Bu yoga matının başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi!

Her şey eve bir yoga matı getirmemle başladı.

İlker “aaa süper boyu da uzunmuş, yer egzersizlerinde iyi olur” “hey hoopp bu benim kardeş” demeye kalmadı, Arca imparatora (damperli devasa kamyon) mat rulosunu yüklemişti bile. Sonrası malum. Yer egzersizlerine henüz başlamamış İlker ile kaçak göçek yoga yapacağım diye tırmalayan Yeliz’den zilyon defa daha fazla matı sahiplenen bir yer cücesi. Evet arabalarının yoluymuş bu!

Oğlum diye demiyorum bu it herifin benim bedensel aktivite heveslerime uyguladığı terörden bıktım usandım. J.M. ile şiddeti yüksek, ağız dolusu küfürlü ilişkimizin bitmesine bir sebep benim muhtelif kaslarımdaki dayanılmaz ağırlarsa, diğer sebep Arca’nın yoğun muhalif lobileridir. Laf aramızda yapacak döt olsa, Arca’yı mı dinlerim!
Hareketsizliğime, egzersize olan mesafeme Arca’yı bahane edecek değilim. Zira o sol alt görseldeki epilasyonsuz bağdaş kurmuş pijamalı bacaklar benim. Bir leğen dolusu çiğdem çöpü ile gözünü sevdiğim Tuborg da benim. Arca uyuduktan sonra yoga yaptığımı sananlar fena halde yanılıyorlar. Muhterem kocam ile dizi izlerken çıtladığımız çiğdemlerin çöpü çok dağılmasın diye halı üstünde piknik yapıyoruz, matı da nazik totolarımızın altına seriyoruz zira bir süre sonra kıçımız acıyor.

Evet yazık ki bu yoga matının başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi!

Neyse bunlar mazide bir yara olarak kalsın, biz sağlıklı yaşam hadi hop bir kiii devam edelim.

Yıllar önce yoga ile tanıştığımda bu kadar seveceğimi tahmin etmemiştim. Ben daha böyle hareketli müzikli aerobik, step tarzı aktiviteleri severim. Evet küçümsemek ve eziklemek serbest, ben yogayı egzersiz sanıyordum : ) Ve bu aldanışım hamilelik döneminde de devam etti. Normal doğurmayacak bir insana göre sağlam bir normal doğum öncesi programa almıştım kendimi. Hamile yogası bunlardan biriydi.

Sonra koptum gittim.

Her şey bir gün Arca ile bir kırtasiye dükkanında alışveriş yaparken dükkan sahibinin “siz yoga yapıyor musunuz?” lafıyla başladı. Evet komik biliyorum, ama kadın ayakkabımın bağcığını çökmeden ve dengemi bozmadan bağlayabilmeme bağlamıştı olayı. Sonra Hülya sordu, evet yoga yapmışlığım vardı. Gel gör ki olaydan o kadar uzakmışım ve o kadar uzaklaşmışım ki, slingli bebeli poz verirken birkaç yoga hareketi yapabilmem için internetten araştırmam icap etti.

Gerçekten uzakmışım. Ne yaparsan yap, işin özüne inmek lazım. Yoga bir egzersiz değildir bacım, daha doğrusu hem fiziksel hem ruhsal bir egzersizdir. Ruhumun şiştiği günlerdi, ufaktan tekrar başladım. Kitaplar aldım, hareketleri tek tek tekrardan çalıştım.

En güzeli ne biliyor musun? Ben çok yatkınım yogaya çünkü diğer insanlara göre çok daha esneğim. İnsanlar bir duruşu günlerce egzersiz yaparak uygulayabilirken ben ilk denememde yapabilirim. Bir şeyleri başarabildiğini görmek son derece motive edici.

Challenge challenge bir yere kadar!

Bir eğitmen eşliğinde çalışmayı isterdim ama malum vaktim yok. Bu durumda evdeki malzemelere kalıyor iş.

Surya Namaskara başladım tekrar. Aslıberry’nin bir postunda görünce hatırladım, internetten aşağıdaki görseli bulmam uygulamaya başlamam için yetti. Özellikle sabah ve boş mideyle yapmalı. Akşam uygulanacak ise – bence – yatmadan önce değil, daha erken saatler seçilmeli. Zira uyku açıcı bir faaliyet.

Adı üstünde "güneşe selam" ediyoruz. Önceleri baka baka yapıyordum, şimdi ezberden ve duruşların akışına ruhumu ve bedenimi teslim edebiliyorum. Yoga böyle bir şey zaten hadi hooppp bir kiiii diye yapmak manasız. Özünü öğrenip akışına bırakacaksın, o seni alıp götürecek.

Sağlıklı yaşam check list’imde yoga var. Her gün yapabilme umudum ve azmim var. Yapabilecek miyim? Göriciizzzzz:P

Görsel kaynak: http://thefitnessworkout.com/basics-of-yoga-sun-salutation-surya-namaskar/