Bugünkü şükür vesilesi Arca ve “kendi kendine uyuma talebi”
olsun. Zira bu şükür bu gece itibariyle tedavülden kalkabilir. (#80şükürvesilesi
Nr 18)
Dün tüm gün çok hareketliydi, maç izlemek dışında hemen hiç
oturmadı. Gündüz de uyumadı.
Dedik ki akşam köfte makarna ve patates kızartması üçlüsünü
mideye indirir, üzerine de bir duş yaparsa tumba yatak! Akşamüzeri saatleriydi.
Pazardan dönmüşüz. Evin oğlanları içeride takılırken ben de sebzeleri
yerleştiriyorum, bir taraftan da çintarları yıkıyorum. İşim bitti, çintarları
ocağa, salata malzemesini ve parmak patatesleri de suya koydum. Kahve içerken
kitaptan birkaç sayfa okudum, sonra kenara bıraktım. Sokağı, bir Pazar akşamını
evinde geçirmeye niyetli insanların gün batarken evlerine yetişme çabalarını
izledim. Üst mahalleden son alışverişlerini yapmış, elinde torbalarla hanım
teyzelere baktım. Akşam serini çıktığı için eve çağrılan çocukları ve sokak
köpeklerini seyrettim.
İlker de ben de çok kilo aldık ama yemek olunca da
kendimizden geçiyoruz, diyet fikrine bir türlü yanaşamıyoruz. Tamam benim
birkaç kilo fazlam var ama kilo verme konusundaki başarısızlığımı göz önüne
alırsak, başarı hanesinde yıldızlar olan İlker’in yanında hiç şansım yok.
Motive edilmeye de çok ihtiyacım var. Yani İlker’in diyete başlamasına ve ona
ayak uydurmaya. Çünkü ben uyumluyum ama o eğer diyet filan yapmıyorsa çok pis
yoldan çıkarıyor beni. Ben tabii dünden razı… İçimden dedim ki, bak kızım bu
akşam son, köfteni makarnanı ye, yarından itibaren temiz beslen.
Bilir misin “21 gün kuralı” diye bir şey vardır. Ferrarisini
satan bilge kitabında anlatır.
Alışkanlıklarınızı değiştirebilirsiniz der,
alışkanlıklarınızı yenileriyle değiştirirseniz eskisinden kolayca
kurtulursunuz, der. Sigarayı bırakmakta bana çok yardımcı olmuştu bu fikir.
Yoksa 21 gün boyunca aynı şeyi yaparsan alışkanlık olur’un bilimsel dayanağı
var mıdır bilemem, sadece bende işe yaradı onu bilirim. Bu defa yeni bir yöntem
uygulamaya karar verdim; check list! Hani çocuklara yıldız verilen tablolar
vardır, o gün işte dişini fırçaladıysa bir yıldız koyarlar. Onun gibi bir liste
hazırladım. Her gün her yaptığımın yanına check koyacağım ve 21 gün boyunca
yaparsam, alışkanlık edinmiş olacağım.
Tam o sırada baktım İlker elinde telefonla mutfağa girdi.
Geçen haftaki meze sofrası ve sohbetin tadı damaklarında kalmış, bir çiğ köfte
söylemişler, rakı bira içelim derler. Hay allah yav temiz beslenecektik,
amaaannn… Ama dedim ki biz çıkamayız, ocakta yemek var, patatesler, makarnanın
sosu bile hazır, siz gelin! İnsanın “hadi çıkın gelin” dediği anda gelen
dostlarının olması ne güzel… (şükür Nr19– bu şükür vesilelerinin çoğu da bu
Zeyneplere gidiyor ha:P) Geldiler, ellerinde çiğ köfteler biralar ve rakıyla…
Uzun uzun sohbet, kahkaha ve tabii öğlen uyumamış iki yer cücesinin tepişmesi…
Çok da geç gitmediler ama Arca cücesi duş yapıp yatmaya
hazırlanasıya saat on bir olmuştu. Dedim ki çocuğum ben de banyo yapacağım,
çamaşır asacağım, o yüzden kitap filan okuyamam, zıbar! Ne dese beğenirsin, “sen
git işini halleti bana Papyonu ver, ben uyurum” İkiletmedim, alelacele attım
kendimi dışarı, daha kapısını çekerken horlamaya başlamıştı cüce!
Arca ile uyku serüvenimizi ve sevgili Ceren’in özel talebi “çocuğu
okuyarak uykuya alıştırma” konulu yazıyı da bir sonraki posta bırakalım.
ohhh sahane! Kiyamam sana arcam oyun gazisi oldun sanirim :)
YanıtlaSilgecmis olsun kuzu!
Yeliz aldın yürüyorsun şükür olayında, süper biz tek tük şükredermişiz meğer :)
YanıtlaSilNeyse şaka bir yana şu diyet mevzuları, aahhhh diyorum hepimiz her an pişman ve şişman yaşıyoruz ya.. Ne büyük baskı üstümüzdeki, buralara taşıyor.. Yalnız değilsin arkadaşım, İlker de sende.. Bizde aynı dertlerden muzdarip.
Ayyy harika! Yalnız hazırlıklı olsan da ben yine bir maşallah diyeyim de benden bilinmesin :) Hadi Arca, 20 gün daha... yapabilirsin demek istiyorum son olarak.
YanıtlaSil