Degas ve Küçük dansçı... Hayallerin her zaman gerçekleşmeyebileceğinin öyküsü

Bir kitabın arkasında seriye ait diğer kitap tanıtımları varsa, Arca ısrarla ister, yılmaz, aldırıncaya kadar her yolu dener. Kolleksiyonculuk mu? Beğendiği kitabın benzerlerine olan merak mı? Şımarıklık mı? Bilmiyorum, umrumda da değil. Konu kitap oldu mu gerçekten umrumda değil.

Daha önce bahsetmiştim, Vincent Von Gogh ile başladık seriye. Sonra Leonardo da Vinci geldi. Aklı Picasso'daydı, at kuyruğu saçlı kıza bayıldı, tabii ki çocuk ruhu hiç yaşlanmayan Picasso'ya da:)
Serinin iki eksiği kalmıştı, Degas ve Monet...
Vazgeçmeyecekti, biliyordum. Allah biliyor ya ben de en az onun kadar merak ediyordum. Ona "tamam bugün alırız" dediğimde kim için daha çok sevindiğimi bilmiyorum, Arca mı Yeliz mi:P

Cumartesi sabah Kipa'dan alışveriş yaptıktan sonra İnkilap kitabevine girdik. Kitapların sırtlarını tanıyor ya eliyle koymuş gibi buldu. Sadece bir tane için söz vermiştim, sadece Degas varmış. Rafın önünde başladık ateşli bir tartışmaya;
A: Annem Monet'yi de bulalım.
Y: Annecim bir tanesi için söz vermiştim, bulduk, bunu alacağız. Monet'yi sonra alırız.
A: Olmaz bulalım. Vincent amca var, Leonardo var, Picassso var, Degas'yı aldık, Monet kaldı, kalmasın alalım
Y: Yavrum Monet eksik kalmaz sonra alırız.
....
Derken arkamızdaki kadın dayanamadı, döndü, bir Arca'ya bir bana baktı sonra "vallahi bravo!" dedi.

Sormadım ama iki sebepten demiş olabilir;
1. Vay be el kadar bebe ile anası sanatçılar hakkında sofistike bir tartışmaya girmişler, bravo, ne güzel....
2. Ay yeter be başlayacağım sizin Monet'nize, Degas'nıza, kafam şişti, ne çene var ana oğul vallahi bravo!

İkincisinin gerçek olduğunu bilmeme rağmen , ben ilkini üzerime alınmayı ve entel dantel havalarında mekanı terk etmeyi tercih ettim.

Degas ve Küçük Dansçı, hemen favorim oldu çünkü içim çıkasıya kadar ağladım okuduğumda, Arca depresyona giriyordu. Arca uyurken gizli gizli okuyup yine ağladım. Manyak mıyım? evet:P

Marie hayallerin gerçekleşemeyebileceğinin bir simgesi. Belki "dünyanın en ünlü balerini" ama kesinlikle hayal ettiği biçimde değil. Çok acıklı bir öykü bence, okuduklarım arasındaki en güzel ama en acıklısı.

Serideki bütün sanatçıların öykülerine misafir olan çocukların hayatlarının geri kalanına ait bir bilgi vardı kitapların arkasında, Marie'nin yoktu. Tabii ki gugılladım, ona ne olduğunu öğrenmeliydim. Ve pek az öğrendiklerim içimi daha da burktu.

Marie için iki sonuç çıkarabilirsin;
1. Öyle ya da böyle Marie dünyanın en ünlü balerini ,
2. Hiçbir zaman hayaline kavuşamamış bir zavallı

Yine ikincisinin gerçek olduğunu bilmeme rağmen, ben ilkini seçmeyi bir balmumu olarak da olsa tüm dünya tarafından alkışlandığını düşünmeyi tercih ettim, aynı öyküdeki gibi...