2 Şubat 2017 Perşembe

Beni Türk dizilerine emanet edin.

Uzun zamandır Türk dizi piyasasına çok haksızlık ediyormuşum. Ona buna bok atıp, en kalitelilerini bile haksız yere yerle yeksan ediyormuşum, allah beni nasıl biliyorsa öyle yapsın!

Ezelden beridir ve evet tam da Ezel’den beridir izlemiyordum. Kah izlemeye kasıyor, dayanamıyor, kah köşe bucak kaçıyor, uzaklaşıyordum.

Türk dizilerini, Huxley distopyasından türetilmiş, korkunç birer manipülasyon ekipmanı olarak bellemiştim. Öyle korkuyordum ki o ekranın kölesi olmaktan, alaycılık ve aşağılama savunma mekanizmam haline gelmişti. Edebiyatın bile beni kurtaramayacağını anladığımda çareyi boş yere yabancı dizilerde hatta defalarca izlediğim Hollywood filmlerinde aradım.

Oradaydı, bir kumanda mesafesindeydi haz.
Ve hedonizmin çağrısına daha fazla kulak tıkayamadım.


Önce “ay ne müthiş oyuncular oynuyor, senaryo nasıl acaba?” gibi masum meraklarla, sonra da “ay ütü yaparken sıkılıyorum, açık kalıversin”lerle bahane zincirleri sinsice oluşturdum. İçerde isimli diziye işte tam da böyle başladım, dahası İlker’i de suçuma ortak ettim. Tamam, ecnebi bir filmden arak bir konuydu ama kardeşim orada bir Çetin Tekindor gerçeği var, lütfen! “Ara sıra bakarız” türünden bir başlangıç, “Arca uyusun izleriz, aman kaydetmeyi unutma” tembihlerine vardı. Şimdi resmen izliyoruz. İzlemekle kalmıyor, peşi sıra birkaç gün dizinin melodileri kulaklarımızda çalmaya devam ediyor, artık nasıl bir konsantrasyonla bakıyorsak ekrana?

İki gün sonra, zaten Cesur ve Güzel var. Bak buna hiç bahanem yok. Bir akşam dizinin fragmanına denk geldik, o an izleyeceğim dedim. Tabii ki Kıvanç için! Yok Tahsin Korludağ için mi olacaktı? Yakışıklı ve güzel başrol oyuncuları var işte gözümüz gönlümüz açılıyor.

Şaka bir yana, dizi fena sardı arkadaş. Üstelik tüm o itici mi, kırılgan mı anlaşılamayan, alttan alta maço Cesur karakterine rağmen. Hızlı gelişen olaylar filan, ya Türk dizisi piyasası ben izlemeyeli gelişmiş ya da diziyi bu hızla bu sezon bitiriverirler. Bence zaten bitirsinler. Sakız etmenin manası var mı? Bir dizinin bir hikayesi olur, o da bir gün nihayete erer. Ermeli yani… Senelerce Kıvanç’ın sahne ışığı tutulmuş gibi parlayan bidon mavisi gözlerini ya da Tuba Büyüküstün’ün her bölüm sosyal medyaya malzeme olan kötü stylingini izleyecek değiliz.  

Aman pek güzel oldu bu dizilere sardırmak, ne kaygı var ne keder! En güzeli de ne biliyor musun? İzlerken bazı sahneler öyle yavaş ilerliyor ki, senaryonun bir adım ötesi için iki üç farklı alternatif tahmin edebiliyorsun. Hiç tevazu gösteremeyeceğim, senaryoyu isabet ettirme konusunda oldukça başarılıyım. Ortalama bir Türk insanı için yazılmış bir dizi senaryosunu tahmin etmekle yaşadığım zeka tatmini ne kadar umutsuz olduğum hakkında ipucu verir, kanımca. En son bir havaya girmişim, İlker’e roman yazmayı bırakıp dizi senaryosu işine gireceğimi, kendisinin de benim menajerim olacağını bildirdim.

Kafam öyle karmaşık, ruhum öyle çapraşık ki, beni Türk dizilerine emanet edin, kurtuluşumun yegane çaresi bu!


14 yorum:

  1. Bir şekilde ruhumuzu dinç tutmamız lazım. Cnbc-e kapanalı beri (sahi o bile kapandı kaşla göz arasında) ben de bakar oldum Türk dizilerine.. Vatanım Sensin izliyorum sizin Cesur ve Güzel gecenizde. Mustafa Kemal göndermeleri ve neredeyse eskilerde kalmış vatan sevgisi kavramları ruhumu okşuyor... İnsan özlüyor bazı şeyleri. O yüzden dönem dizisi neredeyse ben orada :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya evet Vatanım Sensin de çok başarılı bir yapım fakat biz onu fark ettiğimizde epey bir ilerlemişti.

      Sil
  2. Bidon mavisi? Hahahaha, sen çok yaşa Yeliz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ay bilmiyorum filtre mi kullnıyorlar napıyorlar, o kadar mavi göz ışıldak gibi bir garip:))

      Sil
  3. Halen direniyorum dizi izlememek için ))

    YanıtlaSil
  4. çok övülüyor bu iki dizi ama izlerken değil fragmanında bile ruhum daralıyor benim o bakışmaları konuşmamaları ya da saçma mekanlar tahammül edemiyorum..:-((((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu hafta içerde beni cidden baydı, şiştim:)) diğeri henüz baymadı, bakalım kısmet:))

      Sil
  5. Tamer Levent'e (Tahsin Korludağ)haksızlık etme be Yeliz. Oyunculuk mükemmel, onun gözler de mavi, e yaşı da yaşıma , hay ağzıma tüküreyim, yoldan çıkarıyordun kız beni:))))
    Çenebaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yok yok şahane Tamer Levent asla haksızlık etmem, muhteşem oyuncu.

      Sil
  6. Sonunda bende daha fazla dayanamayıp İçerde'ye başlayacağım. Psikolojik baskılar sonucu bu hale geldim ya daha ne diyim.

    Ben artık bırak amerikan dizilerini kore dizelerine feci sarmış üzerine şarkılarıyla hüzünlenmiş duruma geldim. :) Allah affetsin bizi ne diyeyim.

    YanıtlaSil
  7. hahhahah bayıldım yelızcım yazına her zamankı gıbı.10-15 yıl oncelerı turk dızılerının pik yaptıgı yıllarda bır gecede ıkı dızı oynardı ve ben her aksam mutlaka ıkı dızı ızlerdım.ılk evlılıgımdı ve yapıcak baska bırsey bulamıyordum hahahha :) sonra 2011 yılında bosandım ve dizi fanatıklıgım sona erdı.o gün bugundur hıc bır dızıyı ızlemıyorum.hıcbırseyı takıp edemıyorum içim sıkılıyor.kıtap ve sosyal medya bana yetıyor sımdılık :)))) yalnız ıcerde dızısı ıcın hep ıyı yorumlar duyuyorum .ınternetten ızleyım barı :)

    YanıtlaSil
  8. O son paragrafı sanki ben söylemişim de sen yazmışsın Yeliz. Yeni dizi Ölene Kadar izlemeye başladım perşembeleri. Benden başka izleyen de olmadığını düşünüyorum çünkü neredeyse hiç reklam arası olmuyor:)
    Pınar

    YanıtlaSil
  9. Guzel komedi dizisi var mi? Yalan Dunya bittiginden beri basim one egik, yerine dizi koyamadim:(

    YanıtlaSil