazlıkta kalan cocukların boyu falan gelisimi daha hızlı oluyor dogal hava dogal yiyecek ve en onemlisi annane babanne tarafından bol sevgi. Sevgiler Ceren
YanıtlaSilevet cerencim izmirde yaşamanın ve bir şekilde böyle imkanın olması güzel bir şey. allah her isteyen versin. aslında olabilir benim çok arkadaşım bir aylığına da olsa kiralıyor. çocuklar için çok faydalı.
Silaynı düşüncelerle bu yaz yazlıktan eve döndüm ve yine "keşke öğretmen olsaydım"ı aklımdan geçirdim. Çocukla en iyi yazlıkta rahat ediliyor. Hiç kimse olmasa komşular komşuların çocukları vs bir şekilde sosyalleşiyor. Denize girmesi ve suyun mucizevi etkilerinin uyku ve yemek öğünlerinde görülmesi bunlar bulunmaz nimetler :)
YanıtlaSilKışın geri buraya dönmeye razıyım en azından yazın orda kalabilsek :(
ahh ahhh vahşi kapitalizm yaktın hepimizi !
evet ya mevsimlik göç süper oluırdu:)
Silbana açıkçası yazlık işi çok zor geliyordu.Bizler için yani büyükler için evden çık eve git çok değişen birşey olmuyor.Ayrıca daha fazla yoruluyorsun.nerdeyse 5 ögün yemek,....yap denizden kum geldi süpür.havuzdan çıkıldı her taraf ıslak küçük bebe düşecek diye tekrar sil......diye birçok şey sıralayabilirim.bu sene 1 ay kaldık yazlıkta.ve farklı şeyler keşfettik.tatil uzun olunca herşey daha sistemli işliyormuş meger.Ama ondanda önemlisi biz antalyada apartmanda oturuyoruz.Birçogumuz da öyle sanırım.Efenin bahçede oynama,arkadaşlarını çagırma veya arkadaşlarının onu oyuna çagırması,akşam 10 da sitede dışarıda oynama........gibi durumları hiç olmadı.Bu sene yazlıktayken arkadaşları dışarıda efe hadi gel oynayalım diye bas bagırdılar.bizimki ilk başta ne oldu anlayamadı ne yapsın çocuk hiç yaşamamış ki. Bu sene efe açısından oldukça verimli geçti diyebilirim.Çimenlerin üstüne yattık yıldızları seyrettik.Kirpiyi ilk defa yakından gördük.Kedi kovaladık.Kedi köpek besledik........Balık tutanları uzun uzun seyrettik ki ben oldukça sabırsız bir insanımdır.Gece geç saatlerde yürüyüşe çıktık.........Yani bu sene yazlık bizden tam not aldı.
YanıtlaSilkesinlikle! tatilin yazlık olunca biraz daha uzun oluyor ve daha kolay işliyor her şey biraz da rahat olmak lazım
SilYazlığı en çok çocuklar seviyor; bahçe, deniz, kum, güneş, havuz... Bayılıyorlar. Biz; bahçe duvarına beton döktürünce, bu yıl ilk okul birinci sınıfa başlayan yeğenimin adını yazmıştık. Velet her geldiğinde duvarda adı duruyor mu, durmuyor mu kontrol ediyor. Bazen babaannesiyle anlaşamayınca ''Senin adını sileceğim oradan'' ''Silemezsin, silersen, bir daha buraya gelmem'' tartışması yaşıyorlar :)) Yemek çocuklar için dert değil, ver bir mısır, makarna, çorba , kurt gibi acıkan bebelere saray sofrası gibi geliyor... Pelin / izmir
YanıtlaSilevet aynen ben çocukluğumu hatırlıyorum, annem bir tencere domatesli makarnayı sahile getirirdi, kaşık kaşık saldırırdık. Normalde nerde o iştah:)
SilBizde dün konuştuk eşimle yazlık olayını hep çok sevdim ama yetişkinken pek dahil olamadım hep çocuklukta kaldı. Şimdi diyorum cünbür cemaat bir hafta otel yerine ev tutsak be güzel olur kuzenler falan ama, nedense herkes yemek işinden kaçıyor. Ben de diyorum ki yine her öğünü dışarda yesen ama yazlık kiralasan otele bir hafta verdiğin parayla iki hafta yazlıkta kalırsın ama anlatamıyorum
YanıtlaSilbak o da doğru. biz bazı akşamlar pide söyleyiverdik:) yemek sıkıntı kabul. Ama çok sağlam bir kahvaltı yapınca, deniz kıyısında bir şeyler atıştırınca (bizim orada bir cafe var, tost bile yedirdim bir gün hem değişiklik oldu) akşam da erken ama sağlam bir yemek olunca sorun olmuyor. Bazen denize yanımızda sandviç götürüyoruz mis gibi öğle yemeği. kimse mükellef beklemeyecek bu konuda anlaşırsanız süper bir tatil olur.
Silyazligin gozunu seveyim be!
YanıtlaSilhadi gel :)