Hıdrellez "çocuk yeliz" için ateşin üzerinden atlamak,
atlayabilmek, atlarken doğum günü pastası mumlarını üflerken yaptığımız gibi dilek
tutmaktı.
Evimiz
sahile yakındı, mutlaka inerdik, ateşten atlayamasak bile atlayanları
seyrederdik.
Sabahına
sokak aralarında sönmüş ateşlerin küllerine rastlardık.
Boyumuza
göre ateş bulamadığımız o yıl, süklüm püklüm eve dönerken babam bir kibrit
yakmıştı, ablamla üzerinden atlamıştık da öyle girmiştik eve. O yıl kibritin
üzerinden atlarken tuttuğum dilek gerçekleşti mi hatırlamıyorum ama geçen yıl…
Bazı
Hıdrellezleri unutuyorum, bazılarını uyuyakalmaktan kaçırıyorum. Ama geçen yıl
kendimce Hıdrellez ritüellerimi yerine getirdim. Gece dileklerimi kağıtlara
yazdım ve evin önündeki gül ağaçlarının altına astım. Altısında İstanbul’a
gidecektim, gün doğmadan taksiye binerim. Beklerken kağıtlarımı gül ağacının
altından aldım, çantama attım ve İstanbul’a gittim.
O
seyahatimde bir gece kalacak, ikinci gün yani yedisinde anneler günü pikniği
sebebiyle işlerimi sabahtan bitirecek, öğleye kadar İzmir’e dönmüş olacaktım.
Plan bu. Ve planın bir diğer detayı da Bakırköy’den Bostancı’ya deniz otobüsü
ile geçmek, Elvan ve Gülayşe ile buluşmaktı. Hah işte buluşmadan hemen önce
Bostancı iskelesinden attım kağıtları denize.
Öyle bir
hafiflik… Ve bil bakalım ne oldu? Geçen yıl dilediklerim gerçek oldu.
Aslında
şimdi tüm bu yazdıklarımı unutmuştum. Dün whatsapp’tan kitap kulübü
arkadaşlarımla Hıdrellez ritüelleri hakkında yazışırken bir anda dinkkk! Jeton düştü.
Yav benim de dileğim gerçekleştiydi, deyivermişim.
Herkesin
farklı ritüelleri var. Kimi bereket bolluk için evdeki çuvalların (muhtemelen
artık kavanozların) ağzını açarmış. Kimi evlere yeşil dallar asarmış, kimi
hastalıklardan korunmak için salıncakta sallanırmış. Kimi para için gül dalına para
asar, ev isteyen maketini yapar, çocuk isteyen oyuncak bebek koyarmış.
Bizim
ekipten istemediklerini yazıp, yazdığı kağıdı yakmak en ilginciydi. Parayı
kırmızı bir şeyin içine koyup öyle asarlarmış ve o parayı tüm yıl yanında
taşırmışsın, daldan aldıktan sonra. Evdeki erzaklardan azar azar balkona koyan
ve ezandan önce erzakları alıp kapısına döken bir arkadaşım, bunun bereket için
olduğunu söyledi.
Bereket
için bir başka ritüel de kırk tane karınca yuvasından toprak alıp bir keseye
koymak ve tüm yıl keseyi yanında taşımakmış.
O
ateşten atlama, arınmakmış aslında, dertler tasalar gitsin diye… Bir başkası
gül yapraklı suyla yüzünü yıkarmış yine arınmak için…
Meşakatlisi,
tembel işi, uzunu, kısası… Fark etmez. Sonuçta dileklerimize yoğunlaştığımız, isteklerimizi
Hızır efendimize, (evrene??) anlattığımız, yaza arınarak girdiğimize
inandığımız bir gece Hıdrellez. Ritüeller bir yana insanın içtenlikle
istediğinde gerçekleştiremeyeceği dileği yok bence :)
Dileklerimizin
gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle…
gul agacimiz yok ama dileyecek cok onemli seylerim var bu sene.
YanıtlaSilbi yolunu bulmaliyim desene :)
Ben de gül ağacı bulamasam da ta yürekten güzel şeyler dileyip öyle yattım.Ve dün eve giderken alışveriş yaptım.Eve eli boş gidilmezmiş diye duymuştum.Markete uğrayıp bol taneli bir alışveriş yaptım bereket eksik olmasın evimizden diye.İnşallah tüm dilediklerimiz daha doğrusu bizim için hayırlı olanlar gerçekleşir.Sevgiler.
YanıtlaSilBen kırmızı kese içinde gömdüğüm parayı, kırmızı kurdeleye sarmadan dileklerim gerçekleşmiyor.
YanıtlaSilDenedim.