8 Şubat 2017 Çarşamba

Kadınlığı konuşmak ayıp değil

Bizim ortaokul ve lisenin kampüsünde bir mağaza vardı. Okul kıyafetleri, çorap gibi ihtiyaçlar ile tekli hijyenik pedler satılırdı. Tabii o zamanlar pedler Elif’in dediği gibi çocuk bezi kalınlığındaydı, ayrıca şimdiki gibi tek tek paketli değildi. Onlu paketin içinden tek tek çıkarılan pedler özenle katlanıp hediye paketiyle paketlenip öyle satılırdı (kanımca o kadar ellenmeye pek hijyenikliği de kalmıyordu ya neyse...).
Bence çok güzel bir uygulamaydı. Benim de yanımda ped olmadığında satın aldığım çok oldu. Fakat her kız öğrenci bu konuda cesur değildi. Mağaza, teneffüste hınca hınç dolu ve erkek öğrenciler de var, bakkaldan almaya utanırken hoşlandığın çocuğun yanında ped istemek ne büyük kabus. Nitekim bir gün bir arkadaşımın ihtiyacı oldu. “Kızım git mağazadan al” diyoruz, yok almıyor, neden bilmiyorum bize de aldırmıyor, birinin selpak önerisine ikna oldu. Ve derin bir oh çekerek tuvaletten çıktı. Ama o da ne? Selpak mentollüymüş:/ Malum bölge biraz fazla ferahlayınca, mağazaya gidip ben almıştım ama epey gülmüştük, nerden baksan yirmi beş sene oldu, hala arkadaşımın bacaklarını açarak koşmasını hatırlar, gülerim.

Dün akşam kitap kulübünden çıktığımızda, küçük bir grup bir arkadaşımızın arabasına doluştuk. Aramızdan Selda’nın kızı da bizimle birlikte. Geçtiğimiz yıl ilk regl olduğunda kulüpte Selda bu bilgiyi bizimle paylaşmıştı ve pasta kesip kutlamıştık bu güzel haberi. Dün akşam, arabada bunun sohbetini yaparken Sıla, yani Bilge’nin aynı zamanda yaratıcı drama öğretmeni, yaratıcı drama dersinde de kutlama yaptıklarını anlattı. Hem de bizim gibi pasta kesmek değil de, bir dizi ritüelle bu mucizeyi kutsamışlar. Bir nevi erginlenme kutlaması… Sıla’nın şamanik işleri işte:)

Bizim zamanımızın o utangaçlıkları, çekingenlikleri kalmadı diye düşünmüştüm, çok hoşuma gitti. Çünkü kadın olmak güzeldir ve bunda utanılacak bir şey yoktur.

Fakat sabah Elif’in yazısını okuyunca, yine benim süngüm düştü. Yine kendimi ve düşüncelerimi ayrıksı buldum. Sahi biz bu kadar küçük bir kesim miyiz? Yirmi sene evveline göre biraz daha gelişmiş olmamız gerekmiyor mu? Kıl tüy mevzusunu mahrem görmek nedir allah aşkına? Var ya o kafaların bir taraflarına mentollü selpak veresim geliyor bazen!


3 yorum:

  1. Benim düşüncem, maalesef bu kadar küçük bir kesimiz. Evet yirmi yıl öncesine göre gelişmemiz gerekiyordu. Ama son onbeş yılda değil ileriye gitmek otuz yıl geriye gittik.
    Hatırlıyorum, çocukluktan genç kızlığa geçişimdeki bedenimdeki değişiklikleri. Memelerim doğal olarak çıktığında bir eşarpla sıkı sıkı bağlardım, öne çıkmasın diye. Niye utanırdık kadınlaşmaktan? Regl konusu başka bir şey. Büyükler konuşurdu bizde onları dinleyerek öğrenirdik. Karşımıza geçip anlatan olmadı. Allahtan 16 yaşımda falan regl oldum. Artık Almanyaya gelmişim, gençler bu konularda gayet ve utanmıyorlar bu durumdan. Annemde kendine göre anlatıyor bana güya. Bak şurda pedler var falan. Annem hep merak ederdi benim regl olup olmadığımı. Öğrenemeden göçüp gitti. O gittikten sonra onun bana gösterdiği pedleri kullanmıştım. Türkiyede yaşarken ben yani çocukken kadınların şöyle konuşmalarına şahit olurdum. Regl oldum yerine, kirliyim, kirlendim derlerdi. Kirlenmek ne ya? İşte bunlar hep utanma duygularını tetikleyen duygular.
    Erkekler pipilerini gösterirken göğüsleri kabaran ebeveynler kız çocuklarını hep utandırdı cinsiyeti ile. Avrupa'ya geldim, baktım ki herkes açık açık konuşabiliyor bu durumu. Aileler oturup anlatıyor, artı okullarda ders olarak işleniyor.
    Burada kocası Srilankalı-Tamil olan bir Alman arkadaşım var. Kızları regl olduğunda büyük bir parti verdiler, bu Srilankada kutsanan bir şeymiş. Çok hoşuma gitmişti. Bizde erkeklerin pipisi kesildiğinde kutlanır. Yani bunlar hep gelenek, anane ve kültür. Hele din çok büyük bir rol oynuyor.

    YanıtlaSil
  2. Once hem cinslerimizin bu konuyu kendi aralarında aşmaları gerekiyor. Traş bıçağına, pede, kıla tüye takan ilk önce kadınlar yargılayanlar yine kadınlar. Çocuklarını böyle yetiştirmeseler en azından diye dua ediyorum ama imkansız kendi nasılsa o şekilde çocuklarına da aşılıyordur. Yazık bazen bir arpa boyu yol alamadığımıza iyice ikna oluyorum. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil