7 Nisan 2020 Salı

Aman işte

Sardunyalarım kel kel olmuştu, hepsi açmış. Peyzajından ve renk uyumundan pek memnun değilim, pembenin yanına kırmızıyı yakıştıramamıştım ama geçen yıl bu zamanlar babam diktiği için hiç dokunmadım. Pembeler kırmızılar yan yana takılıyorlar. 

Nergisler geçen rüzgardan epey hasar gördü, boyunları büküldüydü. Birkaç günde bir, birkaç dal kesip vazoya koyuyoruz. Gündüz çalışma masamı akşam da salonu kokutuyor mis.

Çalışma odasının penceresi sokağa bakar. Camın önünde üç kavak ağacı var. Kışın çıplak dallar, beklersin ki yaprağa dursun. 200 metre ötedeki cadde bile seçilir evden. Yazın yapraklarından kavakların, sokağı göremezsin, öyle bir yeşillenir. Şimdiye kadar hep o yapraklar bir günde yeşeriyor sanırdım, öyle bir farkındalıktan uzakmışız. Meğer evvela minik tomurcuklar ardından minik yapraklar bitiyormuş.

Yok hiç öyle bu karantina güzellemesi yapacak değilim. Feci bir tepki var içimde ve bu karantina konsepti, 25.günü bitirmekte olduğumuz bu saatlerde ziyadesiyle sıkmış durumda şahsımı.

Kitap okuyamıyorum. Üçüncü kitaptayım ... yarım bıraktığım.

Deli manyak gibi çalışıyorum, bana karantinada olmak işte yavaşlığı sakinliği getirmedi. Ama şirketim önümüzdeki iki ay sekiz gün çalışmamamı söylüyor. Bunun bir tık ötesini ne sen sor ne ben söyleyeyim. Herkes aynı durumda bilmez miyim:(

Evde iyi idare ediyoruz da sık sık hastalanmalar olmasa daha iyi olacağız. İlkerin boğazı ağrımaya başladı, doktora gitti. Hani yani belki antibiyotiklik bir şeydir diye. Doktor boğaz ağrısını duyunca hayalet görmüşe dönmüş. Corona şüphesinde kimse doktora hastaneye gitmiyor. Benim aylar evvel alınmış jinekolog randevum iptal edildi. Aciller hariç hastaneye gitmek yasak. Hastanelik olmak için nefes alamaman gerekiyor. Eh haliyle hemen hemen kimseye test yapılmıyor. Dolayısıyla test sayısı az fakat vaka ve nüfusa göre ölüm oranı o kadar yüksek ki, kafayı yiyeceğiz! 

Yani bacım kardeşim senin anlayacağın bizim Türkiye’nin değişik bir versiyonuyla baş başayız. Allah cümlemizin sonunu hayır etsin der, gözlerinizden öperim.

8 yorum:

  1. ben bu dönem şunu fark ettim sağlık konusunda avrupa ile aynı b.kun lacivertiymişiz. hatta bizim ülke sanki bir tık daha iyi sağlık hizmeti konusunda . ama şeffafklık? doğru kesin bilgiye ulaşım? güven? işte bu 3 parametrede bizimki en koyu lacivert. yada bunca yıl o kadar çok kandırıldık ki şimdi doğru yuda söyleseler "mi acaba?" diyoruz. kocaman sevgiler yeliz, umarım anne, babalarınız iyidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeffaflık iyi hoş da önemli olan sistemin adam gibi işlemessi. Arkadaşım 39 ateşle tlf ediyor doktora, evde kal deniyor. Eh tabii insanlar telef olur

      Sil
  2. bende kitap okumakta zorlanıyorum, o kadar vakit varken okuyamamak ... offf ...

    YanıtlaSil
  3. Amin diyelim o zaman :)

    Değişik günler evet ama henüz sıkılmadım yada sıkılamadım diyelim. Bir bankacı olarak görmeyi hayal bile edemeyeceğim şeyler yaşıyorum.
    Örneğin iki hafta boyunca yarım gün ve serbest kıyafet ile çalıştık. Daha sonra çalıştığım şube ikinci bir duyuruya kadar kapatıldı ve 2 Nisan2dan beri evden çalışıyorum.
    Bankacılık ve evden çalışma yanyana gelemeyecek iki şey. Çok daha zormuş bazen şubede olmayı tercih ettiğime ben bile inanamıyorum. 12 ile 18 arasını telefon ve bilgisayarımla bütünleşmiş bir şekilde geçirdikten sonra normal hayatıma dönüyorum ve yemek kitap falan filan.
    Çok şükür evde dört kişiyiz ve hasta olan yok. Markete bile gitmemeye çalışıyoruz. Ben de acil olmayan tüm randevuları iptal ettim.

    Hayat birden çok değişti. Şaşkınım fakat itiraf edeyim dünyaya yaptıklarımız nedeniyle bir yandan da oh olsun bize diyorum. Psikopat mıyım ben ?

    Sevgilerimle,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deme ya oh olmasın. Sağlık olsun. Herkesin sağlıklı olmasına çok sevindim bütün süreç böylece geçsin bitsin

      Sil
  4. Yeliz yaa,kendime inanamıyorum ama ben aylardır blog yazılarına hiç girip bakmamışım..Eskiden iş mailime hatırlatma düşüyordu sen yazı yazınca,artık dışardan gelen şahsi mail harici maillere kapattılar iş mailimizi ve dolayısıyla ben aylardır hatırlatılmadığı için (!) yazılarından mahrum kalmışım..Bir de utanmadan "Yeliz neden aylardır yazı yazmıyor ki " diye düşünüyorum :) O kadar eminim yani kendimden. Korona sayesinde eve kapanınca eski yazıları okurum diye bi gireyim dedim,iyi ki girmişim.Temmuz 2019'dan bu yana tüm yazıları bir solukta okudum,çok da iyi geldin bana..Artık kendim girip takip ederim,hatırlatmaya gerek olmadan yani,söz :) Sağlıcakla kalın,sevgiler..

    YanıtlaSil