Küçüktüm,
Arca kadardım sanırım… “Mazhar’la evleneceğim” diyordum. Büyüyünce Mazhar’la
evlenecektim. Evli çoluklu çocuklu babam yaşında koca adam olmasının benim
nazarımda bir ehemmiyeti yoktu. Özkan ve Uğur da bize akşam oturmasına
gelebilirlerdi. Ama ben Mazhar’la evlenecektim. O yaşta kız çocukları
babalarıyla evlenmek isterler ya benimki de o psikoloji herhalde. Oyuncak
gitarım vardı ve aynı onlarınki gibi bol kesim bir pantolonum, tüm gün
didaydidaydayyy şarkısını ezberlemiştim, MFÖ’nün dördüncü üyesi bendim ama onlar bile bilmiyordu bunu.
Büyüdüm tabii ama hala
Mazhar fanatikliğim bitmedi. Sırf bu yüzden NEFRET ETTİĞİM adamın programını
bile izliyorum yav sanatçı hayranlığında zirve! Ama arkadaş adam da süper değil
mi yav… Kime dönerlerse o ikisi, illa ki onları seçsin yarışmacı istiyorum.
Onlar kimi takımlarına isterlerse alsınlar, tamam mı? Kendi aralarına
çekişmelerinin hastasıyım, özellikle Mazhar’ın huysuzluklarının ve Gökhan’ı
filan paylamalarının…
Onlardan gayrı hiçbir
jüri üyesini de sevmiyorum. Ebru Gündeş denen insan, kocası olacak adam
yüzünden benim için bitmiştir. Hadise ise artık temcit pilavından farksız.
Seneden seneye tek değişen şey kadının vücut ölçüleri, o kadar… Gökhan’ı da
sanatı (tabii hepsinin sanatını ayrı tutuyorum) dışında tanımam etmem, yorum
yapamıyorum ama o Acun denen adamdan resmen nefret ediyorum. Normalde TV bile
izlemeyen bir insan olarak özellikle bu programa bakmamam lazım ama işte
çocukluk aşkım orada ne yapabilirim…
Geçen akşam koltukta
yayılmışım, Mazhar iki çift laf etse de dinlesem diye kulağım televizyonda
gözüm telefonda takılıyorum. Birden bir aydınlanma geldi, üstüme iyilik
sağlık.. Bir distopyanın sahne arkasında hissettim kendimi. Gökhan arabesk söylüyor,
Ebru derhal yanaşıyor, Ebru zaten bu dünyanın en iyi ses sanatçısı ya maşallah
hiç susmuyor, herkesler dünyayı unutmuş, yarınki gazetelerde çıkacak mesela,
Gökhan’ın arabesk performansı filan… Hadise kendinden geçmiş, Acun denen adamın
suratında “ratingler artıyor oh oh” ifadesiyle karışık bir gurur… Seyirciler
mest… Başka bir dünya orası, kızlar büyüyünce Hadise olmak istiyor, oğlanlar
Gökhana özeniyor, para bol, bol bol eğlence var orada, evlerinde izleyenlerin
yüzlerinde gülümseme, geçici mutluluklar servis ediyorlar bizlere, gaz gibi
osurunca kayboluyor ama olsun kısacık bir süre o eğlencenin büyüsüne
kapılıyoruz, oh be evimize gelmişiz, Gökhan bizim için arabesk performansı icra
ediyor…
Öyle işte…
Bunu her gece izleyince
beynin pamuk gibi oluyordur, pifff… Yarın sabah sen o tıkış tepiş otobüslerle
işine yetişmeye çalışacaksın, Ebru da 400.000 TL’lik giyim eşyası satın alacak,
ama Gökhan’ın performansı iyiydi değil mi? Ofiste muhabbetini bile yaparsın.
Mazhar? Mazhar’a laf yok,
dalarım. O benim en bi’ sevdiğim en bi’ üstün insan… Ah be Mazhar…
Ay sen çok yaşa emi. O programı o muhteşem ikili için izliyorum...
YanıtlaSilBir de bana beni hatırlattın, ben de Erol Evgin e aşıktım. Tv in önünden geçerken çok kibar olur, Erol Evgin Tv ye çıktığında eteğimi düzler öyle oturur izlerdim. Hala çok beğenirim Erol Evgin 'i, yazın çok hoştu :)
Erol evginin peruk taktığını söylediklerinde yıkılmıştım hahah:))
Sil:))))
SilPeruk olayını yıllar sonra öğrendim o yüzden çok yıkılmadım ama çocukken duysam galiba yıkılırdım :)))
Ahahaha aynı ben, ben de küçükken Erol Evgin'e aşıktım, babam günün birinde "O aslında kel kafasındaki de peruk" deyince yıkılmıştım. :))
SilPüüüh! senin çocukluk aşkını okuyacam diye pilavın dibi tuttu iyi mi?
YanıtlaSilYa, blogu taciz eder gibi oldu ama çocukluk anımı yazmadan gidemiycem. Zati pilavda hamur oldu mecbur okuycan!
İlk okul 3. sınıftayken kulaklarımı deldi annem ama sağ kulağım yara oldu kapandı diğerindeyse kapanmasın diye küpe vardı. Tek küpeyle okula gidiyordum hangi akla hizmetse! Neyse işte o zamanlar MFÖ' nün Deli Deli Kulakları Küpeli şarkısından öykünen sınıf arkadaşlarım bana bu şarkıyla takılırdı :D 1983 yapımı klibi izlerseniz ne demek istediğimi anlarsın.
Ayrıca o tek küpede ısrarcı olan anneme buradan saygılarımı yolluyorum.
Ay biliyorum o klibi açıp arcayla dans ediyoruz :)) bişey dicem benim de bi küpem kamyonun çengeline takılınca kulağım neredeyse kopacaktı ve ben de yıllarca tek küpeyle gezdim tee üniversitedeyken deldirdim. Ama benim o dönem dalga grçenim olmadıydı ya da ben hatırlamıyorum:)
Silseni okumalara doyamıyorum iş çıkışı çok iyi geldi trafiğe girmeden :)
YanıtlaSilİsmin ne kadar hoş bayıldım.
SilBeyaz'ın programına konuktu MFÖ. 40-45 yaşlarında bir kadın telefonla aradı MFÖ'ye soru sormak için. Sizleri çok seviyorum gibi bir kaç laf etti. Ve Mazhar tuttu kadına "eski kaşar" dedi. O düzeye gelmiş bir insandan beklemediğim bir sözdü. Benim için Mazharın bittiği andır. ( Kusura bakma, ama yazmasaydım çatlardım :) )
YanıtlaSilÇenebaz
Oha öküzlük etmiş ay yok ablacım latife ediyorum kızar mıyım hiç:)
SilKardeşim de Ahmet Özhan'la evlenmeyi planlıyordu. O evli derdik, ben büyüyene kadar boşanır nasılsa derdi :)
YanıtlaSilKızdırmak gibi olmasın ama ben şu aralar Mazhar'ın yüzüne bakınca korkuyorum :)
Ama haklı çıktı vallaha :)
SilBen onu , biz çocukken oynadığı diş macunu reklamlarından hatırlıyorum.. Belki sen de onu eskiden tv lerde çok seyrettin, bu yüzden seviyorsun ama farkında değilsin :)) Sadece ben mi hatırlıyorum diye baktım ,bak ne buldum... Emre Pekel yazmış :Ele Güne Karşı'nın memleket gündemine bomba gibi düştüğü günlerde ne zaman televizyonda görünseler, babam her defasında sorardı: "Diş macunu reklamındaki çocuk değil mi bu?" Benim içinse 'Oyun Gemisi'nin miçosuydu. İzzet Öz'ün Teleskop programına çıkışıyla fazla ilgilenmemişiz. Sahnede ilk gördüğümdeyse üçlü olarak Ajda Pekkan'a vokal yapıyorlardı. Hey dergisinin 5 Eylül 1983 tarihli sayısında fotoğrafları vardı: "Mazhar Fuat Özkan 'Ele Güne Karşı ile Avrupa'ya açılıyor" yazıyordu altında.
YanıtlaSilhttp://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=cts&haberno=6237&tarih=04/04/2011&ek_tarihi=yok
Asortik , o reklamı çok iyi hatırlıyorum, hatta Pembe Mutlu ile oynuyorlardı. ama diş macunun ismini çıkaramadım, sanırım artık üretilmeyen bir marka. youtube'da da reklamını aradım ama bulamadım.
SilÇenebaz
Ah evet o ajdajla söylediklerini hatırlıyorjm. Çocukluk işte neden sevdiğini bilemiyorsun:)
SilÇenebaz; Reklamı ben de yorumu yazarken aradım, bulamadım. Ben tiyatrocu olduğunu biliyordum :)
SilBen senin yazılarını sevdiğim için aklıma yatmayan bir şeyde olsa okuyorum. Hani dalacaksan dal diye söylüyorum, mahzar kim yahu? Tamam çocukluk aşkın olabilir.. Ama artık yetişkinsin, bi kendine gel:) bende TSM yi sevdiğim için, leykakdalı nın bahsettiği gibi, severdim Ahmet Özhan'ı. Ahmet Özhan ile soyadımız benzediği (kızlık soyadım) için amcamın oğlu diye hava atardım ilkokulda. Hale Soygazi evlenip ayrılınca zaten nasıl evlenmişler diye düşündüm. Hale soygaziyi hala severim, ama Ahmet Özhan artık amcamın oğlu falan değil yani.. Sadece Tarık Akan ve Şener Şen kaldı sanatçılardan beni henüz yaniltmayan..
YanıtlaSilAh evet evet şener şen gerçekten muhteşemdir. Hep öyleydi hala da öyle. Tarık akan da tabii ki. Yok be söyle istediğini latife ediyprum ben eğleniyoruz şurda:))
SilBen üçünü de çok severdim. Şimdi oğluma dinletip yeni nesil bie MFÖ sever yaratmaya çalışıyorum.
YanıtlaSilAlidesidero, Peki Peki Anladık, Lay Lili Lay bu parçaları çok seviyor mesela.