Göbek karın yağları

Facebook’a dalmışım akşam, eski albümlerime bakarken “pek zayıfmışım” diye iç geçirir buldum kendimi. Üstelik çok değil beş sene öncesindeki halime… Merak edenler için evet 4 kilo fazlam var, ve yine merak edenler için söyleyeyim umumiyetle bel ve karın bölgesinden ikamet almak üzereler. Kalça tamamdı, yani henüz kırk beş kilo bir lise öğrencisiyken beden öğretmenim bile demişti, kilo aldın mı senin kıçın büyür. Demek o vakitler bir bira göbeği olasılığını hesaba katmamış muhterem hocam.

Neyse sen gel şimdi onun üzerine bir on kilo ekle. Yavaş ama emin adımlar ilerliyor kilolar. Kalıcı olmayı hedefliyorlar ve yerleşik düzenden yana kullanıyorlar yaşam tarzı seçimlerini. Dolayısı ile gelen kalıyor, gelen yerleşiyor. Hani kilo vermeyi becerebilen insanlar vardır. Misal ablam müthiştir. Tamam almaya meyilli olabilir ama verdi mi de offf! Bense hep bodur piliç görünürüm hiç kilo almıyormuşum gibi..

Geçen bir hesap yaptım. Evlendiğimde 46 kilo filandım. (Bu da yaşlandığımın kanıtı! Orta yaş üstündeki her kadının ağzından kırklı kilolara dair bir cümle çıkar, budan otuz sene evvel bütün genç kızlar 40-45 kilo civarındaymış, kuralı bozmuyor ve geleneği günümüze taşıyoruz:P) Ama o tabii düğün koşturmacası bitip de evliliğin rehaveti çöreklenince hop 48 oldum. Sorun yok, olur yani.

Neyse sonra sigarayı bıraktım (bak bu hayatta yapmakla övündüğüm en önemli şeylerden biri budur. ) hop iki kilo aldım. Hiç üzerinde durmadım. Zira sigarayı bırakanların kilo alması normaldir. 2 kilo ne ki. Üstelik vermeye filan da kasmadım. Tamamdı, 50 kilo iyiydi. Derken doğurdum hop kilolar geldi, kilolar gitti, 52’de bir süre sabit kaldı. İyi hadi dedim, normaldir, yani alırsın iki kilo doğurmuşsun neticesinde.

Ne geliyorsa insanın başına bu “ne var canım iki kilodan ne çıkar” bakış açısından geliyor, zira böyle böyle o kilolar gitmiyor!

Tamam buraya kadar alınan ve üzerime yapışan her kilogramın hatta gramın hatta miligramın bir bahanesi vardı. Peki yavrucum ne bok yemeye aldın o son iki kiloyu? Onun bahanesi ne! Çocuk büyümüş misler gibi, hayatın eski rutinine oturmuş. Ne halt etmeye taşıyorsun üzerinde o gereksiz iki kiloyu? Hayır abicim 35 yaş, metabolizma yavaşlaması filan bunları geçeceksin!

Yani ota boka laf etmenin manası yok. O göbek senin kardeş! O kiloları sen buyur ettin bira patateslere, şarap çerezlere, fast food sofralarına, kavanoz kavanoz nutellalara! Gelmeyecekti kalmayacaktı da ne yapacaktı? Peh!

Göbek karın fazlalıkları ile ilgili çok pis şehir efsaneleri duyuyorum. Çok zor verilirmiş, kalıverirmiş üzerinde, sonra ileriki yaşlarda allah göstermesin kalp hastalıklarının filan hep habercisiymiş. En fenası da spor yapmadan katiyen gitmezmiş. Hassss….

Yapamıyorum lan spor filan! Tembelim, spor yaşamımın bir parçası değil, olduramıyorum, olmuyor uymuyor bana. Diyet desen onu bir geçeceksin, spor yapmadın mı diyetin manası yok. Sihirli bir değnek mi lazım? Yoksa yaşam tarzını toptan değiştirmek mi? Ay bilmiyorum içim şişti. Gardırobumdaki giysilerin tamamı belden sıkıyor. Ay nefes alamıyorum yav. En fenası da bu! Hayır bir beden büyük giysi almak istemiyorum, para mı basıyoruz lan burada!

Demem o ki, ya o son iki kiloyu geldiği yere göndereceğim ya da derhal mantıklı bir bahane bulacağım bir de gardırop sponsoru:)

Görsel: zayiflamateknikleri.org