22 Ağustos 2019 Perşembe

inziva vakitleri

İnsanın bilmediği ne zaman ve ne sebeple öleceği. Her gün yeniden güneş doğuyor ve biz yeni bir yaşama uyanıyoruz. Her gün yeniden yaşıyoruz ama bir defa öleceğiz. 

Yapılacak çok işin varsa ölüm pek az düşünülüyor.  Çok meşgulsen, hayatın içinde debelenmekten başka bir şey bilmiyor ve sürekli bundan şikayetçi ysen, aklına bile gelmiyor. 

Ve sonra sinyal veriyor bir şeyler. Mesela yıllardır yaptırdığın rutin kontrollerinden birinde verilerde anormalite görülüyor. Yaşlılık, alkolü fazla kaçırma veya çok çalışma gibi bahanelerin ardına sakladığın yorgunluk kronikleşiyor sanıyorsun. Halbuki bir şeylerin iyi gitmediğinin göstergesi olabileceğine ihtimal vermek istemiyorsun. Dahası görmezden geliyorsun. Sonunda sinyal somut verilerle önüne konuyor. Hadi bakalım dötün yiyorsa, umursama! 

Bu uzun tatil, sağlık sıkıntıları nedeniyle pek bir şeye benzemedi. Sekiz ay içinde peydahlanan  yumurtalıklarımdaki kistler gerçeği de tüy dikti. 

Yine de şikayet etmeyeyim. Tatilde olmasak, rutin hayat içinde belirtileri umursamazdım, nitekim düzensizleşen döngülerimi kafaya takmamıştım. 

Tatil, rutinin dışına çıkardı beni. Son yılların moda deyimi ile farkındalığımı artırdı. Gerçi ben daha ziyade “algılarım açıldı” demeyi tercih ediyorum.  

Son sekiz ayda yaptığım - yapmadığım şeyler için kendimi suçladığım da, inkar etmeye çalıştığım da doğru. Ama her şeyden önce kabuğuma çekilip kendime sevgiyle şefkatle yaklaşmanın yollarını aradım. 
Öz şefkat. 
Kimse değil, sadece kendin kendine iyi gelebilirsin, kendi yaralarını kendin sarabilirsin. Önce sen kendine değer vereceksin, kendini öncelikler sırasında ilk konuma yerleştireceksin. 
Toplumun cümlemizin genlerine nakış gibi işlediği “el alem ne der?” Demeyecek, “bencil” yaftasını vurmalarını umursamadan kendin için yaşayacaksın. Ancak sen iyi olursan sevdiklerimin de iyi olur. 

İşte böyle... tümör aranan tahlillerim normal çıktı, “normal” sen ne huzur veren bir kelimeymişsin...

Ama ilaç tedavisi uygulanacak. Ve sonrasında takibe devam. 

Kendi adıma yeni kararlar almamak için kendimi zor tutuyorum. Malum plansız ben, ben değilim. Fakat bu defa akışına bırakmaya karar verdim. Zira uygulamayı başaramadığımda, kendime şefkat göstermeyi bıraktığım çok oldu. Gerek yok. Bana iyi gelenin ne olduğunu bu tatilde az çok kavradım. Minik inziva vakitleri. Ne yaparsam yapayım fark etmez, inziva vakitleri ayıracağım kendime ve bunun için ne ailemden ne de işimden artırdığım zamanları umursayacağım. Çünkü biliyorum ki, ben iyi olmazsam kimse ve hiçbir şey iyi olmaz. 

Not: bugünlerdeki inziva vakitlerimde, bana öz şefkat konusunda yardımcı olan bir rehberim var. Bitirirken tavsiye etmeden geçmeyeyim dedim. 

18 yorum:

  1. Cok cok gecmis olsun.Kendine dikkat et Yeliz.Kitabi listeme aldim, bu aralar ben de kendime,diger insanlara verdigim degeri vermeye calisiyorum.Bugun bir sey okudum nerdeyse,kiziniza soylemeyeceginiz seyleri kendinize soylemeyin diye.Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir cümle. Kendimizi çok üzüyoruz maalesef. Keşke en büyük sevgiyi kendimize gösterebilsek.

      Sil
  2. Çok geçmiş olsun. Tam benim de ilgi alanım konu kendini sevmek, öz şefkat. Arada bir hatırlatmak gerekiyor kendimize. Sadece küçük bir hatırlatmadır umarım hastalığın, kendinle ilgilen, kendine zaman ayır demesidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah küçük bir hatırlatma olarak kalır. Zaten buraya da özellikle yazdım unutmayayım diye:) çok teşekkürler

      Sil
  3. Çok geçmiş olsun normal olmasına çok sevindim. :)

    Bugünlerde bende bu konuyla ilgileniyorum. Sevdiklerime hatta çok sevmediklerime bile gösterebildiğim şefkati kendime göstermediğimi farketmek üzücü.

    Birde 40 yaş sonrası budama dönemi başlıyormuş. Hayatımdaki fazlalıkları budyıp kendime daha çok vakit ayırmak istiyorum bende. Ama sürekli yapamıyorum diyorum. Kafaya koydum arkadaş yapacağım. :)

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya tam kırk yaş sendromu bunlar😀 ve en güzel az öz en iyi gelenlerle birlikte olmak. Nelerden vazgeçmen gerektiğine odaklanmak.

      Sil
  4. Bir de kitap tavsiye etmek istiyorum.
    "Kadının Bedeni, Kadının Bilgeliği- Dr. Christiane Northrup"
    Hem bu yazdığın vücudun sinyal vermesi ile ilgili ama vücut sinyal vermeden de her kadın okumalı diyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler hemen listeme ekliyorum gitmeden sipariş ederim😀

      Sil
  5. Çok geçmiş olsun Yelizcim, sen kendin için en iyi olanı bilir ve yaparsın buna eminim. Seni mutlu edecek inziva vakitlerin bol olsun...

    YanıtlaSil
  6. Çok geçmiş olsun. Çalışma hayatında izin sıkıntısından ihmal ettiklerimiz sonrasında katlanarak geri dönüyor maalesef. Allah acil şifa versin inşallah.

    YanıtlaSil
  7. Yeliz'ciğim geçmiş olsun. Çok güzel bir kitap, yarıladım ben de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şahane gerçekten ablama da armağan ettim:)

      Sil
  8. Yelizcim gecmis olsun.
    Iyi ol sem, sana ne iyi geliyorsa onu yap. Iyi ki varsin.

    YanıtlaSil
  9. Yelizcim çok geçmiş olsun canım, vücudumuzun verdiği sinyalleri dikkate almamız şart. Bende pozitif düşünceye çok inananırım, yıllardır sol göğsümde olan kistlerimle bu şekilde anlaştık ama tabi 6 ayda bir kendilerini ziyaret etmemiz koşuluyla.Sevgiler.

    YanıtlaSil