Üzerinize afiyet bir yaratıcılık peyda oldu bünyeye, bir şeyler yapmadan duramıyorum, allah seni inandırsın gözüm evin çerinde çöpünde!
Bazı kadınlar vardır, (belki erkekler de vardır da ben rastlamadım) dokundukları yeri güzelleştirirler. Benim Tea&Pot’çu eltiler böyle mesela. Sen IKEA’da üç tur atarsın, bunlar birkaç çerçeveden seyredilesi objeler yaratırlar. Ulen ben de baktım aynı çerçeveye nasıl görmedim dersin. Bizim Gamze mesela, itinalıdır, zevklidir. Bir şey yapar ama titizlikle yapar, öyle bakar kalırsın.
Bazı kadınlar vardır, (belki erkekler de vardır da ben rastlamadım) dokundukları yeri güzelleştirirler. Benim Tea&Pot’çu eltiler böyle mesela. Sen IKEA’da üç tur atarsın, bunlar birkaç çerçeveden seyredilesi objeler yaratırlar. Ulen ben de baktım aynı çerçeveye nasıl görmedim dersin. Bizim Gamze mesela, itinalıdır, zevklidir. Bir şey yapar ama titizlikle yapar, öyle bakar kalırsın.
Ben uydurukçuyum.
Gel bak bizim eve, dokunuşumla güzelleştirdiğim tek bir şey bul, vallahi alnından öpeceğim. On senelik perdelerime bile dokunmuyorum, maazallah eskilikten elimde kalır filan:P Tamam ev ile ilgili bu engin ilgisizliğimin nedeni, evi benimsememem. Şimdi biz müzmin kiracıyız ya (bu arada epeydir görmediğimiz arkadaşlarımızla rastlaştığımızda, “bu eve verdiğiniz kirayla ev alırdınız” gibi bir şey söylediler, acıtmadı desem yalan olur) ben hep kendi evime özenirim psikolojisindeyim, sallamıyorum.
Ev on senede çeyizli öğrenci evine döndü. Hatta çeyizler bile sadeleşelim bokuna üçer beşer annemin evine yollandılar.
Neyse ne diyecektim, içinde olacak insanın. Serde uydurukçuluk varsa, en baba yaratıcı fikrin olsun, estetiğin yakınından geçmezsin. Benim DIY’lar da hep böyle. Fikir tamam ama hayata geçirirken o dokunuş eksikliğinden bir tarafıma benziyor hep.
Geçen akşam kulüp toplantısında çok tatlı bir kitap ayracına rastladım, Özleme arkadaşı hediye etmiş, magnetli küçük bir şey, üzerinde Marilyn Monroe’nun resmi vardı. "Ulen yaparım ben bunu" dedim, ne olacak? (Öyle bir özgüven bombasıyım ki, ortaya çıkan sonuçlar bile hevesimi kıramıyor!)
Hani pidecilerin pizzacıların telefonları olur, mıknatıslı bir folyonun üstüne basarlar, işte onlardan birine el koydum. Şerit halinde kestim, üzerindeki kağıdı çıkardım. Arca’nın Meraklı Minik dergilerinden kalma bir çıkartmayı yapıştırdım. Şeridi iyice ikiye katladım, ta-tam! Al sana kitap ayracı: ) (galiba o mıknatıslı folyoları satıyorlar, ama nerde bilmiyorum DIY’cılara sormak lazım)
“Yav deli misin git kendine kitap ayracı al be kadın bari zevkli bir şey olsun” diyene çok pis bir bakış atar, Arca’nın kitap ayracı koleksiyonuma olan düşmanlığını, güzelim ayraçlarımı saklayıp saklayıp kaybettiğini hatırlatırım. Annemin bu yaz İtalya’dan, İlker’in annesinin Rusya’dan getirdiği ayraçları gözüm gibi saklıyorum, Arca reşit olasıya kadar da kullanıma açmayacağım!
Bu arada hızımı alamadım, kendimi DIY'ın cazibesine ve Pinterest'in büyüsüne kaptırıvermişim. Çok basit bir ayraç vardı, bir zarfın köşesinden yapmışlar. Hipotenüse bir cetvel koyup kesiyorsun, bu kadar. Yazı yazanlar olmuş mesela “işte tam burada uyuyakaldın!” gibi. Ben Arca’nın boyamalarından bir resim yapıştırdım, hafta sonu yazlığa gidince vereceğim boyasın.
“Belki yapımına müdahil olunca sempati duyar, saklamaz bunu” desem de inanma, gecenin bir vakti kendim boyamaya üşendim, bahane arıyorum:P
"Hipotenüse bir cetvel koyup kesiyorsun" af buyur bacım demek geldi içimden ben sosyal mezunuyum demek geldi sonra. Ve içimde kalmasın yazayım dedim :)
YanıtlaSilHahaha hakketten yav. Hipotenüs=üçgenin en uzun kenarı. Zarfın orasına koyuyorsun dur ben bi bulup göndereyim sana :)
YanıtlaSilBen henüz o aşamaya bile gelemedim, ne DIY'ı bacım, eline ne geçerse kartvizit, biniş kartı, tren bileti, sıkıştırıveriyorum arasına kitabın işte... Hipotenüz, kotanjan uğraşamam canım... :) Bu arada çeyizli öğrenci evi asıl bizim evdir bir kere, üstelik de kiracı da değiliz... Öpüyorum seni...
YanıtlaSilne yalan söyleyeyim sen yazdıkça ben seviniyorum:) Blogunu takip etme sürem kısa bir geçmişe dayansa da ben okurken senin yazma hızına yetişemedim:))Hep yaz her gün birden fazla yaz:)
YanıtlaSilYeliz o ayraçlar 1 lira :) Sen Arca'nın boyama kitabını kestin sanırım en az 6.5-7 lira.. :))
YanıtlaSilNeyse sen bence dıy yapmayı değilde dıy'ı nasıl yaptığını daha güzel anlatıyorsun, seninde marifetin bu.Herkes dıy yapar ama güzel anlatamaz :P
Bu taraflara gelirsen seni kitap atölyeme götürebilirim bir gece.. Genelde misafir kabul etmiyoruz biz.Çok izlemek isteyen oluyor da... Yorum yapmadığıma bakma ne yazarsan okuyorum ben.Taa Arca'nın hastane günlerinden beri hem de.
muck:)
YanıtlaSilBence süper fikir. Çok beğendim :)
YanıtlaSil