Arcanın kitapları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arcanın kitapları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Haziran 2014 Salı

Bil bakalım seni ne kadar seviyorum

Bu kitaptan daha önce bahsettim mi bilmiyorum. Tek bildiğim şimdi tam sırası. Zira Arca'nın bu ara favorisi hem de açık ara. Halbuki çok uzun zamandır bizimle ve bir ara yine keyifle okunmaktaydı.

Öyle tatlı öyle naif bir öykü ki... İki tavşan biri büyük biri küçük. Küçüğün aklı fikri büyüğü ne kadar çok sevdiğini anlatmakta. İçten içe de hep onun daha fazla sevdiğini kabul ettirmekte. Büyük de az değil ha... Boyuna daha büyük ölçütlerle tarif ediyor sevgisini. Küçük de ezikleniyor haliyle... Ama mücadele tam gaz devam... Ta ki uyku saatine gelene kadar.

7 Haziran 2014 Cumartesi

"Çocuklarımızın güvenliği için onları nasıl bilinçlendiririz?" : Kitaptavsiyeleri

Giriş:
Siz birazdan uzun uzun yazacaklarıma bakmayın.
"Çocuklarımızın güvenliği için onları nasıl bilinçlendiririz?" sorusuna kafa yorarken karşıma çıkan iki tane kitap var. 
“Sır Versem Saklar mısın?” kesinlikle tavsiye ederim, soru cevap şeklinde bir kitap ve çocuğun katılımını sağlarken aklında da yer ettiğine inanıyorum. Diğeri bir hikaye kitabı; “Çağlar tanımadığı insanlarla bir yere gitmez” bu da çocuklara tanımadıkları ya da çok az tanıdıkları insanlara güvenmemek gerektiğini anlatıyor. Kitapların künyelerini yazının sonuna yazdım, link verdim.

Kitap önerileri yaptığıma göre, Arca cücesinin incilerini anlatabilirim:)
.................................
Arca eskiden kitap seçmezdi, ne getirir koyarsam önüne, büyük bir iştahla benimserdi kitabı.

8 Mart 2014 Cumartesi

Çocuklara cinsellik nasıl anlatılır?

"Anne bebekler nasıl oluyor?"
Tataaamm işte beklenen yok yav beklenmeyen soru! Hazırlıksız yakalayan saçmalatan konu.

Bizim model tam da kendisinden bekleneceği gibi tam zamanında beş yaşını henüz birkaç gün geçmişken sordu. Ve nasıl olduysa ben hazırlıksız hissettim kendimi. Alelade bir günün önemsiz bir zamanında mutfakta alakasız bir takım işlerle meşgulken. Allahtan salaklaşmadım. Süre istedim. Bu konu hakkında sana daha düzgün bilgi vermek için kitaplar getireceğim, dedim. 

1 Ekim 2013 Salı

Büyüyünce böyle bir anne olmak istiyorum

Ekrana baktım baktım ve gayri ihtiyari "büyüyünce böyle bir anne olmak istiyorum" dedim. Öylesine çıkıverdi ağzımdan hiç düşünmeden. Gerçi düşünmüşüm demek ki, demek ki bilinç altımda bir yerlerde Arca bir yetişkin olduğunda nasıl bir anne olmak istediğime dair ipuçları biriktirmişim ve yirmibeş sene sonraki Yeliz ve Arca ikilisini karşımda sohbet ederken bulduğumda dökülüvermişim.

20 Eylül 2013 Cuma

Çocuk kitapları : Arca'nın kitaplığı +2 yaş vol.1

Günün çorbası hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak bugüne kadar sır gibi saklanan Arca'nın kitaplığını siz sevgili okuyucularının hizmetine sunuyor!! Sağ olun var olun!

Allah biliyor ya öyle sır filan yok yav, anası kendi okuduklarını sayıp dökmekten bebesinin kitaplığından bahsetmez olmuş. Bunu fark edenler de uyarmış, bir tavsiye et bir liste ver demişler. Olay kısaca bundan ibaret bacım. Yoksa dükkan senin. 

Ya ben bir de boyuna çuvallıyorum ya bu analık işinde, becerebildiğim bir kitap seçme işi var onu da böyle hava atar gibi yazmak kanıma dokunuyor. Ama yok hizmet hizmettir, bu kitap işi tavsiyeyle oluyor kendimden biliyorum. Anası bu yer cücesine neler okuyor merak eden buyursun, merak etmeyenin canı sağ olsun. Öyle liste verip geçmeyeceğim ha, birkaç kelam edeceğim sonra ay tüh okuyaydım der üzülürsün benden söylemesi.

19 Temmuz 2013 Cuma

Anne ve Babalar için Okuma Önerileri

Geçenlerde bloga bırakılan yorumlardan biri "okuma alışkanlığı edindirme" üzerineydi.
Tesadüf bu ya, bugün mail grubunda bir arkadaşım aşağıdaki yazıyı paylaştı.
Kaynağına ulaşamadım tam olarak ama herhangi bir cümlesini gugıllayınca yazının önceden defalarca paylaşıldığını görüyorsunuz, oldukça eski bir yazıymış.
Kim hazırladıysa, eline sağlık, bütün düşündüklerimi yazıya dökmüş:)
Bana da paylaşmaktan başka bir iş kalmıyor:)

16 Temmuz 2013 Salı

Bir çocuk kitabı ne gibi özelliklere sahip olmalı?

--- Haftalık çocuk kitapları yazıları artık sadece blogda:) kahrolsun bağzı satılmış medya :P ---

Önce çocuğumuzun yaşına uygun olmalı. Üç yaşındaki kızınıza “Bir genç kızın gizli defteri”ni okuyamayız. Sonra illüstrasyonları ilgi çekici olmalı. Çocuk deyip geçme, son derece seçiciler ve iyiden güzelden anlıyorlar. Eh bilinçli ana babalar olarak hikayenin de eğlendirirken (yani sıkmadan) eğitmesini isteriz değil mi? İsteriz isteriz!

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Çocuklar tekrarları severler : “Süper Kurti”

Arca ilk defa bir kitabı üst üste yedi kez okuttuğunda, “bu ne be!” demiş, sonradan bu küçük insanlar hakkındaki gerçeği öğrenince fazla ses etmemiştim.

Tekrar, küçük çocukların öğrenme biçimdir.

İyi tarafından bakalım, bir süre sonra biz de kitapları ezberliyor ve metinden kafamızı kaldırıp nefis çizimlerin tadını çıkarabiliyoruz. (züğürt tesellisi:P)

15 Nisan 2013 Pazartesi

Var ya bu çocuk milleti adamı yalancı çıkarır.

Bık bık bık … bizim oğlan “Cesur Böğürtlen” kitabını iki okuttu, sattı, sevmedi, diye sağda solda bok atıp durdum kitaba. Yok efendim direkt mesaj veriyormuş. Yok “grup lideri” olmak meziyet miymiş? Çocuklar böyle direkt mesajları sevmezlermişmiş! Sonradan iyileşen kötü davranışlardan bahseden kitaplarda çocukların hangi davranışı örnek alacağı belli olmazmışmış… babababa

Al işte nerden bulduysa sakladığımyeri buldu, son favorisi bu kitap. Rezil oldum lan! Çeliştim lan kendimlen!

5 Nisan 2013 Cuma

"Kırmızı kanatlı baykuş" vs. "Yavru Baykuşlar"

Feridun Oral’ın kitaplarını çok severim. Gerçi Baloncu Dede ve Üç küçük yaramaz kitabındaki paragraflık cümleleri okurken nefesim kesildiğinde, Feridun Oral öykülerini Sara Şahinkanata metne döktürse, kendisi de sadece resimlese diye ukalalık yapmıştım. Ne haddime ama ne yapalım hissiyat böyle

Kırmızı Kanatlı Baykuş”ta adamı oksijensizlikten götürecek kadar uzun cümleler yok. Arkadaşlık üzerine yazılmış.
 

Baykuş henüz yavru olduğundan kanatları kırmızıya dönüşmemiş, uçamıyor ve canı çok sıkılıyor. Bir gün bir fare ile dost oluyorlar. Fare baykuşun kanatlarını kırmızı yapmak için elinden geleni ardına koymuyor. Gel gör ki başaramıyor. Sonunda zamanı geldiğinde baykuşun kanatları güçleniyor ve tüyleri kıpkırmızı oluyor.

26 Mart 2013 Salı

Sakar Cadı Vini öğretici değil mi? Hadi canım!

Rengin, kıyafetin kızı erkeği olmadığı gibi kitapların, karakterlerin de olmaz. Nitekim sevimli-sevimsiz, iyi-kötü hemen her türden "cadı" karakterinin de kız çocuklarına hitap etmesi gerekmiyor. Julia Donaldson'ın "Süpürgede yer var mı" adlı kitabını eve getirirken, çocukluğumdan kalma alışkanlıkla "cadı kitabı şimdi bu, bizim oğlan sever mi" diye tereddüt etmiştim, inkar edecek değilim. Lakin öle bayıla, yalana yalana okundu, süpürgede oğlan çocuklarına da yer bulundu.

Bu gazla Sakar Cadı Vini ile tanıştık.

25 Mart 2013 Pazartesi

Siz yoksa bebeklere kitap okunmaz mı sanıyorsunuz? 0-12 ay kitapönerileri

"Bebeğe kitap okunur mu?"

Var ya öyle güzel okunur ki... Hayır biz çokça okuduk oradan biliyorum.

Eğer Arca, yenidoğan iken kitap almayı akıl edeydik, kesinlikle siyah-beyaz kumaş kitaplardan edinirdik. Çünkü yeni doğanlar pastel renkleri ayırt edemezler. Onlara kontrast renkler, özellikle de siyah-beyaz kitapların sunulması gerekir. Ben demiyorum, uzmanlar diyor. Oyuncakçılarda ve kitapçılarda Fisher Price ve Tiny Love gibi markaların yeni doğan siyah beyaz kumaş kitaplarından bulmak mümkün.

Biz de çok geç kalmış sayılmayız. Bu kitap işine aydığımızda Arca dört aylıktı.

21 Mart 2013 Perşembe

Ev Canavarları… Arca gözüyle…

Nerede okuduğumu hatırlamıyorum, ama kendime çeki düzen vermemi sağlayan bir bölüm hatırlıyorum. Çocuklar için bizler kocaman varlıklarız aslında ve sesimizi yükseltip sinirlendiğimizde onların gözünde birer canavara dönüşüyoruz. Kanım dondu yeminle. Zira asabiyetimi yüksek desibelden ses ile icra etmek gibi kötü bir huyum var.

11 Mart 2013 Pazartesi

ntvmsnbc.com'dayım söylemesi ayıp

Özgeçmişime diyorum "sling modelliği" yazsam, baktın olmadı ntvmsnbc.com'da yazılarım çıkıyor filan desem.... Kariyerimde yeni bir sayfa açar mıyım?

Yok yok yakındır, pek ünlü bir şahsiyet olup cemiyet haberlerinde boy göstermem yakındır. Şaşırmayın diye şimdiden söylüyorum.

Ben bu gidişle celebrity filan olur, alayınızı tanımam şerefsizim!

12 Şubat 2013 Salı

Büyük ayı Küçük ayı serisi : Mesaj ama kime?

Arca hemen hiç kitap seçmez. Eve ne gelse itinayla üç beş defa okutulur, özümsenir, kitaba belli bir süre çok fena sarılır, bir süre böyle gider. Serisi varsa kitabın illa ki istenir, pek tabii alınır, bir posta da yeni gelen kitap ile aynı süreçlerden geçilir.

Gel gör ki gözüne soka soka mesajı dayayan kitaplardan pek haz etmez. Ne kadar sararsa sarsın o kitaplar hep yan rafa şutlanır. Misal "cesur böğürtlen"... Arca çok kısa bir süre sarar gibi olup sepetledi kitabı.

24 Ocak 2013 Perşembe

Sakar Cadı Vini : Arca'nın onu bu kadar sevmesinin ardında yatan büyüksır ne?

Sakar Cadı Vini Arca'nın kıymetlisi.
Serisini tamamlamamıza az kaldı, şimdilik sadece altı tane (!) ile idare ediyoruz.
Favorisi uzay macerası bu aralar.

17 Aralık 2012 Pazartesi

Hayalkurdum : bizim çocukların kitapçısı

Cumartesi sabahı pek tabii kargalar kahvaltıya oturmamışken biz yollara düştük. Gazi’de kesin yer buluruz diyorum ama bizden başka ne çok karga varmış, hepsi de soluğu Alsancak’ta almış. İki turun sonunda dünyanın bir ucunda park yeri bulduk, bu ne be!

Uzun çok uzun bir yürüyüşün ardından Tea&Pot’a girdik. Hani Duru da belki bugün Zeynep’le café’ye gelmiştir, onu da alır HAYALKURDUM’a götürürüz diyordum. Laf aramızda eminim Duru’nun benim çocuğum olduğunu sananlar çok olurdu. Bu iki cüce aynı okula gidiyorlar ya, ikisinin fotoğraflarını facebook’a koymuştum, cümle arkadaşlar “aa ne tatlı kızın var aynı sana benziyor” dediler. Fikir de hoşuma gitti ha! İnsanın kendisine benzeyen çocuğunun olması ne güzelmiş be dedim. Üstelik Duru İlker’in yeğeni, kan bağımız bile yok. Gerçi Deniz bebeği de bana benzetiyorlar. Bizim büyük Duru’yu da. Uzun lafın kısası bütün yeğenlerim – kan bağımız olsun olmasın – bana benziyor : ) Ah ulen bir kendi çocuğumu benzetmedim gitti!

Duru hastaydı ve evde dinleniyordu, Arca teselliyi bir fincan süt ve iki koca dilim mozaik pastada buldu. Hoşbeşin ardından yollandık Hayalkurdum’a. Saatimiz tutarsa buluşalım orada dediğimiz Tuna, Ege ve anneleriyle ile denk getirdik. Zira HAYALKURDUM'u talan edeceksek kalabalık olmalıydık, hayal kurtları başlarına gelecekleri şimdiden öğrenmeliydiler.

Aç parantez... girişte merdivenler var, hemen yanında ise bebek arabaları ve engelliler için rampa. Detaylar önemsendiğinizi gösterir... Kapa parantez :)

Yer cücesi girer girmez kendisini ortadaki kocaman minderin üzerine attı. Resmen yaydılar.

10 Aralık 2012 Pazartesi

Pezzettino

Kitap siparişleri iş adresine geliyor, Arca’dan önce ben okuyorum. Evet çoğu kitabı gidip de kitapçıda incelemek gibi bir vaktim olmadığından ya eleştirisini BDK’dan okuduğum ya da Esra Özlem’in Ada’sı gibi Arca ile zevkleri tutan çocukların önerilerini not edip gözü kapalı sipariş veriyorum.


Artık mikemmel bir kitap seçicisi olduğumdan mı (:P) yoksa Arca’nın kitaptan yana seçici olmamasından mı bilinmez, yüzde doksan dokuz tuttururum zaten.

Eskiden bütün kitapları aynı gün getirirdim eve. Hurrarra bütün gece dilim damağıma yapışırdı hepsini okuyacağım diye. Akıllandım, şimdi tek tek getiriyorum.

Pezzettino’yu da ofiste okudum götürmeden önce.

Bayıldım. Bu yaşımda bayıldım! Çocuk kitabı çok ciddi iştir, hani yazdım oradan biliyorum :P Yok benim yazdıklarım kör gözüne parmak şeklinde mesajlar içerdiği için fena halde kıskandım bu kitabı. Dokundurmuş çekmiş! Kısa, öz, alttan mesaj! bitti.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Hepsibenimyum

Arca banyo talep etti. Kokuyormuş. Ulen ben koca kadınım senin kadar yıkanmıyorum allahsız! Hatta ben cidden yıkanmıyorum yav. Parfümü icat eden Fransızlara hürmeten değil, kayıtlara geçsin; tembelim! Eh haliyle kendim beş dakikalık duşa üşenirken cücenin banyosunu hazırlamamak için türlü numaralar çekiyorum, dokuz takla atıyorum. Ama bugün yemedi, talebinde diretti. Baktım kendi bencil tembelliğim için inat ediyorum, fazla uzatmadım, soktum banyoya. Kıyamam lan, suyu seviyor (Balık işte, hiç bana çekmemiş:P)

Bu arada İlker uyuyakalmış. Ben o anda Arca'ya Sümkürüfüs ile Hepsibenimyum'u okumaktaydım. Baktım Hırçınella'ya gelmeden onun totosu da pirelerle münasebete girmiş, kaldım bir başıma.