12 Eylül 2012 Çarşamba

Annenin vicdanına çok pis dokunduran kitap

Arca’nın en belirgin 3 yaş özelliği cıbıl koşmak! Bizim oğlanın teşhirci veya sapık filan olduğuna inanmış, kendimi evladımın negatif özelliklerine (ki benim bebem muhteşemdir normalde) alıştırmaya başlamıştım ki, bir kitap okudum (hayır hayatım değişmedi:P)

Bu öyle bir kitap ki…

Şimdi sen “manyak lan bizim oğlan” diyorsun. Kitap, “hayır sizin oğlan manyak değil, sadece 3 yaşında ve bu bu bu sebeplerden dolayı bunu yapıyor, ama siz duygusuz ve anlayışsız bir mankafa olduğunuz için anlayamıyorsunuz” şeklinde senin aklını başına getiriyor. Ağız tadıyla oğlana verip veriştiremiyor, vicdan denen sinsi şeytanın dipsiz kuyularında kıvranıyorsun.

Ama bok atmayalım kendini bok gibi hissetmeni sağlaması dışında güzel kitap:P

Meğer üstünü çıkardığında dal taşak koşmasının sebebi varmış. Empati yoksunu anası çözememişmiş! Meğer mikemmel evladım “kendi kararlarını verebildiğini bizlere ve kendine ispatlamaya çalışıyormuş”. eh iyi o zaman, bunu bir alışkanlık haline getirip on beş yaşındayken de böyle hareket etmeye devam ederse, ayıplayan konu komşuya böyle derim artık: “kendi kararlarını kendi veriyor benim çocuğum!”

Hepsi bu kadar da değil, o akrobasinin, koltuk tepelerinde dolaşmanın, kafa üstü çakılmanın, boyun kırarcasına takla atmanın da sebebi varmış. Meğer bu 3-4 yaş veletleri “fiziksel yeteneklerini zorlayarak güç kazanma güdüleri doğrultusunda hareket etmektelermiş.” Tamam hareket bereket anlıyoruz da bizim oğlan küçükken oturan boğanın önde gideniydi, akranları koşarken bizimki götünün üstünde oturur, bir karış uzaktaki oyuncağa uzanmaktansa “gel gel” diyerek oyuncağı bizzat yanına çağırmayı uygun görürdü. Dolayısıyla biz karı koca böyle hareketli aksiyonlu manyaklaşmış bir enerji bombasına hiç aşina değiliz.

Bitmedi. Hani o “ulen iki yaş bitti, krizler bitmedi, daha da beter oldu, noldu kardeşim döndük başa” diye yusuf yusuf serzenişte bulunduğun krizler var ya… Hah işte onların da açıklaması varmış. Meğer bizim oğlan ana babasının kendisinin bir uzantısı olmadığını fark edip karamsarlığa düşermiş de bizden çıkarırmış. “Ulen git kendi içinde yaşa ne yaşıyorsan, biz işteki stres sıkıntımızı eve getiriyor muyuz?” Diyesin geliyor da diyemiyorsun işte, o krizlere bakış açın değişiveriyor. Hem hala sana bağımlı hem de bağımsızlığını ilan etmenin ne boktan bir çelişki olduğunu anlamak için ya üç yaşına geri dönmen ya da bu kitabı okuman lazım.

Hiç bitmeyen ilgi açlığı, her şeyin odağında olma dürtüsü, kendi kendinin patronu olduğunu kabul ettirme arzusu ve daha nice psikopatça ruh halinin gerekçelerini anlatıyor kitap.

Benim bu bütün post gevezelik edip en önemli bilgiyi vermememin altında kesin manyakça bir gerekçe yatıyordur ama serinin “30 yaş sonrası çocuğunuz büyürken” diye bir versiyonu olmadığından bilemiyoruz :P

Tamam be! söylüyoruz işte : "Üç-dört yaşındaki çocuğunuz büyürken."(Beyaz Balina yayınevi)
Çocuğun 3-4 yaşında değil diye eziklenme vatandaş, serinin 2'si var (ki ben bayılmıştım), 5'i var, 1'i var... var oğlu var:)

1 yorum:

  1. yine çok bilgilendirici, uyarıcı ve eğlendirici bir post olmuş tşk.ederiz.. daha ben kendimi 2 yaş sendromuna alıştırmamışken sen üçü nerden çıkardın be bacım.. 2-3 yaşından edinip yalnız olmadığımı bilmek istiyorum bende..

    YanıtlaSil