21 Ocak 2017 Cumartesi

#5 : her zaman ve bazen özlediğin iki şey

Aylar önce facebook'ta bir reklam filmine denk geldim. Ne reklamıydı hatırlamıyorum, çocuklar oynuyordu. Çocuklar çocuk gibi neşe içinde şarkılar söyleyip dans ediyorlar, oradan oraya kaygısızca koşuşuyorlardı. Başarılı bir çekimdi bence, zorlamasız, doğal, ah bir hatırlasam hangi reklam olduğunu.


O bir dakikalık reklam süresi henüz dolmadan ağlamaya başladım, ağlamamı tutamıyorum, kendime hakim olamıyorum. O gün o bir dakikalık reklam süresinde bir daha asla eskiye çocukluğumun kaygısızlığına geri dönemeyeceğimi idrak ettiğim o gün, aynı zamanda geçmişe bir ağıttı o gözyaşları. Kendi çocuğumla geçirdiğim her keyifli dakikada çocukluğuma döndüğümü hissetmem bir yalandı aslında. Hatırlarsın, anarsın ama asla bir daha o günlere dönemezsin. Ben işte bazen eskiyi, kaygısızca koştuğum çocukluğumu özlüyorum, bazen...

Her zaman özlediğim ise Arca. Arca'yı yanımdayken bile özlüyorum.
Her zaman Arca'nın o çocuk kahkahalarını, içi gülen gözlerini, ekşi ter kokusunu, minik ayak parmaklarını, tombul bileklerini uyurkenki görüntüsünü özlüyorum. Bunları her gün görsem de yine de her gün özlüyorum.

Bir insandan vazgeçilmezliği öğrenmenin tek yolu çocuk sahibi olmak.

2 yorum:

  1. Ne güzel ifade etmişsin, " Bir insandan vazgeçilmezliği öğrenmenin tek yolu çocuk sahibi olmak " , çok doğru..

    YanıtlaSil