Geçenlerde Arca cücesinin
babaannesi Salih Memecan’ın iki karikatür kitabını getirmiş, “Sizinkiler”
serisinden. Bir süre kitaplıkta öylece durdu, sonra bir gün Cansu’nun doğum
günü için Çeşme’ye giderken yanına almak istedi. Yolda okuyacakmış. Bak bu bir
ilk. Kitap dergi karıştırmıştı ama bütün yol boyunca kahkahalarla bir kitap
okuduğu olmamıştı. Ben gıcık oldum. Okumasına değil de, Salih Memecan’ın bir
kitabını bu kadar sevmesine. Ama Arca’ya nasıl anlatılır, bu kitabı yazan adam
yalakalık yapmak uğruna, insan hayatını hiçe saydı diye… Okusun da… ne okursa
okusun diyemiyorum arkadaş, adama ziyadesiyle bileniyorum:/
Neyse ses etmedik, her
takıntı gibi, bunun da tozlu raflarda yerini alacağını düşündüğümüzden üzerine
varmadık. Ama Arca tutturdu illa devam kitaplarını istiyor. İlker’e bir kitap
alacağım gün (allahım hayatımızdaki ilklere bir yenisi! Kıyamet kapımızda mı
ne? İlker onun için kitap almamı istesin, olacak iş değil – fikrini değiştirmesin
diye alelacele siparişi verdim zaten), Saftirik Greg’lerden de birkaç kitap
ekledim listeye. Evet Sizinkiler’den vazgeçirmek için başka bir bağımlılık
yaratmaya çalıştığımı inkar edecek değilim.
Tabii ki işe yaradı! Arca’ya
kitap seçme konusundaki yedi yıllık tecrübelerim meyvesini verdi ve yer cücesi
önce biraz mesafeli durduysa da tabiri caizse içine düştü kitabın, elinden
bırakamıyor.
Cumartesi sabah, şimdiden
on iki kilo veren muhtereme uygun fiyatlı şort ve t-shirt bakmak için Mavi
Bahçe’ye gittik. Bizim için iki hafta üst üste AVM? evet gerçekten kıyamet
yaklaşıyor:) Kalabalık sevmediğimiz için, kapıların açılış saatine denk
getirdik girişimizi. Bu iki oğlan, bir süre benden ayrı takıldı, onları bir
mağazada bulduğumda Arca sıkılmaya başlamıştı. Arca’nın AVM’de sıkılması da çok
pistir! Hamburger vaadiyle kandırabilirsiniz, yanınıza bir muz alır, öğle
yemeğine kadar dayanmasını sağlayabilirsiniz fakat siz tezgahların arasında
dolanırken ona bir meşgale sunmazsanız, yanlış alışveriş, kavga gürültü ve sinir
asabiyet gibi tehlikeleri göz önüne almanız gerekir.
Austin Kleon, “Bir sanatçı gibi araklayın” adlı kitabında, kendi yaşamıyla ilgili çok keyifli
anılara yer veriyor. Çocukluğuna gittiği bir dönemi, en çok kitap okuduğu dönem
olarak anlatıyor. Annesi alışverişe gider ve küçük Austin’in deneme
kabinlerinin önünde kitap okumaktan başka çaresi kalmazmış. (Ve şu anda bir tarafımdan sallıyor olabilirim, yani bu anıyı Austin Kleon'dan değil de başka bir kitaptan okumuş olabilirim. Kim olduğu mühim değil, düzeltmekle uğraşmayın, mühim olan benim düşünce baloncuğumda yaktığı ampul:))
O gün Arca’nın hafiften
arıza çıkarmak üzere olduğunu görünce kitaptaki bu bölüm geldi aklıma ve derhal
arabaya gidip Saftirik Greg’i almayı teklif ettim. Ve bunu kesinlikle günü
kurtardı. Özellikle H&M’de İlker deneme kabini, ben de kasa sırasında iken
Arca bir pufun üzerine yayılıp kahkahalarla kitabını okudu. Yazar aldığı
dualarla cenneti garantilemiş olabilir.
Geçen hafta, öğle
yemeğinde sohbet ederken arkadaşımın Arca’dan iki yaş oğlunun öğretmeninin bu
seriye karşı olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Ne yani çocuk o yaşta klasikleri
mi okusun? Neymiş argo varmış. Neymiş argo? “kaka adam” mesela, mesela “geri zekalı”.
Emin ol kimsenin çocuğu söylemiyordur, emin ol:))
Açıkçası ben, okusun da
ne okursa okusun düşüncesindeyim. (Salih Memecan hariç:P) Çocuklar okumayı bir
alışkanlık haline getirme yaşlarındalar, kitaplara, okumaya bağlanma
yaşlarındalar. Bu yaşta onlara kitapların, okumanın eğlenceli olduğunu
düşündürtecek kitaplara da ihtiyaçları var. Biz bile ara sıra çerezlik kafa dağıtıcı
kitap arayışına girmiyor muyuz? Hatta sırf onları okuyalım, ne çıkar? Her
kitabın, her türün ayrı bir görevi var, “kitaplar asla sıkıcı değildir”
mesajını vermek de Saftirik Greg gibi, Kaptan Düşükdon gibi kitapların görevi.
Ha bu arada unutmadan,
sınıf whatsapp grubunda her akşam aynı saatlerde çocuklarımızın okurken
fotoğraflarını paylaşıyoruz, maksat birbirlerinden görüp özensinler. Fakat
bizim yer cücesi umumiyetle uyuyakaldığından benim paylaşımlarım biraz
kısıtlıydı. Ben de cumartesi bu alışverişteki fotoğraflardan paylaştım, aklımda
da soru; acaba öğretmeni karşı çıkacak mı Greg’e? Neyse ki korktuğum olmadı,
aynı fikirdeymişiz, Arca’nın öğretmeni de “iyi ki Greg var, çocuklara okumayı
sevdiriyor” dedi, yeay! Diyorum işte şanslıyız ki, kafa yapımız uyuşan bir
öğretmene düştü Arca :)
Arca büyüyor gözümüzün önünde!
YanıtlaSilKıyafetlerinden biri! de bu kitap okuma hali de çok güzel.
Ben çok severim Greg'i :) Ve sana aynen katılıyorum, çocuklara kitap okumayı sevdiren kitaplar... iyi ki var'lar :)
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum. Bizim öğretmenimiz de karşıydı Saftirik serisine ama hiç takmadım. Hatta seninle aynı cümleleri kurmuştum. Ve tüm seriyi tabi ki tamamladık. Önemli olan okumayı sevmesi gerisi gelir diyorum. Ayrıca gerisi gelmese hep bu tür kitaplar okusa bile olur. Okumamaktan iyidir.
YanıtlaSilLevent iz peşinde serisini de öneririm .. Ben bile merak ediyorum şimdi ne olacak diye ��
YanıtlaSilKesinlikle okusun da ne isterse onu okusun. Laranin bu okuldaki 3. yilinda (NJ) tum ogretmenleri de ayni goruste. 'Onemli olan okumayi sevmesi, bu otobus tarifesi bile olsa onemli degil, isteyerek okusunlar da onemli olan o' diyip durdu ucu de. Greg serisine biz de bayiliyoruz, tamamini aldik, nerdeyse ezberlemis olmasina ragmen donup donup okuyor Lara.
YanıtlaSil