Evdeki sadeleşme girişimleri tam gaz devam ederken sıra fotoğraflara geldi. Bir kutuya elimize ne geçerse atmışız, eski yeniler… Karmakarışık. Annemin çeyizim için özel boyadığı bir sandık var, onu fotoğraf sandığı yapmaya karar verdik. Güzel olacak, eminim. Taşınma öncesi dağınıklık olmasın diye, salondaki çerçeveli fotoğrafları da koyuvereyim, yerleşirken yine konsolun üzerine koyarız dedim. Tam toparlayacağım… gözüme bir şey ilişti.
Ben tüm düğün dernek fotoğraflarında aynıyım yav, daha doğrusu üzerimdeki elbise aynı. İnanmazsan bak, burada! Evet Yeliz ‘in küçük siyah elbisesi!
Sene 2009. Lise arkadaşım Zeynep ve İlker’in çocukluk arkadaşı Tufan, bizlerle ayrı ayrı arkadaşlık ettikleri uzun yıllar boyunca birbirlerini ne tesadüftür ki görmemiş, birbirleriyle hiç tanışmamışlardı. Biz İstanbul’dan, bizden önce Tufan yine İstanbul’dan ve bizden hemen sonra Zeynep yurtdışından tekrar İzmir’e taşınınca, o yaz bir tekne turu vesilesiyle tanıştılar ve çok kısa sürede evlenmeye karar verdiler. Hatta nişanlarında dokuz aylık hamileydim, nişan tarihlerini bile benim doğuma göre ayarlamışlardı. Ve Arca henüz dört aylıkken evlendiler. Sağ üstteki tombik Yeliz işte o günün fotoğrafında. Elbiseyi de arkadaşlarımızın düğünü için almıştım. Tuvalet filan giyecektim de, hadi demiştim bir yatırım olsun, zamansız bir parça alayım, daha sonra da giyerim.
Arca ile yaşıt bu elbiseyi o gün bugündür tüm düğünlerde, bayi toplantılarında, kokteyllerde, özel gecelerde giydim. Bak mesela sağ alttaki fotoğraf benim ilkokul, İlker’in ortaokul ve lise arkadaşı Kazım’ın düğününde çekilmişti. Bu iki düğüne Arca’yı götürmemişiz, çok küçüktü zaten. Elbise değişmedi ama Arca büyüdü ve son düğüne, İlker’in kuzeninin düğününe gelmiş bizimle. Hey gidi…
Audrey Hepburn zamansız şıklık trendini yaratırken sanmam ki bir küçük siyah elbise ile bir ömür geçirelim istemiş olsun. Ama oluyor işte… N’aparsın para yok pul yok:P
Eh artık bu kadar acındırmaya, eşek değilsiniz ya, aranızda birkaç kuruş toplar bana bir elbise alırsınız puhahah!
Şaka bir yana aklıma ne geldi? Geçtiğimiz günlerde, benim artık pek sık uğramadığım, annelerin kullandığı bir sosyal paylaşım mecrasında, herkes tarafından çok sevilen, çok güvenilen bir kişinin onlarca insanı yardım toplama bahanesiyle kandırdığını, on binlerce lira dolandırdığını öğrendim şok oldum. Üzüldüm, insanlar giden paralarına mı yansınlar, aldatıldıklarına mı, o paraları verdiklerini sandıkları kişilerin hiç var olmadığına mı? Çok üzücüydü çok. Bu organize bir suç ve tabii ki dava açılıyor, dolayısı ile detaya girmiyorum, sadece şu var ki, internet kanmaya kandırmaya çok açık bir ortam, dikkat etmek, kendini kaptırmamak lazım.
Allahım kamu spotu gibi kadınım yav!
Günün çorbası… Eğlendirirken düşündüren, düşündürürken farkındalıkları artıran blog! İnternet sağlayıcınızdan ısrarla isteyiniz…
Eğlendirirken düşündüren, düşündürürken farkındalıkları artıran, kendini sevdirdikçe sevdiren, 2 gün haber çıkmasa merak ettiren, adeta bağımlılık yaratan, çok çok sevilen, pek çok sevilen blog! :))
YanıtlaSilöperim öperim kocaman sarılırım:)
SilO siyah elbiseler olmasa bizi ne kurtaracak bilmiyorum.Benim de var aynı şekil bir kaç fotoğraf ki çaktırmıyorum.Ama zaten ben yenisini almaya da gitsem aynı tarz bir şey seçtiğim için sonuç yine aynı oluyor.Hatta bir ay önce yeter ya siyah elbise giymeyeceğim üniforma gibi her düğünde aynı dedim almaya gittim en çok siyah elbise denedim.
YanıtlaSilbak bu çok motive edici oldu. Evet ya gidecem yine aynından alacam, bunu giy işte hırpalanasıya giy:))
SilBence 2009 senesinden bu yana aynı elbiseye sığabiliyor olman çok güzel :) Ben ne yazık ki 2009 senesinde alınan kıyafetlere giremiyorum. O senelerde 34 beden kıyafetlerim vardı yahu aklım almıyor nasıl 38 beden oldum ??? ( Son iki yılda oldu hepsi ) Millet de bir sevindi sorma. Kilo aldıkça bıyık altından gülüp mutlu olan bir güruh var çevremde. Dert yanasım varmış Yeliz seni buldu :D
YanıtlaSilyavrum sen 2009'da henüz doğurmadıydın. Ben tabii 38 beden aldım o elbiseyi. Fakat elbisenin şöyle bir güzelliği var, arkasında küçük bir ip var, korse gibi sıkabiliyorsun. Arcanın 1 yaş civarı 34 beden hallerimde bile - sağ alt foto - sıkıyordum belini kurtarıyordu şimdi ne hikmetse yine 38'im idare ediyoruz işte:) bu arada benim çevremde de hehehehe artık 36 değilsin diye gülenler çok oluyor. Abicim göt bizim göbek bizim niye dert olduysa...
SilO kadın elektrik mühendisi olan kadın mı? :))))
YanıtlaSilBen de duydum çünkü.
hmmm öyle mi bilmiyorum, galiba odada çalışıyor ama mesleği elektrik mühendisliği mi emin değilim. sen nerden duydun yav, anne çocuk mecrasından bir hadise halbuki:)) allah iyilerle karşılaştırsın.
Silİyi ki bir şekilde tanışmışım bu blogla. Artık arkadaşım gibi oldu dolayısıyla oldunuz. Mutlaka haber almam lazım özlüyorum zira.
YanıtlaSilhahahhahaha ay okurken cok guldum yelızcım yaaa...gecen ay ki malum tadılatta foto ayırma ıslemını bende yaptım ve kendıme ınanamadım ya.ne sıyah elbıseymıs benımkıde adeta forma :) bende ıkı tane var.bırının önü V dıgerının arkası V :) nereye gıttıysem bırını gıymısım kardesım ya.nedır bu sıyah elbıselerden cektıgımız ama bır o kadarda kurtarıcımız :)
YanıtlaSilbenim de sık sık giydiğim taktığım şeyler var..kurtarıcılarım :)
YanıtlaSilhttp://loveandsmile.wordpress.com/