Hazirandan merhaba!
Ne yapıyorsun? Dersen, bu satırları yazarken ofis partisinden erken çıkmış, evde ayağımı uzatmış düşünüyordum… ne acayip iş!
Partinin amacı Ukrayna’ya umut olmak için yardım toplamaktı.
Parti organizasyonunda bizim departmandan Rus Elena var, partide Ukrayna bayrağıyla Mariia dolanıyor… ne bileyim bir garip.
Mariia’ya ailesini sordum geçen gün, ne yapıyorlardı, gelmeyi düşünüyorlar mıydı? Nitekim buraya savaş yüzünden epey Ukraynalı geldi, misal bizim yeni departman müdürünün eşi Ukraynalı, anne babası epeydir buradaydı… Mariia’nınkiler istememiş, sadece şehirden kırsala tüm akrabalar bir arada olacak şekilde taşınmışlar. Artık durumu herkesin kanıksaması, öyle bir ayda bitecek bir şey olmadığının farkına varması da bir garip… sanki hayatın bir gerçeği gibi. Normalmiş gibi. Pandemiyi de bir süre sonra normalimiz gibi algılamaya başlamıştık ya, öyle garip bir durum.
Bir adamın küçük hayatları böyle ters yüz etmesi ne sinir bozucu.
İzmir’deyken Rus arkadaşım Olga, bizim şirkette Rusları işten çıkardılar mı diye sormuştu, yok canım ne alaka!? Avrupa’da bazı şirketler çıkarıyormuş diye duymuş… bugün bir toplantıda sırasında bir baktım üçü Rus. Yani tabii ki yok öyle çıkarma, ayrımcılık… bir taraftan politik olarak Rusyaya her türlü ambargo, satış durdurma vs var ama Rus arkadaşlarımıza asla… dediğim gibi bugünkü yardım partisinin başını Elena çekiyordu.
Başka ne yapıyorum? Long weekendlerle piçe dönen çalışma haftalarını toparlamaya çalışıyorum. Ama şikayet etmiyorum. Hayır hayır hiç şikayet etmiyorum.
Ne okuyorum?
Beyaz dizi kıvamındaki Bridgerton serisini bitirdim, evet sekiz kitap! Kim kiminle evleniyor, ecdadına hakimim:))) kime ne yararı var dersen, şahsen bana çok yararı oldu. Zihnimi bir güzel boşalttı. Şimdi Murakami zamanı! Zemberek kuşunun güncesi. Bahar, okuyorum deyince atlayıverdim hemen! Birlikte okumayı seviyorum. Şimdi Ursulanın tüm kitaplarını bitirmişken ne okuyacağız kızlarla, hiç bilmiyorum… ama bizi birleştiren çemberimiz olan kitaplara hala ihtiyacımız var mı, diye sormaktan kendimi alamıyorum… bir kitapla bir yazarla birleşen çemberimizde birbirimizi beslemeye devam etmek için illa bir kitaba ihtiyacımız var mı?
Ne izliyorum?
Büyük bir sadakatle izlediğim Yargı sezon finali yaptı. Biz de nerflixe sardık: Stranger Things. Ay o seksenler… ay o saçma korku temaları:)) hep gözümü kapatıyorum. Çocukken de korku filmi izlemeye bayılırdım ama tabii gözler kapalı.
E siz n’apıyorsunuz?
Memlekette pek hararetle anlatılan Rus Ukrayna savaşı şimdi bilmem kaçıncı haber, hatta bitse duymayız. Öyle çok , karışık antin kuntin gündemler var ki dış ilişkilere sıra gelmiyor. Hayat pahalılığı zaten başka bir şeyi umursamamıza fırsat vermiyor.
YanıtlaSilNetflix de Kuş Uçuşu nu tavsiye ederim.
Bu sıralar podcast lere sardım. Fazla bir şey izlemiyorum. Fazla okumuyorum. Fazla iyi de hissetmiyorum sanırım :)
YanıtlaSilBu sıralar podcast lere sardım. Fazla bir şey izlemiyorum. Fazla okumuyorum. Fazla iyi de hissetmiyorum sanırım :)
YanıtlaSilAhu
Ben de yazılarını biriktirerek, yavaş yavaş ve çok severek okuyorum :))
YanıtlaSilBen de yazılarını biriktirerek, yavaş yavaş ve çok severek okuyorum :))
YanıtlaSil