1. AY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1. AY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mart 2009 Çarşamba

1. Ay kontrolü


Dün Arcanın 1. ayı doldu. İnanılır gibi değil!! Çok doktor aradım. Sevgili Hülyanın Tunayı götürdüğü kliniği duymuştum ama prof un pek ilgili olmadığından da haberim vardı. Bizim işyerinde 2 yaşında çocuğu olan arkadaşım geldi aklıma, kendisinden sünnet kliniği önerisi de almış, memnun kalmıştım. Kafamıza uyan tarzda (prof olmasın, genç, çocuğu olsun, şefkatli ve deli gibi sorularımıza sabırla cevap versin...) bir doktor olduğu izlenimi uyanınca hadi dedik götürelim.
Hakikaten iyi bir doktor çıktı, yani ilk izlenimimiz böyle. 10 aylık bebeği varmış. Çok konuşkan birisi. Önce hadi dedi anlatın başınızdan geçenleri. Sarılık ve sünnet maceramızı anlattık. Hastane doktorunun verdiği ilaçları, vs... Tamam dedi şimdi davranışlarını anlatın hem sizin hem Arcanın. Açıkçası biz sağlık konuşacağız sanıyoruz bu kısma çalışıp gelmiştik:) şaşırdık ama hoşumuza gitti. Dedi ki çocuğun ruh sağlığı acayip önemli, sağlığı biz hallederiz nasıl olsa. En fazla 1 ay gecikme ile müdahale edilir önemli olan davranışları. Anlattık. Gece uyuyor, gündüz pek uyumuyor. Gaz olayı var, belli saatler huysuz. Uyursa 3 saatte (gece 4 saate çıkıyor) uyumazsa 2 saatte bir emziriyoruz falan filan. Nem cihazına pek sıcak bakmıyor ama yine de siz bilirsiniz dedi. Hırlaması burun tıkanıklığından.
Arkadaş boya gitmiş biraz 54 cm olmuş, kilosu 3600 gr ki toparlanmış, anne sütüne devam dedi, pek keyiflendim. İlave mamaya hiç kanım ısınmamıştı. Pul pul dökülen derileri için de şimdilik sebamed bebeyağı iyidir ama bu dert bitince kozmetik önermiyoruz dedi. İyi bana uyar, haz etmiyorum zaten. Yüzündeki kırmızı döküntüler normalmiş. Annelerin pamukçuk dediği dudaktaki beyaz şey meğer emmekten kaynaklanan bir tür nasırımsı birşeymiş yani sorun değil. Oh çektim. Pamukçuğun bebeğin canını yakan ve beslenmesini engelleyen birşey olduğunu okumuştum. Kilo kontrolüne devam. Evdeki tartı, higrometre vs gibi ekipmanlara gülmedi hatta bizim için yoo pimpirikli değilsiniz bile dedi. Sallayarak uyutmanın çocukta kötü bir etki yaratmayacağını ebeveyne sıkıntı yaratacağını söyledi. Ama yatağında uyutabilmemizin iyi birşey olduğunu, kucağa almamaya gayret göstermenin gereksiz olduğunu anlattı. Kucaklanan bebeklerin özgüvenlerinin daha yüksek olduğunu söyledi. Biz biraz kasmaktayız da kucağa alışmasın diye:)
Ne diyeyim, keyiflendik. Hani sınav notu açıklanan öğrenciler gibiydik. Arca aşının etkisiyle ana kucağında uyuyakalınca hadi dedik yemek yiyelim. Oğluşumuz bize müsaade etti ve ilk defa dışarıda yemek yedik. Yeaaay!!!

23 Mart 2009 Pazartesi

Pazar günü kabusu

O ne gündü öyle!! Bu defa benimkinin yanında Arcanın huysuzluğunun pek önemi kalmadı. Geceyi iyi geçirmemize rağmen sabah 5 buçuk seansımızda uykuya direndi velet. Hıçkırık tuttu vs... Sonra bir şekilde uyudu ama bende acayip bir halsizlik peyda oldu. Feci ishal olmuşum. Haliyle bünye bu kadar yemeye ve tatlıya alışkın değil, iflas etti sonunda. Elektrik süpürgesinin sayesinde İlkerle karşılıklı süper bir khvaltı yaptık. Arcayı emzirdikten sonra hadi dedim uyuyayım ki sabahı telafi edeyim. Ama uyumaya kasınca uyuyamıyorsun. Uyuyamadıkça gerildim, gerildikçe uyuyamadım. Vakit ilerledi, Arca da uyandı, hadi yeni bir seans. Ama sonraki 2 defada da uyumayınca İlker hadi dedi sen yat ben ilgileneyim. Bu arada öğle yemeği yemediğimi farkettim. Bir şeyler atıştırırken Arcanın mızıldanmaları kulağımda, bir taraftan da tansiyonum düşer gibi oluyor. Yani halsizlik devam. Yatağa gittim, İlker de Arcayı uyuttu uyutacak. Yatakta başladım ağlamaya. Ama tutamıyorum kendimi nasıl bir ağlamak. Özlemin lohusa cinleri bizim eve uğramış gibiydi. İnanılmaz sıkılmıştım. İşte asıl sebep buydu!! İlker dedi ki giyin gidiyoruz. Arcayı emzirdim. Attık ana kucağına, doğru arabaya. AVM lere gitmek istemiyorum, mikrop yuvası hele ki yağmurlu bir pazar günü!!! Alsancaktaki Kahve dünyasına gidelim dedik. Geniş geniş otururuz. Sonra aklımıza CHP mitingi geldi. Anarşik solcu babane mitingte biliyoruz, aradık yollar nasıl diye. Iııh dedi, gelmeyin buralar pek fena. Sonra döndük, sahilden devam ettik. Dışarda yağmur kıyamet Arca arabada uyukluyor, Allahım nasıl güzeldi. Sonra İlker Agora Starbucks tan kafeinsiz mocha kaptı bana, eve yollandık, pıtır pıtır yağmur sesiyle. Hiç kendimi bu kadar iyi hissettiğimi hatırlamıyorum. Halsizlik de kalmadı. Meğer uykusuzluk, ishal filan bahaneymiş, gönül dışarı çıkmak istermiş, kahve kayfi yapmak istermiş. Hergün montunu giyip balkondan akıp giden hayatı karşıdan seyretmek yetmiyormuş. Karar alındı artık canım sıkıldı mı atacağım Arcayı arabaya, İlker olmasa bile çıkacağız dışarı. Hem haftaiçi market - AVM gibi kapalı mekanlar da daha tenha olur gönlümüzce gezeriz, hem de Arca üşütecek diye korkmam.
İlker defalarca çık gez demesine rağmen ben hep aman uyanır, aman acıkır diye cesaret edemiyordum. Artık biraz daha kendime bakmalıyım, moralimi yüksek tutmalıyım, pazar gününün bana öğrettiği işte bundan ibaret!!!

22 Mart 2009 Pazar

Kilo takınıtısı olan kadın : Yeliz

Kilo takıntısı olan bir kadınım ya, hani kendim için ince olayım derdi neyse Arca için dombili olsun derdi o!! Hele ilk hafta 350 gr verince tırlattıydım. Sonra da sütüm yarıyor mu, Arca kilo alıyor mu mızmızlanmaları başladı. İlker soruna çözümü buldu ve gidip bebek tartısı aldı bize. Şimdi her 2 günde bir kilosunu kaydediyoruz. Ne kadar emdiğini bile tartıyoruz. Şöyle: Önce aç Arca alınıp tartılır, emzirilir, sonra tekrar tartıya konur ve kaç gr emdiği görülür. Evet komiğiz ama napalım içtiğimiz still tee ler, vitamaltlar, kompostolar noluyor bilmek lazım. Şimdilik 4 günde 160 gr almışlığı oldu. Doğum kilosunu çoktan geçti. Yani benim içim biraz rahatladı. Tabii doğru yolda olup olmadığımızı doktor söyleyecek.
Tabii ki anne sütünden yana bir insanım ama doktor mama takviyesi yapın derse, ve bebişin iyiliği içinse anne sütünde fütursuzca ısrar edecek değilim. Yani bu olasılığa hazırlıyorum kendimi.

Peki doğumdan bu yana geçen 26 günde anne ne yapmış derseniz... 65,5 kilo ile (tam +15 kilo) doğuma girmiştim. bugün itibari ile 56,3 kilo olmuşum. 9 kilo!!! bu kadar hareketsizliğe ve yemeye rağmen iyi haber!!! İlk hafta tartılmıştım, sonra sevgili Özgürün pantolon postu ilham verdi ve erken ama deneyeyim dedim. Tabii 36 bedenlerin ve XS üstlerimin uyması mümkün değil ama 3-4 aylık hamileyken aldığım 38 beden pantolonlar tamam. Pek güzel görünmüyorlar ama en azından bundan sonra popomdan düşen hamile pantolonlarını giymek zorunda kalmayacağım:) Hazirana kadar eski kiloma dönüp eski tuvaletimle Zeyneplerin düğününe gitme derdimdeyim yani kaldı 6 kilo:)
Hadi hayırlısı...

21 Mart 2009 Cumartesi

bir düzen mi kuruyoruz? yoksa hala 40 ını mı bekliyoruz?

Arcayla günler geçiyor. Nasıl mı? Bir de bana sor:)
Artık tam anne gibi hissetmeye başladım gibi. Sabahları iyiyiz. 7 gibi uyanıyorsa, emzirip, altını değiştirip bir uyku faslı daha çekersek müthiş bir güne uyanıyorum. D vitamini ve Zincosunu verip tekrar uyutmaya çalışıyorum. Evde kimse yoksa süper ama benden başkaları varsa mutlaka arıza çıkarıyor. Arkadaşın misafire pek tahammülü yok. Sonra öğle - öğleden sonra hemen hergün değişik bir karaktere bürünüyor. Bazen mışıl mışıl uyuyor, bazen yaygarayı basıyor. Ama akşam 6-9 arası nöbetler hiç eksik olmadı. Gaz sancısı mı, kolik mi, bilmiyoruz ama sıkıntısı bir türlü geçmiyor. Geçen akşam farklı olarak 9 gibi başladı, 11 e kadar sürdü. Hele uykusunda hıçkırık tuttu mu iyice huysuzlanıyor. Hıçkırığın tedavisi emzrmek ama emzirince yine gaz çıkarmak lazım ki iyi çıkaramazsan tekrar hıçkırık tutma olasılığı yüksek! Döngü böyle gidiyor. Cuma akşam en müthiş uykusunu uyudu çünkü banyosunu yapmıştı. Kuzen Cü gelince hadi saçını sonra yıkarız demiştik, dün ilkerin annesi uğradığında, hadi yıkayalım dedik tekrar. Sonrasında bir güzel uyudu. Zorla uyandırıp tekrar alt değiştirip yine uyuttuk. Misafir geldi yine. Ama bizimki damar saatinde uyudu bu defa ??? Hayırdır? Ama gecenin geri kalanı iyi geçti derken baktım mutlu ilk 24 saatimizi tamamlamışız.

Ama bugün sabah uyumama hlleri geldi üstümüze, her sabah uyuyan çocuk yine huy değiştirdi. Ikınıp sıkılıyor, altı temiz, karnı tok, gazı çıktı ??? 40 ını bekliyoruz canlar!! sonrası düzenimiz oturacak temennimiz devam ediyor:) Uyuttuk ama nasıl ? Elektrik süpürgesi sesi ile. Bunu akıl eden öncelikle İlkerden,, sonra bunu icat edenden en sonra da bu aklı veren internet aleminden allah razı olsun. Şimdi emzirme vakti, hadi öperim...

16 Mart 2009 Pazartesi

niye acıyor?

ilk günler göğüs uçlarım içe dönük olduğu için göğüs kalkanı kullandım. İyiyidik, yaralarım geçti. Sonra Arcayı her emmeden sonra hıçkırık tutmaya başlayınca hava yutuyor deyip kalkanı attık. Önceleri hiç sıkıntı yoktu, ilk memeyi kaparken acıtıyor sonra alışyordum. ama 2 gündür tüm emme boyunca canımı acıtyor. Hani yanlış tutuyorum desem meme uçları yara da olmuyor. Sadece inanılmaz acıyor.
her emmeden sonra meme uçlarını yıkayıp lansinoh krem sürmeye de devam. Ama bu acıya ne sebep olur, nasıl kurtulurum? tecrübeli annelerin yardımına ihtiyacım var.
sevgiler

14 Mart 2009 Cumartesi

Arca bir maymundur

Arca bir maymundur
Şebek maymunudur
Babasının (annesinin) üstüne
işer, sıçar, osurur...

İlkerin son bestesi takdim olunur.
Hemen her alt açma seansımızda bir hadisemiz var. Malum arkadaş diğer bebekler gibi geğirerek değil osurarak gaz çıkarmaya alışkın olduğundan her alt açışımızda suratımıza osuruluyoruz. İşemeden kurtardığımız seanslar ebeveyn zaferi olarak tarihe geçiyor. Genelde Arca hep önde.

Efendim, hiç blog yazamamaya başladım ve son derece canım sıkkın. Gündüzleri Arcayı uyutmak pek mümkün olmuyor, gece ise o uyurken uyumaya kasıyorum, günler böyle geçiyor. Bu lohusalık hoş değil. Evden çıkmak istiyorum. Sünnet ve kilo kontrolü olduğunda acayip sevinçliydim. Sünnetle ilgili hiçbir sıkıntı kalmadı. Oğlu olanlara olacaklara şiddetle tavsiye ederim. Kilomuz? 3250 gr doğan Arca, ilk hafta sonunda 2900 gr a düşmüştü. Bu hafta doğum kilosuna dönmesini çok istiyordum. Ancak 3050 gr olmuş. Ama 8 günde 160 gr , altsınır olmakla birlikte yeterli dedi doktor. Yani ek gıdaya gerek yok, iyi yolda ilerliyoruz. Ancak sarılık hala var dedikleri için moralim acayip bozuldu. Aslında sarılıkla ilgili halsizlik, sürekli uyuma belirtileri artık kaybolmuştu ama bedeninde sarılık olduğu için rahatsızdım. Bu kadar iyi bakıma rağmen hala tamamen geçmemesi can sıkıcı. Tekrar kan almaya götürdüm. Bilurubin seviyesi 9,9 çıktı, 1 hafta önceki 10,5 idi. Tabii düşüyor ama düşüşü biraz yavaş.

Dün Arcaya mevlüt yaptık. İlker bu tür olaylara son derece karşı ama ben istedim, çünkü:
1. Bebeğime dua okunsun istedim, iyi dilekler onunla olsun
2. Bu vesile ile zırt pırt gelecek bilmem kim teyzeleri de tek seferde ağırlar kurtuluruz dedim.
3. Annelerin yapma arzusunda oldukları bu hadise ile onlara olan görevimi yerine getirmiş oldum
4. Mevlüt şerbeti içtim danalar gibi

Tabii 25 kişi olacağımızı hesaba katmamıştım. Arcayla geçirdiğimiz harika akşamın ardından İlkerin annesi erken geldi. Azıcık daha süt sağıp bıraktım, alelacele kuaföre gittim. 1 yıldır makas görmeyen rapunzel saçlarımı kestirdim. Allahım resmen hafifledim. Ama gölge yaptırmaya vaktim olmadığı için haftaya erteleyerek eve döndüm. Bebeğim hala uyuyordu. İnsan bebeğini bırakınca ufaktan suçluluk duyuyor ama keyfi yerindeydi. Derken insanlar erkenden gelmeye başladı. Benim planımsa Arcayı emzirip yatırıp minimum insanla muhatap etmekti. Ama olmadı. Saat 1 den itibaren Arca uyumadı ve ben sürekli emzirdim. 25 adet annenin hemen hepsinde aynı sözler,
- emiyor mu? (emmese sanki kendi emzirecek!)
- bol bol emzir kızım (daha memeyi bırakalı 20 dk olmadı, nasıl acıkmış olabilir?)
- hmm o zaman sütün yetmiyor (iyi de bu çocuk çiş kaka yapıyor, kilo almaya başladı)
- ek mama verecek misin? (hayır daha dün doktor anne sütüne devam dedi)
- yok yok ben sana yarın bi milupa kapıp geleyim. Çocuk biraz kendine gelsin. (allah sabır versin)
- su içiyor musun? (evet 3 lt içiyorum) aa o zaman proteinli gıdalar da almalısın.
- sütünün alitesini hıfzıssıhada ölçüyorlar gönder baksınlar iyi miymiş.

Ve Arca tüm kadınların ellerinde dolaştı, ben sadece mevlüt okuyan hocanın eline vereceğiz sanmıştım. Panikledim ama duanın ortasında çocuğu kapamadım, kalakaldım. Bir de herkesler ağlamaya filan başladı. Niye ki? Duadan etkilendiler galiba?
Neyseki akşam İlkerim geldi, veleti uyuttuk, bende deli bir başağrısı peyda oldu, sonra uyumuşum. Gece düzene geri dönmüştük. Sabah yine mızmızlanmalar başladı, anane gelince bizimki şımarıyor galiba. Annem de "bu çocuk aç!" lara başlıyor. Sonra tüm düzen kaçıyor. Neyseki şimdi uyudu. İlker birazdan gelecek, ben de mevlüt şerbetimden yalana yalana içiyorum ama şimdi biraz uyumaya niyetliyim.