"Arca oğlum senin annen bir salaktı" Vol.23

 Az sonra yazacaklarımın benim entelektüel kişiliğimle uzaktan yakından ilgisi yoktur, tamamen salaklığımla ilgisi vardır, kayıtlara böyle geçsin lütfen.

Bendeniz kitap okumayı pek severim, sanırım burayı okuyan herkes bilir. Kitaplardan yazarlardan edebiyattan sohbet etmeyi de pek severim. Güya tanırım da hani yazarları…

Sanıyordum. Pabucumun enteli!

Aylar önce Bülbül’ü Öldürmek isimli kitabı almıştım. 

Bir süre kitaplıkta sırasını bekledi. Harper Lee ile ilgili kitabın ilk sayfalarında kısa bir hayat hikayesi var, Truman Capote ile çocukluk arkadaşı olduğundan bahsediyor. Bu arada Harper Lee ile ilgili sürekli önüme bir şeyler çıkıyor, okuyorum. Mesela Büyük Sihir kitabında bahsediyor kendisinden, sonra Facebook’ta bir test yaptım, benim hayatımın kitabı Bülbül’ü Öldürmek çıktı. Senin anlayacağın bacım bende kitap ve yazarı hakkında ciddi bir algı oluştu.

Ama yanlış bir algı. Ben salak, Harper Lee’yi erkek sanıyordum iyi mi?! Ve bunun yanlış olduğunu nasıl öğrendim? “En önemli kadın yazarlar” listesi oluşturan dandik bir web sitesinden! Hatta inanmadım, google’ladım ve fotoğraflarına baktım kadının. Evet kadınmış! Kadın.

Buraya kadar her insanın başına gelir diyebilirsin. İtirazım yok. Sonuçta yazar, münzevi bir hayat yaşamış, başka kitap yazmamış, Capote ile arkadaşmış falan filan…

Harper Lee vefat etti, allah rahmet eylesin. Ben kitabı okumaya başladım. Harper Lee’nin erkek olduğu konusu o kadar içime işlemiş ki; öyküyü anlatan başkahraman Scout’un da erkek olduğunu sandım. Bir de içimden diyorum, bak kadın ama bir oğlan çocuğunun ağzından nasıl da güzel anlatmış. Bir yerlerde ufaklığa “bayan ukala” diye hitap ediyorlar da öyle aydım meseleye, nerden baksan otuz kurk sayfayı okumuştum bile!

İşte böyle bacım, bundan gayrı ben kitap kurduyum, edebiyat severim, yazarları filan pek iyi tanıyorum diye dötü kalkmış entel sohbetlerine girecek olursam bu yazıyı önüme koymak serbest.