30 Aralık 2016 Cuma

Hayatın küçük mucizeleri

Kitap kulübünde bir arkadaşım var, Özlem. Ama başkanım Özlem değil, hani hep bizi bir araya getiren, toparlayan, organize eden Özlem değil. Özlem Kara. Kara müthiş bir okuyucudur, okumak derken müthiş işte, benim gevezeliğim bile yetmiyor. Fakat hemen hiç konuşmaz. Toplantılarda başkanım Özlem’in çok okuyan ama az konuşan Özlem’i “sen de konuş bir şeyler söyle” diye dürttüğü, uzman psikolog Deniz’in de mesleki sorumluluğu gereği bu dürtmelere tepki gösterdiği çok olmuştur. Kara ancak ciddi baskılar altında konuşur. Başkanım Özlem bile artık dürtmekten vazgeçmiştir. Bazı toplantılarda Kara’yı konuşturmayı atladığımız bile oluyor, ama onun varlığı yeter.

Ursula K.LeGuin özel buluşmalarından Lavinia toplantısında Özlem Kara, rahatsızdı, erken kalkacaktı. Bu sebepten onu uzun zamandır ilk defa konuşması için sıkıştırdık. Lavinia, tek tek her birimizin bayıldığı bir kitap olmuştu, Kara da iki çift laf etmek istemez miydi? Hepimizin gözü kulağı Özlem’deydi.

Özlem, – artık sinir sıkışması ağrılarından mıdır bilinmez – güzel kara gözleri buğulanmış olmasına rağmen kocaman gülümsemesiyle Lavinia’yı eline aldı, birkaç kelime etmek istiyor fakat toparlayamıyormuş gibi tereddüt etti, sonra kitaba sarıldı. “Lavinia … çok çok sevdim…” dedi. Öyle içten öyle sıkı sarıldı ki kitabına, öyle güzel okşadı ki kitabın kapağını, konuşmasına gerek kalmadı. Anlamıştık.

O toplantının üzerinden birkaç hafta geçti. Bir gün sabah sayfalarıma bir şeyler karalarken, elimdeki kalemden satırlara şu cümle döküldü: “Öyle şeyler yazabilmek istiyorum ki, bir gün benim yazdıklarıma da birileri Özlem Kara gibi sarılsın.”

Varsın edebi yönü zayıf olsun, varsın otoritelerce kabul görmesin ama insanlara dokunsun, özellikle kadınlara…

Sonra bugün… Kitap kulübünden Banu, bugünkü “Tercih Meselesi” yazımı okumuş ve dedi ki: “bayılıyorum yazılarına, sımsıkı sarıldım. Çok kendimi ve hislerimi okuyorum ki çoğu yazında. Bitince yazı hep sarılmak istiyorum.”


Hayatın küçük mucizelerinin büyüsü üzerimizden eksik olmasın:)

9 yorum:

  1. Eee dokunuyor zaten, bundan hiç şüphen olmasın. Hayatımı güzelleştiriyor sevdiğim bloglar, çoğu zaman en yakınımdakilerin hayat boyu veremediği kadar hayat enerjisi veriyor. Blog yazarlığı hiç de küçümsenecek bir şey değil. Hep yazman dileğiyle, mutlu yıllar !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ya ben de çok seviyorum blog okumayı, hem de bloga gelen yorumları okumayı:)

      Sil
  2. Kitap kulübü şeysisi bende istiyorum. Kendim kurcam oturcam konuşcaz djdjsjsjs Yani zorla değil ama konuşalım bence.

    Sarılmak güzel bir şey bende suşi olmak istiyorum. Bakalım....

    YanıtlaSil
  3. Evet yaaa, bu yazıyı ara ara dönüp tekrar okumak istiyorum. Yeliz, yazdıklarını büyük bir keyifle okuyorum hep. Ben de bol bol yazmanı istiyorum.

    YanıtlaSil
  4. Kesinlikle bunları hissediyorum senin yazılarında. Ama psikopat gibi gözükmemek için çok sık söylemiyorum. O kadar iyi geliyor ki seni okumak. Ah anlatabilsem.

    Her sabah işe gelince önce senin bloğunu açıyorum yeni yazı var mı diye. Yoksa üzülüyorum ciddi ciddi. Varsa ne yapıyorum biliyor musun ? Yazıyı açıyorum ama hemen okumuyorum bitecek diye. Gazetelere falan bakıyorum. Artık sabırsızlığım artınca okuyup bitiriyorum. Evet garip ama gerçek.

    Bu kadar keyif veriyor bana yani. Seni çok seviyorum ve sarılıyorum sımsıkı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harikasın ahu. LAf aramızda ben de senin yorumlarını birkaç defa okuyorum, mutlu oluyorum, sevgiler:)

      Sil
  5. Ben hep sarılmak istiyorum sana hep.

    YanıtlaSil