İzmir-Özdere-Çeşme üçgeninde tatildeyim.
Dört yanım sevdiklerim, bir de artık yer cücesi demeye dilim varmayan Arca ergeni. İlkeri pek göremiyorum, şantiyede vakit geçiriyor umumiyetle. Kanımca iki yıldır bizimle fazla içli dışlı olmaktan bastılar, pasaport kontrolünü müteakip bizimle ilişkiyi kesti:))) denizdi, balıktı, tekneydi derken inşallah Belçika’da kocama kavuşacağım gibi görünüyor.
Aralıklı beslenme(IF) çabalarım devam ediyor. İlk öğünü 12:00’den önce yememeyi tercih ediyorum. Yemeye ne kadar erken başlarsam o kadar çok yediğimi fark ettiğimden beri böyle. Sonrası zaten ipin ucunu kaçırmaca… rakı sofraları, mangallar, pideler, lahmacunlar, kebaplar… allah affetsin.
Günleri karıştırıyorum, tarihi bilmiyorum, saati tahmin ediyorum sadece… kaybolmanın güzel tarafları. Yolunu biliyorsan kaybolmak güzeldir.
Arca akrabalarıyla bir aradayken çok keyifli, buradaki yaşamı nasıl özlediğini sık sık dile getiriyor. Psikolojisine iyi geliyormuş. Eh çocuk haklı, kalabalığın içine doğdu, sekiz yaşına kadar kuzenler, kuzen çocukları, teyzeler amcalar, anneanne dede babaanne … sonra birden dilini bilmediği bir ülkede, çekirdek aileye talim. Kolay değildi, hiç kolay olmadı.
Hayat hiç kimse için kolay değil. Evvela bunu bir kabul etmek lazım. O zaman şikayet etmeyi bırakıyorsun ve dünyanın senin etrafında dönmediğini kavrıyorsun.
Kalimero modunu sürekli muhafaza etmek için hayat çok kısa ve evet kuşlar uçuyor.
Kadere söylenmek manasız geliyor. Kader senin ellerinde…
Ne zaman şikayet edecek olsam, yıllar önce yazdığım yazıyı - kader benim oyuncağım - açıp okuyorum ve sadece …
gülümsüyorum:)
çekirdek aile oh keyif tatilde, hava sıcak, bol bol denize girin gari :)
YanıtlaSilİyi tatillerrrrrrrrrr :)
YanıtlaSilİyi tatiller :))
YanıtlaSil